Kadın sorunu,burjuva ikiyüzlülüğünün en bariz haliyle açığa çıktığı turnusol kağıtlarından biridir. Üniversite öğrencisi bir kadını zorla kaçırıp,tecavüz etmekten tutuklu bulunan iki kişi tahliye edildi. Dosyalarındaki deliller suçlarının sabit olduğunu gösteriyordu.Ama mahkeme salıverirken,tutukluluk sürelerini dikkate almıştı! Çünkü,İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan beklenen dosyaların gelişi uzun sürecekti,tutukluluk süreleri daha fazla uzayacaktı...vs.vs.
Hiçbir delil olmaksızın yıllarca tutuklu kalan politik tutsaklar sözkonusu olunca aynı hassasiyeti göstermeyen burjuva mahkemeler,söz konusu olan kadın ve tecavüz olunca uzun yargılamanın "hukuksuzluğu"nu hatırlamışlardı nedense!
Bu çarpıcı örnekte olduğu gibi,kadın sorunu,burjuva ikiyüzlülüğünün en bariz haliyle açığa çıktığı turnusol kağıtlarından biridir.Cinslerarası eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasından,fırsat eşitliğinin sağlanmasından bahseden burjuva sistem,bu konuda sayısız düzenleme,sayısız yasa da çıkarsa,kadına dönük özsel yaklaşım değişmediğinden,bunların hepsi kağıt üzerinde kalmaya mahkum olur.
En ileri kapitalist ülkelerde bile bu böyledir.Mesela yapılan araştırmalarda ABD'de her 15 saniyede bir kadın dayak yiyor,öldürülen kadınların yüzde 70′i sevgilileri ya da eşleri tarafından öldürülüyor.Orada da,dünyanın her yerinde de aslolarak şiddete uğrayan kadın "yargılanıyor"; "kuyruk sallamasaydı..." önyargısı dünyanın hemen her ülkesinde mevcut.
Ya da kapitalist üretimde kadının kadın olmaktan kaynaklı eşitsizlikler yaşaması...
En ileri Avrupa ülkelerinde bile kadının ücreti,aynı koşullarda çalışan erkek sınıf kardeşine göre daha düşüktür!
Kapitalizm kadını kitleler halinde üretime çekerken özgürleştirdiğini iddia etse de,kadına biçilmiş toplumsal rollerin gizli ya da açık sürdürülmesi onun için olmazsa olmazlardan biridir.
O,sosyalist sistemdeki toplumsal yararlılık,ihtiyaç,gelişim ve bunun içerisinde anlam kazanan bireysel gelişime uygun koşulların yaratıldığı üretim ilişkileri üzerinden yükselmez.
Tek gayesi daha fazla kar için gerekli toplumsal koşulları hazırlamaktır!
Kapitalizmde kadının;ev işleri,çocuk ve yaşlı bakımı,proleterya ordusuna yeni askerler yetiştirilmesi... gibi zaruri görevleri vardır!
Bu hizmetlerin parasız gerçekleşmesi sömürünün derinleşmesi açısından zorunludur.
Türkiye gibi ülkelerde ise kadının yaşamın her alanında yaşadığı eşitsizlik perdesizdir!
Dünya Ekonomik Forumu'nun son açıkladığı verilere göre Türkiye kadın-erkek eşitliği konusunda,134 ülke arasında 126.sırada yer alıyor.
Sağlık alanında 61'inci,
Siyasette 99'uncu,
Ekonomik katılım ve fırsat eşitliği konusunda 131'inci,
Eğitim konusunda de 109'uncu sırada.
Bu konuda Fas'ı,Benin'i,Suudi Arabistan'ı,Yemen'i geride bırakıyor.
Bu gerçek ortada dururken,bugünlerde kadının özgürleşmesi ve cinsler arası eşitlik sorunu aleni bir çarpıtma ile ele alınıyor.
Bir taraftan kadının eşitlik ve özgürlüğü,"türban özgürlüğü"nün payandası haline getiriliyor.
Bir taraftan da emeklilikten,sağlığa,emzirme ödeneklerinden,doğum iznine kadar bir dizi hak gaspı anlamına gelen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'yla (SSGSS) kadınların hak ve özgürlükleri tamamen tırpanlanırken,TÜSİAD'ın ismindeki "adamları" sözcüğünü atacağı üzerinden bol bol hamaset yapılıyor!
Tayyip Erdoğan fırsatını bulduğu her yerde kadınlara "3 çocuk doğurun" çağrısı yaparken,TÜSİAD'ın isim değişikliğine gitmesi kadın sorununda dönüm noktası olarak sunuluyor.
Sermaye kavramları boşu boşuna tersyüz etmiyor.
Bizi daha fazla köleleştirirken,aynı zamanda kavramların gücünü de kullanarak alıklaştırmaya çalışıyor!
Fakat nereye kadar?
Gerçek,her gün yaşadığımız hayatın içinden haykırıyor.
Burjuva kadın,TÜSİAD içinde yüzde 12′lik bir orana sahipmiş!!!
TÜSİAD Başkanı kadınmış!!!
TÜSİAD ismindeki "adamları" kelimesini çıkarıyormuş!!!
Türban kadının fırsat eşitliğinin sembolüymüş!!!
Bizim gerçeğimiz,emzirme hakkımızın bile gaspedileceğidir!
Sağlıktan,eğitime,toplumsal yaşamın her alanındaki eşitsizliklerden,açlığımıza kadar her gün yaşadığımız hayatımızdır!!!