Hukukçularla Dayanışma Çağrısı...

HİDROELEKTRİK SANTRALLERİNE KARŞI

DAYANIŞMA ÇAĞRIMIZDIR!

‘Elektrik Piyasası Kanunu’nun yürürlüğe girdiği Mart 2001 tarihinden sonra 2002 tarihinde ‘Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’ ve 2003 tarihinde ‘Su Kullanım Anlaşması Yönetmeliğinin’ yürürlüğe girmesiyle birlikte ortalığa saçılan HES projeleri, doğa ve toplum düşmanlığının yollarından biri olmuştur. Ülkemiz vadilerinde yapımı planlanan HES’lerin sayısı 2000’in üzerindedir. Bütün demokratik mücadelelere, yargı kararlarına karşın, yapımı devam eden HES projeleri ve iletim hatları nedeniyle vadilerimizde adeta katliam yaşanmakta, yaşam alanları büyük ölçüde tahrip edilmektedir. Yaşam alanlarımızın tahrip edilmesi sonucu vadilerdeki tüm varlıkların dengesi bozulmakta, birçok insanın yaşamını sürdürdüğü vadilerimizden göç etmelerine neden olmaktadır.

Derelerin Kardeşliği Platformu; sularımızın ve doğal kaynaklarımızın zenginlerin kar hırsı ve daha fazla tüketim hırsı uğruna yağma edilmesine, doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar verilmesine birlikte karşı çıkmak amacıyla mücadele eden derelerin temsilcileri ve çevre örgütlerinin bir araya gelmesiyle oluşan bağımsız bir halk hareketidir! Derelerin Kardeşliği Platformu, hiçbir lobicilik faaliyeti ile ilgisi olmayan, herhangi bir fondan veya ödenekten yararlanmayan, politik kaygı ve hesaplar gütmeyen, tamamen gönüllülük esasına bağlı, herhangi bir hiyerarşik yapısı bulunmayan, HES’lere karşı demokratik ve hukuksal mücadelesini sürdüren bir organizasyondur.

Platformumuz, tüm canlıların yaşam kaynağı olan suyun, sadece enerji kaynağı ve para kazanma aracı olarak görülmesini reddetmektedir. Suyun ticari bir mal değil, tüm canlıların ulaşma hakkı olan doğal bir varlık, ekolojik sistemin bir parçası olduğunu, hiçbir şekilde yatağı değiştirilemeyeceğini savunur. Sudan elde edilmeye çalışılan enerjinin alternatifi vardır, oysa doğamızın alternatifi yoktur! Hiçbir canlı, su ihtiyacının daha önemli olduğunu ileri süremez. Canlı türlerinin yok olma noktasındaki suyu ifade eden ‘can suyu’ kavramı veya böyle bir adalet anlayışı kabul edilemez, ahlaki görülemez. Doğal yaşam ile su ilişkisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama ve yasal düzenlemeler kabul edilemez. Suyun kullanımı; ekolojik, çevresel, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlikten uzak ele alınamaz. Milyonlarca yıldır varlığını sürdüren ekosistemleri yok edecek HES projeleri, yenilenebilir temiz enerji kaynağı olarak görülemez.

Vadilerimizin yağmalanmasına karşı bugüne kadar birçok farklı kulvarda mücadele yürüttük, yürütüyoruz! Bu mücadeledeki en büyük sorunlarımızdan biri, vadilerimizde hayatın bilinen nedenlerle zorluğu ile birlikte, karşımızdaki güçleri de düşündüğümüzde karşılaştığımız acizlik, biçarelik ve yalnızlık hislerimizdir. Aynı zamanda, özellikle büyük kent merkezlerinde birikmiş bilimsel, teknik ve hukuki birikime ulaşmada yaşadığımız zorluk, sorunu kavramamızı zorlaştırmakta, hareket kabiliyetimizi kısıtlamaktadır. 

Geldiğimiz aşamada, her ne kadar hukuki mücadelelerimizde açtığımız tüm davalarda olumlu sonuçlar alıyor olsak da, her gün bir yenisi ortaya çıkan projeler; kazandığımız davalar karşısında adeta hukukla alay edercesine uygulanmayan kararlar veya küçük değişikliklerle yeni baştan başlayan süreçlerle karşı karşıya kalmaktayız. Dolayısıyla, bugüne kadar yanımızda olan hukukçu dostlarımızın, daha çok bireysel özverilerle sürdürdükleri hukuksal mücadele süreçlerinde daha gelişkin bir düzeye ihtiyaç duymaktayız.

Bir toplumsal hareket olarak, (vadilerimizde bulunan bütün dilsiz varlıkların da adına) vadisini korumaya çalışanların yanında durmayı; mücadelenin diğer kulvarlarıyla eşgüdümlü hareket etmeyi, kolektif emeği olmazsa olmazı sayan; bilginin toplumsallaşmasını ve toplumsal bir güce dönüşmesini önemseyen hukukçu dostlarımızla organize bir biçimde hareket etmeyi amaçlamaktayız.

Bu amaçla düzenlemiş olduğumuz, bilgilendirme ve ‘gönüllü hukukçularla tanışma’ etkinliğimize davetlisiniz.

HUKUK ÇALIŞMA GRUBU

DERELERİN KARDEŞLİĞİ PLATFORMU

HUKUK ÇALIŞMA GRUBU