Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


M.G.DR.ERSİN ASLAN'I NEDEN ÖLDÜRDÜ?


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 20 Nisan 2012
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 16:53
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=9911


M.G.DR.ERSİN ASLAN'I NEDEN ÖLDÜRDÜ?
 
 
Dedesi ameliyat sonrası vefat eden bir hasta yakını Dr.Ersin Aslan'ı bıçaklayarak öldürdü!
 
Dr.Ersin Arslan’ın katli ve Hekim hasta ilişkileri..
 
Gaziantep İl Sağlık Müdürü Prof.Dr.Metin Karakök,H.M.’nin dedesine uygulanan tedaviyle ilgili olarak,şu bilgileri verdi:
 
“Mart ayının sonunda hasta geliyor.Yapılan tetkiklerde akciger kanseri teşhisi konuluyor.Ersin Arslan ise operasyon yapılması gerektiğini bütün detayları ile antalıyor.Hatta hasta yakınları ‘Önce Allah’a sonra size güveniyoruz’ diyorlar.Daha sonra operasyon yapılıyor.Hasta iyileşiyor ve duruma stabil hale geldiği için taburcu ediliyor.Ancak öğrendiğimiz kadarıyla evde hastaya iyi bakılmıyor.Solumu zayıflayınca evdekiler kendileri müdahale etmiş.Tabi durumu daha kötü hale getirmiş ve bu halde hastaneye tekrar geri getirmişler.Hasta hemen yoğun bakıma alınmış ama kurtarılamamış.”
 
Bu arada katil zanlısı M.G.’nin babası Yusuf Geceken de,
 
“Oğluma çok kızıyorum.Öyleki başsağlığına gidip doktora yaptıklarının aynısını onların karşısında kendime yapmak istiyorum” dedi.
 
Protestoya Meclis’teki doktor milletvekilleri de destek verdi.
 
CHP’nin sağlıkçı milletvekilleri,Arslan’ın hayatını kaybetmesi dolayısıyla Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı istifaya davet etti.
 
TBMM’de düzenlenen basın toplantısında konuşan CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker,son yıllarda doktorlara ve sağlık çalışanlarına yönelik hem fiziksel hem de sözlü şiddetin arttığını ifade eden Şeker,
 
“Buna benzer bir olay gelişmiş ülkede yaşanmış olsaydı o ülkenin Sağlık Bakanı derhal istifa ederdi. Sağlık Bakanlığı’nı,daha fazla saldırı olmadan yürürlüğe koyduğu uygulamaları tekrar gözden geçirmeleri konusunda harekete geçmeye davet ediyorum” diye konuştu.

DOKTORLAR BUGÜN ÇALIŞMIYOR

Bu arada Türk Tabibler Birliği,Dr.Ersin Arslan’ın öldürülmesini protesto etmek için bugün tüm Türkiye’de iş durdurma eylemi yapacaklarını duyurdu.Öte yandan 2010-2011 yılları arasında tüm Türkiye çapında toplam 50 doktor hasta yakınlarının fiziki ve sözlü saldırısına uğradı.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş,Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Doktor Ersin Arslan'ın isminin yaşatılmasını için,hastanenin adının "Gaziantep Doktor Ersin Aslan Devlet Hastanesi" olarak değiştirilmesini istedi.
 
Memiş, yaptığı yazılı açıklamada, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin asla kabul edilemeyeceğini belirterek,
 
"Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi isminin "Gaziantep Doktor Ersin Aslan Devlet Hastanesi' olarak değiştirilmesini teklif ediyoruz" dedi.
 
Toplumsal şiddetin akıl almaz boyutlara ulaştığını vurgulayan Memiş,17 yaşındaki bir kişinin bir insanı öldürecek boyutlara gelmesinin insanın kanını dondurduğunu dile getirdi.Bu duruma neden olan psikososyal faktörleri tespit etmenin,ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları önlemenin ve caydırıcı tedbirleri almanın,devletin asli görevlerinden olduğunu kaydeden Memiş,şunları ifade etti:

"Acilen uygulamaya geçirilmesi gereken tedbirler şunlar olmalıdır:

-Hastanelerde hasta ve yakınlarının başvurmak isteyebileceği olası şiddete karşı caydırıcı afişler asılmalıdır.

-En küçük şiddet olaylarında bile kolluk kuvvetlerinin sağlık çalışanlarını korumak amacıyla şiddeti uygulayanları gözaltına alması gerekmektedir.

-Toplumsal şiddetin boyutlarının yansıması olarak sağlık alanında ortaya çıkan bu tür menfur olaylar için özel yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

Ülke insanımız için 7 gün 24 saat kutsal bir görevi yerine getiren sağlık çalışanlarımıza uygulanan şiddeti halkımızın da tasvip etmediği muhakkaktır.Bu olayları gerçekleştiren sağlıksız zihniyetlere karşı ülke insanımız da tepkisini ortaya koymalıdır.

Op.Dr.Ersin Aslan'a yapılan saldırıyı bir kez daha kınıyor,tüm sağlık camiası adına Dr.Ersin Aslan'a Allah'tan rahmet,yakınları ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileklerimizi yineliyoruz."
 
Sağlık Bakanı Recep Akdağ,Gaziantep'teki önemli büyük bir hastaneye,bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr.Ersin Arslan'ın isminin verileceğini söyledi.
 

Gideni geri getirmenin mümkün olmadığını belirten Akdağ,şöyle konuştu:

''Pırıl pırıl,hayatının baharında,kendisini hastalarına adamış,tertemiz bir vatan evladı,bir doktor görevinin başında Allah'ın rahmetine kavuşmuş oldu.Allah mekanını cennet etsin.Bizim bundan sonra yapacaklarımız onu geri getirmez ama ailesinin acısını bir nebze olsun azaltabilir.Gaziantep'teki önemli, büyük bir hastaneye kardeşimiz Dr.Ersin Arslan'ın ismini vereceğiz.Aileyle de konuştuk,onlar da bundan mutluluk duyduklarını ifade etti.Cenab-ı Hak rahmet eylesin.Bir an önce biz sağlık ailesi olarak, ben Sağlık Bakanı olarak bu işin müsebbibi ya da müsebbiplerinden yani arkada bir azmettiren falan da var mı bilmiyoruz...Buna adalet karar verecek.Bir an önce hesap sorulmasını bekliyoruz.Şu an beklediğimiz en önemli husus budur.''

Baba Ramazan Arslan ise ailelerden çocuklarına sahip olmasını isteyerek,

''Niye bu ortam böyle boş...İki bıçaklı orada,beş bıçaklı orada,hepinizin elini ayağını öpeyim, çocuklarınıza sahip olun.Bu son olsun'' diye konuştu.

Bakanlar Akdağ ve Şahin,daha sonra,babasını kaybeden AK Parti Gaziantep Milletvekili Halil Mazıcıoğlu'nun evine taziye ziyaretinde bulundu.

Bir süre Mazıcıoğlu'nun evinde kalan Bakan Recep Akdağ,Dr.Ersin Arslan'ın öldürüldüğü Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne gitti.

Burada Başhekim Ali Güven Fincan ile görüşen Akdağ,olayın yaşandığı yerde incelemelerde bulundu.

Doktorların günahı ney!
 
Doktorların günahı ney!

Gaziantep’te Dr.Ersin Arslan’ın hasta yakını tarafından öldürülmesine tepki gösteren sağlıkçılar protesto yürüyüşü gerçekleştirdiler.

Giresun’da MEMUR-SEN ve KESK’e bağlı sağlık sendikaları ve Tabip Odası üyeleri Gaziantep’te kalp damar cerrahi uzmanı Dr. Ersin Arslan'ın bir hasta yakını tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürülmesini yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto etti.

Giresun’da hastanelerde sağlık hizmetinin aksamaması için öğlen saatinde Depboy Mevkii’nde bir araya gelen sağlıkçılar, burada ellerinde “Sağlıkçıya vurduğunuzda eliniz ağrısa 182’ye şikayet ediniz”, “Şiddete son”, “Sağlıkta şiddet istemiyoruz” dövizleri taşıyarak ve slogan atarak Haydar Aliyev Parkı’na kadar yürüdü. Sağlık çalışanları yürüyüş boyunca ıslıklarla ve alkışlarla meslektaşlarının öldürülmesini protesto etti.

Haydar Aliyev Parkı’nda Dr. Ersin Arslan’ın bir hasta yakını tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Giresun Tabip Odası Başkanı Murat Kolikpınar, “Sağlıkçı demek, ölümüne insan canını, insan sağlığını, insan sağlığının devamını elinde tutmaya vesile olmaktır. Bir sağlık çalışanının özel hayatı yoktur. Sağlıkçının hayatı insanların sağlığının peşinde koşmaktır, fedakarlıktır. Bunun karşılığında halkımızdan beklediğimiz sağlık çalışanlarına saygı duymaları, sahip çıkmalarıdır. Aynı şekilde idarecilerimizden de yanımızda durmalarını, sahip çıkmalarını bekliyoruz” dedi.

Yapılan konuşmanın ardından bir dakikalık saygı duruşuyla düzenlenen yürüyüş ve basın açıklaması sona erdi.

 

Bu şerefsiz bir gün bir doktorun önüne gelecek

Bu şerefsiz bir gün bir doktorun önüne gelecek

G.Antep'teki doktor katili M.G.'nin adı yazılsın ki,her doktor alıp o adı bir kenara kaydetsin.

