Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
İŞÇİLER HÜKÜMETİN EŞEĞİ Mİ?
25 Aralık 2010, 12:31

İŞÇİLER HÜKÜMETİN EŞEĞİ Mİ?

Taner Yıldız; Küreselleşen ekonomilerle rekabet edebilmek için yeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz.

 

İŞÇİLER HÜKÜMETİN EŞEĞİ Mİ?

   

Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Türk-İş’e bağlı Tes-İş’in genel kurulunda çok ilginç açıklamalarda bulundu. Bakan’a göre Türkiye’nin kalkınması adına işçiler gerekirse 16-18 saat çalışabilecek duruma gelmeli.

 

Taner Yıldız’ın söylemi şu şekilde devam ediyor,“Bizler gelişmekte olan Türkiye olarak, mutlaka yeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz. O yüzden biz uzlaşı içerisinde bütün emeklerimizi beraber ortaya koyarak Türkiye’yi geliştireceğiz… Globalleşen, küreselleşen ekonomilerle beraber rekabet edebilen iş ortamının içerisinde bulunması gerek[ir].”Taner Yıldız’ın bu açıklamasının en dikkat çekici tarafı ise işçilerin 16-18 saat çalışması durumunun mutlaka geleceğini belirtmesidir. Bakan ayrıca bir uzlaşıdan bahsediyor fakat 18 saat çalışacak işçinin uzlaşı sonucu alacağı tavizi herkes merak ediyor.

Bu açıklama AKP döneminde işçi hakları ile ilgili yapılmış ilk sıra dışı açıklama değil. Yine Taner Yıldız, Zonguldak’ta meydana gelen patlamadan sonra yaşamını yitiren 30 işçinin ölümü hakkında “çok güzel öldüler” yorumunu yapmıştı. Ancak Bakan’ın o skandal açıklamasının görüntüsün ardında, işçilerin yanarak can verdiği gerçeği vardı. Grizu patlaması sırasında ölmeyen diğer işçilerimiz ise muhtemelen patlama sonrası ortamda oluşan oksijen yetmezliğinden boğularak yaşamlarını yitirmişlerdi. Güzel diye nitelenen ölüm biçimi işte budur. Zonguldak’taki maden ise hükümete yakın bir ismin taşeron şirketiydi.

 

ŞÜKREDİN

Aynı olayın ardından Başbakan yaşanan kaza için bu maden işçilerinin kaderidir diyor. Hükümete yakın yapımcıların dizilerinde manipülatif gerçekler yaratılıyor ve senaryo gereği yaralanan güvenlik görevlilerine bu sizin kaderinizde var tıpkı maden işçilerimizde olduğu gibi deniyor ve tek yapmamız dua etmektir diye de İslam’ın uzlaştırıcı gücüne atıfta bulunuluyor. Öyleyse Taner Yıldız’ın işçiler için sunduğu 16-18 saatlik uzlaşı zihniyetinin ne olduğu ortaya çıkıyor.

Görünen o ki Taner Yıldız’ın açıklamaları gibi işçiler 16-18 saat çalışmaları karşılığında uzlaşı anlayışına göre daha fazla İslam yaşacaklar. İşçileri artık daha doğru bir deyişle Türkiye emekçi sınıfını daha fazla çalışmaya ve daha az kazandırmaya yönlendirebilmenin temel düsturunun daha fazla İslam olduğu ortadadır.

 

İŞÇİ HAKLARINA BAKIŞ

AKP döneminde emekçiler ile ilgili diğer bazı açıklamalar ise şöyle: Ağustos ayında Nimet Çubukçu Uşak’a yaptığı ziyarette yolda kendisine dert yanan iki sözleşmeli öğretmene, öyleyse sözleşmeli öğretmen olmasaydınız dedi. Tuzla tersanelerinde işçi yaralanmaları ve ölümleri arttığında dönemin Çalışma Bakanı bölgeyi ziyaret ettikten sonra yaşanan ölümlerle ilgili bu konuda dış mihrakların payı olduğunu belirtti. Bakan’ın söylemek istediği gayet nettir, Tuzla’nın dünya tersanecilik piyasasında rolü hızla büyümektedir, öyleyse ölümler Türkiye’nin bu alandaki rolünü kıskanan yabancı sermaye gruplarının işidir. Bakan Taner Yıldız’ın buna denk düşen son açıklamasının önem taşıyan bir diğer yanı da küreselleşen dünyada rekabet gücüne atıfta bulunmasıdır. Bu konuda Prof. Dr. Yalçın Küçük’ten bir alıntı yapmak gerekiyor,”[…]çok rakipli dünya sektöründe, Malezya, Güney Kore, Mısır, Pakistan özellikle tekstilde Türkiye’ye rakiptirler, pazara girebilmek ve kalabilmek için Türk parasının değerinin sürekli düşürülmesi gerekiyor, bu sürekli devalüasyondur. İlave olarak maliyetlerin indirilmesi zorunlu oluyor, teknoloji aynı olduğuna göre, demek ki, devamlı olarak ücretleri kesmek gereklidir, sınırı ise esaret ücretleri düzeyidir. İkisi nasıl sağlanır, bu, sonuçları ekonomik olmakla birlikte mutlaka politik bir mekanizmayı işletmeyi gerektirmektedir.(1)

Türkiye ihracat yapabilmek için işçisinin çalışma süresini uzatmalıdır, ücretleri azaltmalı ya da Yalçın Küçük’ün dediği gibi esaret ücreti düzeyinde tutmalıdır, sendikalıları koruyan veya işçileri buna teşvik eden yasalar meclise gelmemelidir, taşeron yasaları çıkarılmalıdır ama en nihayetinde işçileri ve emekçileri isyan noktasından  uzak tutmak için İslam’ı kullanmak gerekmektedir, işçiler arasında dernekler ve sendikalar değil cemaat yapılanması gerekmektedir.

Sonuç olarak, Taner Yıldız’ın açıklaması son 30 yıldır dünyada var olan neo-liberal politikaların söze dizilmiş halidir. Piyasacı anlayış, serbest ticareti savunma, sosyal bütün masrafları ortadan kaldırma ya da kısma, işçi ücretlerini olabildiğince az seviyede tutma ve bütün bunları yapabilmek için yoğun bir dinsellik ve gericilik şahit olduğumuz en büyük gerçeklik olmaktadır. Neo-liberal politikaların uzlaşı zihniyetine karşı koyanların sonu ise Tekel işçilerine benzemektedir: Büyük bir baskı.

 

Alphan Telek

Odatv.com

 

1)Yalçın Küçük, Devlet ve Hürriyet,s. 194,İthaki.

Haberi Ekleyen: Ali Dursun

Bu haber 1011 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Özel Haber

Akp, Cumhuriyet Düşmanı Bir Partidir

Akp, Cumhuriyet Düşmanı Bir Partidir Akp, her şeyi göze almış bir siyasal İslam örgütüdür..

Sinan Yayla'ya İdlib Görevi

Sinan Yayla'ya İdlib Görevi Bahar Kalkanı Harekatı'nın başına Sinan Yayla getirildi.

İdlib’de 33 asker şehit oldu

İdlib’de 33 asker şehit oldu Tüm yurtta sosyal medya kapatıldı!

Giresun'da Kim Kazanacak?

Giresun'da Kim Kazanacak? Seçimler büyük süprizlere gebe görünüyor.

HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor

HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor HES Davaları İçin Gönüllü Avukatlar Aranıyor

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss