Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
2010: Yetmez ama idare eder
29 Aralık 2010, 01:40

2010: Yetmez ama idare eder

Sömürü, yoksulluk, faşist saldırılar, zam, zulüm, işsizlik, çevre felaketleri,...

2010: Yetmez ama idare eder

2010 yılını geride bırakıyoruz.Tekel direnişi ile açılışı yapan 2010 yumurta eylemleriyle perdelerini kapatıyor.2010 yoksulların emekçilerin mücadelesine umut verecek bir dizi eylem ve direnişe tanıklık etti.

Egemenler cephesinde referandumda simgeleşen yeni bir dönemin kurucu adımları atıldı.AKP neoliberal,faşist,gerici iktidarını tahkim ederken CHP siyasetine ‘yeni’lenme tartışmaları damgasını vurdu.

2010, Tekel işçilerinin direnişiyle açıldı, öğrencilerin yumurtalı protestosuyla kapandı


2010’u nasıl hatırlayacağız?

2010 AKP için hem iktidarını tahkim ettiği hem de iktidarını tehdit eden dinamiklerle yüz yüze geldiği zorlu bir yıl oldu. Egemenler arası mücadelede en zorlu rakipleri karşısında dahi sarsılmayan AKP, sokağa çıkan halk muhalefeti karşısında o kadar da sağlam duramadığını gördü.

AKP iktidar sokaktan yükselen toplumsal muhalefetin talepleri karşısında hırçınlaştı. Tekel işçileri ile başlayan kavgasında karşısına, ilaç sözleşmelerinde eczacılar birliğini aradan çıkartmak isteyince eczacıları, tam gün yasasıyla doktorları, eşitlik taleplerini kabul etmediği kadınları, ulusal kimlik taleplerini kabul etmediği Kürt halkını, isyanlarını bastıramadığı öğrencileri aldı.
Dış politikada ise AKP’nin iddialı söyleminin ne kadar kof olduğu açığa çıktı. ‘Sıfır sorun’ yerini Mavi Marmara saldırısı sonrası somut bir karşılığı olmayan, popülist bir İsrail karşıtı söyleme bıraktı. İran’la kurulan ilişkiler eksen kayması tartışmalarını gündeme getirse de NATO zirvesinde İran’ı hedef alan füze kalkanının Türkiye’ye yerleştirilmesi karara bağlanarak işbirlikçilik ekseninin yerli yerinde durduğu gösterildi.

Ancak AKP topu hep kazandığı egemenler arası mücadele sahasında tutmaya gayret etti.

Herkes Ergenekoncu olabilir
Erdoğan, her kesimden muhalefeti Ergenekonculukla suçladı; ne zaman zora düşse türbana sarıldı. 2010’un ilk günlerinde Tekel direnişini gündemden düşürmek için türban sorunu ısıtıldı. Emine Erdoğan’ın türbanla GATA’ya alınmadığı haberi basına yansıdı. Bu mağduriyet öyküsü siyasetin gündemini bir süre oyaladı.
2010 yargının egemenler arasındaki çatışmanın odağına oturduğu bir yıl oldu. HSYK-AKP çatışması Erzincan Başsavcısı’nın tutuklanmasıyla tırmandı. Adalet Bakanlığı’nın HSYK’yı işlemez hale getirerek kilitlemesiyle devam etti. Çatışmanın galibi anayasa değişikliği sayesinde şimdilik HSYK’yı da ele geçiren AKP oldu.

Balyozla gelen zafer
Balyoz operasyonu ile TSK’ya etkili bir darbe indirildi. Mart ayı başında aralarında eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın da olduğu 101 sanık ‘AKP ve Gülen hareketini bitirme planı belgesi’ nedeniyle yargılanmaya başladı. Aktif görevdeki 13’ü general 70 subayın yargılandığı dava Yüksek Askeri Şura’yı etkiledi. AKP’nin borusunun öttüğü YAŞ toplantısında bu davada sanık olan 11 isim terfi alamadı. Yeni komuta kademesi ise TSK’nın teamüllerine göre şekillenmedi. AKP’nin tercihlerine göre belirlendi. Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Hasan Iğsız yerine Erdal Ceylanoğlu atandı.