Fatih Altaylı yazdı...

Gaziantep’te bir “alçak”,85 yaşındaki dedesi kalp ameliyatı sonrası öldü diye,ameliyatı yapan doktoru bıçaklayarak öldürdü.
Yazacaklarım için kimse kusura bakmasın,öfkem burnumda.Dünden beri kuduruyorum.
Doktorluk en zor ve en şerefli mesleklerden biri.
Sadece bugün değil,binlerce yıldır.
Kabilelerde doktor yerine geçen büyücüler,kabile şefinden bile üstünmüş.Öyle bir iş doktorluk.
İçlerinde iyisi var,kötüsü var elbet.
Paragözü var,gözütoku var.Ama hepsi hayat kurtarıyor.Bazen hata yapsalar da,yaptıkları iş her şeyden önemli.Ama bu memlekette doktor olmak salaklık.
Bir yandan sistemin çektirdikleri,diğer yandan “hayvan” bile denmeyecek yaratıkların yaptıkları.
Hatırlarsınız,birkaç yıl önce dünyanın en önemli doktorlarından biri,Profesör Göksel Kalaycı da bir hastasının yakını tarafından öldürülmüştü.
Darp edilen,canını zor kurtaran pek çok doktor var.
Sınıf arkadaşlarımdan biri,mecburi hizmetini yaptığı bir Güneydoğu ilinde acile getirilen bir hastayı kurtaramadığı için saldırıya uğramış,arka camdan kaçıp hayatını kurtardıktan sonra doktorluğu bırakmıştı.
Vaka çok.
Doktorlarımız hayat kurtarmaya çalışırken hayatlarından oluyorlar.
Gaziantep’teki olay da tambir “rezalet”.
85 yaşında kalp hastasını ameliyat ediyor genç doktor.Hasta ölüyor.
O yaştaki adam belli ki son çare olarak ameliyat edilmiş.Belli ki,ameliyat etmeseler zaten ölecek.
Ama 17 yaşındaki hasta yakını,gencecik doktoru bıçaklıyor ve öldürüyor.
Öldürdüğü doktorun kılı etmeyecek bir “canavar” tarafından.Ve doktorun arkasında minicik bir çocuk ve bir eş kalıyor.Tabii bir de oğullarını doktor yetiştirmek için uğraşmış bir ana baba.
Gazeteler haberi verirken yasa gereği katilin adını “M.G.” olarak yazdılar.
Ama bence hata.
O “canavarı” adıyla,sanıyla soyadıyla yazmak lazım.
Yazılsın ki,her doktor alıp o adı bir kenara kaydetsin.
Kaydetsin ki,nasılsa bir gün er ya da geç önlerine gelip yatacak.
Suratına baksınlar.Ve tükürsünler o surata.Tedavi niyetine.Ve bıraksınlar orada öylece.Doktor katilini.

Fatih Altay'lı gibi mi düşünüyorsunuz?
 
M.G'yi öldürsek bu işler çözülecek mi?
 
M.G. ölen dedesinin emekli maaşıyla geçimini sürdüren birisiymiş,M.G. için aslında ölen dedesi değil,almakta olduğu dedesinin emekli maaşıydı!
 
O kadar çok M.G. varki aramızda!
 
AKP Hükümetinin uyguladığı çarpık ekonomik politikalar her bir insanımızı birer M.G.haline getirmiştir.
 
Marangoz bir babanın 6 çocuğundan biri, çalışkan oğluydu Ersin Arslan. Yokluk içinde yetişmişti. Karadeniz Teknik Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandığında babası Ramazan ile annesi Hatice, “Oğlumuz hekim çıkacak” diye sevinmişlerdi. 2006’da mezun olup memleketine döndüğünde Gaziantep Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde ihtisas eğitimine başladı. Dört ay önce Göğüs Cerrahı olan Arslan, ihtisas eğitimi sırasında meslektaşı olan eşi Sibel ile tanışıp dillere destan bir düğünle dünya evine girdi. Bebek bekliyorlardı ve 3 -4 ay sonra baba olacaktı.

Çocukları çok seviyordu. Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesinde çalışıyordu. Gençlik idealizmi ve enerjisiyle insanlara iyi davranan, görevini en iyi yapan hekimlerden olduğu söyleniyor.

18 Nisan 2012 günü Dr.Ersin Arslan ve tıp dünyası için kara bir gün oldu. Ameliyat olan 80 yaşındaki dedesi öldü diye 17 yaşındaki sapkın genç tarafından bıçaklanarak katledildi. Hekim güvenliği bir kez daha gündeme geldi, ülkede tüm sağlık hizmetlerini etkileyecek tepkiler verildi. Acı herkesi sarmıştı. Cinayet sebebinin yine yokluk ile ilgili ve dramatik olduğu ortaya çıktı. 17 yaşındaki genç dedesinin bakımına muhtaçtı ve dedesinin 3 ayda bir aldığı maaşı alamayınca çileden çıkmıştı. Anlaşılan ölümcül şiddete yol açacak kadar da manyaktı.

Bir insan hele bir doktor, kolay yetişmiyor. Ersin Arslan’lar hiç kolay yetişmiyor. Ama görev başında muhataplarınca bir cinnet geçirme gibi olayda canlar yitip gidebiliyor. Şifa bulma yerinde şifa dağıtmaya çalışanlar yok ediliyor. Sağlık personeline saldırıların on iki yılda 50’yi, bu güne kadar ise bini aştığı ifade ediliyor. Demek ki ortada bir iş riskinden öte ciddi bir sistem sorunu var.

Olaydan sonra yurt çapında sağlık personelinin acil vakalar hariç bir gün işi bırakması eylemi yapıldı. Katılım geniş oldu ama olaylar yine durulmadı. Kınama eylemi sırasında Kilis Devlet Hastanesinde 85 yaşındaki bir hasta yoğun bakımda ölünce 7 yakını yine sağlık personeline saldırdı. Saldırganlar göz altına alındı.

Bu acı kayıp sağlıkta hasta, hasta yakını ve hastaneler ile verilen hizmetlerin sorgulanmasına vesile olmalı. Ersin Arslan adı sağlıkta çözümün tetikleyicisi yapılmalı.

Olayların baş sorumlusu Sağlık Bakanlığı’dır. ABD’de, AB’de modern hastane örnekleri, verilen sağlık hizmetleri ortada. Bizde çözüm için ne hasta yakınlarının duyarlığına ne de sağlık personelinin istem ve önerilerine kulak veriliyor. Bildiğini yapıyorlar.

Hastaneler iyi denetlenmeli, işlemeyen yönleri, sıkıntıları giderilmeli. Hastane yönetimi, doktor ve diğer sağlık personeli ile hasta ve yakınlarının ilişkileri sağlıklı zeminde kurulmalı. Personel sıkıntısı giderilmeli. Sağlık personelinin gerekirse yakında lojmanları olmalı.

Benim babam da safra kanalı tıkanmasından yattığı hastaneden 2 ayda ölüsü çıktı. Nasıl isyan etmezsin? Ameliyata yanlış tedavi ile hazırladıklarını Doktoru itiraf etmişti. Ayrıca hijyen yetersizliğiyle MRSA hastane mikrobu kaptırılmıştı. Acilde bile saatlerce bekletilmişti. Hemşirenin kan alması bile binbir nazla olmuştu. Hastabakıcıları görevde görmek hak getire, adeta saklanıyorlar. Refakatçısı olmayan hastanın yaşam şansı daha da düşüyor. Refakatçı iken kaç kez hastamı yanlış röntgen ve çekime götürürlerken yakaladım. Kan bulmak için Ankara’yı 4 dönmek durumunda kaldım. Kayın pederimin vefatında da benzeri şeyler yaşandı.

Hastanelerde ölenin kalanın umurlarında olmadığı imajı silinmeli. Alalade iş değil bu, can pazarı. Tatil günleri, gece mesaisinde vardiya da, denetim de yetersiz. “İn cin top oynuyor” misali.

En önemli eksiklik ise hasta ve yakınları ile iletişimsizlik. Halkla ilişkiler birimleri makamında oturuyor. Elemanları yetersiz ve o iş nasıl yapılır bilmiyorlar. Gerek sağlık personeline gerekse halkla ilişkiler birimlerine nasıl ilişki kuracakları anlatılmalı, denetlenmeli. Riskler, yaşam şansları doğru şekilde anlatılmalı.

Ben hastanelerde istihdam edilen halkla ilişkiler mezunlarının daha acilde hasta girişinden başlayarak ellerindeki dosyalarla hasta takibi yapmasını, müdahalelerin zamanında yapılmasını ve hasta yakınlarının da bilgilendirilmesini öneriyorum. Taburcu edilene kadar yapılacak bu takiple bir yumuşak denetim de gerçekleşmiş olacaktır.

Sağlık Bakanlığı 182 telefonla randevu sistemi kurdu, semt polikliniğinde bir diş çekimi için dahi bir ay sonrasına randevu veriliyor. Belli ki hizmet yetersiz.

Sağlık hizmetleri ticari kazanç kapısı olmaktan çıkarılmalı. Genel sağlığın korunmasına, özellikle halkın beslenmesine titiz davranılmalı. Daha çok tıp fakültesi kurulmalı ama eğitim kalitesini yükselterek. Olmaz değil, sağlık politikası bu alana harcanan paraların fuzuli olmadığı anlayışı yerleşirse düzeltilebilir.


 


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster