Hatice Özbay
Yıldız Gözlerinde Yaldız
16 Ocak 2013, 02:22
Yıldız Gözlerinde Yaldız
Turnusol misalidir sevda ve ayrılık hikayesi.
Sevgiye dair ne varsa söylendi sanırsın duyduklarından, okuduklarından, dinlediklerindendir bu. Artık söyleyecek ne kaldı ki dersin sevdaya yakalanmadan önce.
Bir gün sevdalık ruhuna yerleşir sana da söyletir, sana da yazdırır sevdanın yüceliğini, enginliğini, farklılığını, eşsizliğini, coşkunluğunu ve daha nicelerini…
Kökleri derinlerindedir, yıllanmış çınar ağacı misali güçlü hissedersin kendini. Sevdanın kökleri çok derinlerindedir artık, ne göğe değer başın, ne de kimse sallayabilir seni sanırsın.
Ayrılık vakti geldiğinde de benzer duygular sarar tüm bedenini, nedeni ne olursa olsun tüm ayrılıklar can yakar.
Boğazın düğümlenir, yutkunamazsın, yüreğinin altında bir yerlerin ağrıyordur artık zamanlı zamansız.
Kısacası turnusol kağıdı gibi renk değiştirirsin. Yıllanmış çınar ağacı misali hissettiğin günler geride kalmış, kendini güçsüz bir gelincik misali dokununca dökülecekmiş, üşüyecekmiş, incecik narin, kırılgansındır artık.
Farklı duygular olduğunu sanırsın sevda ile ayrılığın. Özünde her ikisi de senindir, senin kadardır, sana özeldir ancak kardeş duygulardır aslında.
Hangi sevda ya da ayrılık ağrısız, sızısız, sancısız, ayazsız yaşanmıştır ki? Hangisi şaşkınlığın değildir ki sevdan mı, ayrılığın mı? Hangisi yağmurun değildir ıslandığın? Hangisi senin depremin değildir sarsıldığın, herhangi bir ölçeği var mı ölçebilecek?
Bu yazdıklarımdan sonra siz karar verin aşağıdaki şiir sevdaya mı yazıldı, yaklaşan ayrılığa ağıt mı?
Yıldız Gözlerinde Yaldız
Bir kalbim, bir bedenim ve bir sırrım vardı aşka dair.
Aşk, yırtarcasına, kasıp kavururcasına bir küçük isyan haliydi
Sadece gözlerden taşan,
Gözlerim ele verdi…
Gözlerinde yıldız, yaldız yaldız
Yazgımsa tuttuğum ellerinde.
Hoyratça kullandığı bensiz zamanlar,
Öteki yarımı sessizliğe terk etti.
Uyutacağım, gelinciklerle bezeli uzak sessizliğini.
Suskuya yazdım, suskunluğa sakladım.
Susmuşluğun uykusuna daldım.
Her sonbahar geldiğinde
Sararan yapraklar gibi sarardı yürekler.
Hüznü çöktü hazanın, sarısıyla karışık.
Hazan, hüzün getirdi.
Mahzunlaştık.
Yüreğim uyum sağladı hüzünle hazana.
Saklımda tuttuğum aşkım
Gözlerimde yaş olup aktı.
Saklımda tuttuğum aşkım
Gözlerimde çakmak olup çaktı.
Bedenim uyulmandı hüzünle, hazana.
Yıldız gözlerinde yaldız yaldız…
Bu yazı 1078 defa okunmuştur.
Paylaş
|
GÖRELE ' DE HAVA DURUMU
RÖPORTAJ
Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi
|