Referandum rüzgarı
Nisan ayında TBMM’ye gelen anayasa değişiklik paketi oylandı. 26 maddeden oluşan değişiklik paketi 12 Eylül’de yapılan referandumda %58’lik evet oyu ile kabul edildi. Paket AKP iktidarının yargıda ipleri ele almasının önünü açarken yürütmeye güçlü yetkiler verdi. AKP’nin iktidarını sağlamlaştıran, neoliberal dönüşümün önünü açan bir sonuç ortaya çıktı. AKP referandumda sandıktan sağ ittifakın partisi olarak çıktı. Referandum sürecinde darbeyle hesaplaşma söylemini öne çıkartsa da başta MHP tabanı olmak üzere sağ seçmenin oylarını alacak ırkçı-gerici-erkek egemen bir çizgiyi benimseyerek sağın biricik partisi oldu. Referandum sonrası AKP’nin gündemini yaklaşan seçimler ve o tarihe kadar Anayasa değişikliği göz önüne alınarak yapılması gereken yasal düzenlemeler oluşturuyor.

2010'da NELER DUYDUK

* Parasız ulaşım isteyenler “Millet değil illet”miş. Başbakan Erdoğan Ankara’da yapılan parasız ulaşım eylemleri için söyledi: “Bunlar milletten değil illetten yana!” (19 Mart 2010)

* Madencilerin kaderi iş kazasında ölmekmiş. Başbakan Erdoğan Zonguldak’ta 30 madencinin hayatını kaybettiği kazanın ardından “Bu mesleğin kaderinde bu var” dedi. (21 Mayıs 2010)

* Alliaonoi yokmuş. Paşasuyu Ilıcası varmış. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Yortanlı Barajı’nın dolmasıyla su altında kalacak antik kent Alliaoni ile ilgili soruları yanıtlarken bu gerçeği açıkladı. Yine Veysel Eroğlu’ndan öğrendik Tarkan’ın burnu uzunmuş. İşi olmadığı halde barajlara itiraz ediyormuş. (Bakan Eroğlu’nun 1 Eylül tarihli basın beyanatından)

* Barajlara karşı çıkmak bölücülükmüş. Başbakan Ilısu barajı mağdurları için yapılan toplu konutların 29 Ekim’de yapılan açılışında baraj karşıtlarının bölücü örgüt üyesi olduğunu söyledi. Başbakanın bu fikri kabul görmüş olmalı ki Ilısu Barajı’na karşı olmak KCK davasında örgüt üyeliğine delil olarak gösterildi.

* Youtube ve Google Türk adaletinden kaçamazmış. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türk’ün gücünü dünyaya gösterdi. Google ve Youtube’u dize getirmek için savaş açtı. Bakan’ın 8 Haziran tarihli iki kuruma yönelik şu çağrısına baksanıza: “Bizim çağrımız şudur. Gelin yetkililerle masaya oturun. Yasalara uyun, Türkiye bir hukuk devletidir. Yasalarımızın istediği şartları yerine getirin. Ondan sonra istediğiniz kadar yayınınıza devam edin.”

* Kadınla erkek eşit değilmiş. Başbakan sayısını ve zamanını bile hatırlayamadığımız kadar çok yerde birçok defa tekrarladı bu görüşünü. Hatta kadın örgütü temsilcileriyle buluştuğu toplantıda bile.

* Fazla jöle beyine zarar veriyormuş. Başbakanla söyleşi programı yapan Yiğit Bulut’tan öğrendik. Referandum sürecinde Başbakan’la söyleşi yapıp suya sabuna dokunan tek bir soru sormadan program yapmasını, iktidara sansür kurulu önerimesini başka türlü açıklayamadık.

* Dayakçı polis yokmuş kendini yere atan öğrenci varmış. Beşir Atalay, basının, polisi öğrencileri döverken görüntülediği saldırları 20 Aralık’ta TV’de böyle yorumladı.

2010’da NELER GÖRDÜK

Cumartesi Anneleri, 300. hafta eylemlerini de gerçekleştirirken, hükümet kayıp yakınlarını duymazdan gelmeyi sürdürdü

* Youtube iki yıllık yasağın ardından açıldı. Sonra tekrar kapandı sonra sınırlı açıldı şimdi…

* Eczacılar miting yaptı, Doktorlar yolları kesti. Vakıf Gureba hastanesinde çalışan asistan doktorlar hastanenin bir vakıf üniversitesine devredilmesini protesto için yolu trafiğe keserek bir eylem gerçekleştirdi.

* Radikal’de çok büyük “devrim” oldu. ‘Özgürlükçü sol’ bir gazete olmak isteyen gazetenin genel yayın yönetmeni Gülen cemaatine yakın bir isim olan Eyüp Can Sağlık oldu.

* 26 yıl aradan sonra bir Anadolu takımı 1. Lig’de şampiyon oldu. Bursaspor kupayı aldı.

* 2010 İstanbul’a Metrobüs zammıyla geldi metobüs zammıyla gitti. Geçen yılın ilk günlerinde yapılan zam parasız ulaşım eylemleri ve hukuki mücadele soncu geri alınmıştı. 1 Kasım’da yapılan zamlara karşı eylemler sürüyor.

* HES projeleri Karadeniz’den Ege’ye ülkenin her yanında köylüleri ayağa kaldırdı. Sopalarla derelerin başında nöbet tutan köylü kadınlar Rize’den Köyceğiz’e HES’çi şirketlere göz açtırmadı.

* Niğde Ulukışla’da halkın direnişine dayanamayan siyanürcü maden şirketi tasını tarağını toplayıp ilçeyi terk etti.

* Başbakan işsizliğin çözümünü TOBB’un sırtına yükledi. TOBB çözemeyince başbakandan zılgıtı yedi. İş burada da kalmadı TOBB ticari iştiraklerine polis operasyonu yedi.

* Memleketin hayvanlarına kıran girmiş olacak ki ucuz et için hükümet ithalat yoluna gitti. Güney Amerika’dan Türkiye’ye gemilerle angus taşındı.

* U2 Türkiye’ye geldi. Bono bile tahmin edemezdi ama AKP’nin referandum kampanyasına meze oldular. U2’nun muhalif imajını konserinde sahne alan Zülfü Livaneli bile kurtaramadı.

BİR DİRENİŞ,BİR ZAFER,BİR İTTİFAK,BİR EYLEM



2010 Türkiye sol muhalefeti açısından önemli direniş, eylem ve zaferlere tanıklık etti.

KIŞ: DİRENİŞ
Yeni yıl Abdi İpekçi Parkı’nda polis terörüne direnen Tekel işçileriyle başlamıştı. Polis saldırısı karşısında kararlı bir direniş sergileyen yüzlerce Tekel işçisi direnişi 78 gün boyunca Ankara Sakarya Meydanı’nda sürdürdü. Kurulan çadırlarla bir direniş mahallesi haline gelen Sakarya tüm Türkiye’den insanca bir yaşam, güvenli bir gelecek için mücadele edenlerin akıp buluştuğu bir direniş odağına dönüştü. 2010 kışının sonu Tekel işçileri önderliğinde neoliberalizme karşı yükselen muhalefetin baharı oldu.

BAHAR: ZAFER
Baharın son günlerinde on binlerce emekçi otuz iki yıl aradan sonra 1 Mayıs’ta yeniden Taksim Meydanı’na girdi. Yüz binden fazla emekçi Türkiye’nin her yanından hatta yurt dışından 1 Mayıs’ı 1 Mayıs alanında kutlamak için Taksim’e geldi. Miting sendikal bürokrasiye karşı güvencesiz işçilerin isyanına da sahne oldu.

YAZ: İTTİFAK
Anayasa değişiklik paketinin oylanacağı referandum yaz aylarında tansiyonun hiç düşmediği günler yaşanmasına neden oldu. AKP hükümeti bir yandan kendi iktidarını sağlamlaştırmak bir yandan neoliberal dönüşüm için gerekli yasal düzenleri yapmak üzere ‘evet’ cephesini örgütledi. Sokaklarda ‘halkın hayır’ını örgütleyenler de vardı. Türkiye solunun dört güçlü örgütü ÖDP, EMEP, TKP ve Halkevleri ‘halkın hayırı var’ çağrısı etrafında bir araya geldi. Referandum sonucunda ‘evet’ %58’lik oy oranıyla sandıktan galip çıkarken, sürece emek eksenli bir müdahalede bulunan sosyalistler sokakta etkili ve anlamlı bir birlikteliğe imza attı.

GÜZ: EYLEM
Sonbaharda egemenler arası çatışmanın odağına üniversiteler oturdu. YÖK’ün İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği bir yazı ile türban yasağı fiili olarak kalktı. Eşzamanlı olarak üniversitede polisin varlığı YÖK eliyle yaygınlaştırılıp yasal bir zemine oturtuldu. Aynı dönemde hükümet üniversite reformu, YÖK’ün yapısında değişiklik gibi düzenlemeler tartışmaya başladı. Üniversite herkes tarafından konuşuluyorken üniversite öğrencilerinin sessiz kalması düşünülemezdi. Yıl boyunca üniversitelere gelen tüm AKP’lileri ve sermaye temsilcilerini yumurtalayanlar 4 Aralık’ta başbakanın rektörlerle buluşmasını protesto ederken polis şiddetine maruz kaldı. Bu ağır saldırıyı 8 Aralık günü Ankara Üniversitesi’ne bir panel için gelen AKP milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu yumurtalarla protesto etmeleri eklenince ülkenin gündemi birden yumurta ve gençlik mücadelesi oldu. Üniversitelilerin eylemi AKP’nin baskı ve yıldırma politikalarının etkisizleştirilip tersine çevrilebileceğini gösterdi.

2010’da yaşananları unutma unutturma
* Kürt sorununda açılım denilenin Kürt hareketini tasfiye olduğu 2010’a varmadan anlaşılmıştı. Egemenlerin yükselttiği ırkçı-şoven-gerici havanın sokaklara tehlikeli biçimlerde yansıdı.

* 12 Mayıs’ta Muğla’da faşistlerin Kürt öğrencilere dönük saldırılarıyla başlayan çatışmada Şerzan Kurt adlı Kürt öğrenci, polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Katil zanlısı polisin yargılandığı dava geçmişte Uğur Kaymaz’ı öldüren polisler için beraat kararı veren Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.

* 27 Temmuz’da Hatay Dörtyol’da 4 polisin öldürüldüğü bir çatışma sonrası faşistler Kürt mahallelerine saldırıya geçti. Kentte iki gün süren olaylar boyunca Kürt mahallelerinde barikatlar kuruldu, mahallelilerin can güvenliği sağlanamadı. Faşist provokasyon linç girişiminde etkin rol alan bazı isimlerin derin ilişkileri deşifre edilerek yatıştırılabildi. Benzer bir linç girişimi bir önceki gün 26 Temmuz’da Bursa İnegöl’de yaşandı. Basit bir adli kavga Kürtlere dönük linç girişimine dönüştü.

Halkın Sesi gazetesi 122. sayısında yayımlanmıştır

Haberi Ekleyen: Ali Dursun

Bu haber 1013 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Özel Haber

Akp, Cumhuriyet Düşmanı Bir Partidir

Akp, Cumhuriyet Düşmanı Bir Partidir Akp, her şeyi göze almış bir siyasal İslam örgütüdür..

Sinan Yayla'ya İdlib Görevi

Sinan Yayla'ya İdlib Görevi Bahar Kalkanı Harekatı'nın başına Sinan Yayla getirildi.

İdlib’de 33 asker şehit oldu

İdlib’de 33 asker şehit oldu Tüm yurtta sosyal medya kapatıldı!

Giresun'da Kim Kazanacak?

Giresun'da Kim Kazanacak? Seçimler büyük süprizlere gebe görünüyor.

HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor

HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss