Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


MHP'li Osman Durmuş'un Ardından


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 27 Ekim 2020
Geçerli Tarih: 25 Nisan 2024, 10:24
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=26910


17 Ağustos 1999 Gölcük depremi olmuştu.
Ülkemizde Bülent Ecevit Başbakanlığında bir koalisyon hükümeti vardı ve koalisyon hükümetinin sağlık bakanı Osman Durmuş'tu, Bayındırlık Bakanı ise Koray Aydın idi.
Gölcük'te hummalı bir çalışma içerisine girmiştik.
Gölcük Kaymakamı Kemal Karadağ beni "Gölcük Kriz Merkezi Sorumlusu" olarak görevlendirmişti.
Arama kurtarma ekipleri büyük emeklerle enkazlardan kurtardıkları yaralıları bin bir ümit ile Gölcük hastanesine getiriyordu, yaralıların bir çoğu hastane koridorlarında tedavi olmayı beklerken ölüyordu. Sağlık personeli yetersizdi, yeterince kan yoktu.
İşte böylesi bir süreçte, Yunanistan kan bağışı yapmak istedi ancak bu sağlık bakanı Durmuş, "Biz Yunan kanı istemeyiz" diye geri çevirdi, Amerika yüzen hastane gönderdi,Amerika'ya göbekten bağımlı bu MHP'li bakan "Biz Amerika yardımı istemeyiz" diye kabul etmedi!
Bakan'ın yardımları reddetmesi nedeniyle enkazdan çıkarılan bir sürü yaralı yaşamını yitirdi!
Deprem bölgesinde Durmuş'un bu anlamsız tavırlarına karşı bir öfke oluşmuştu.
Bu arada çadırkent'ler kurarak insanların yaşamını sağlamaya çalışıyorduk.
O sıralar NTV'de proğram yapmakta olan rahmetli Tayfun Talipoğlu, beni aradı ve Çadırkent başkanlarıyla beni 'Deprem' konulu proğramına davet etti.
Çadırkent başkanlarıyla birlikte NTV'ye gittik.
Çadırkent Başkanları NTV'de konuşma yapacağını ümit ederek teksir kağıtlarına konuşma metinleri hazırlamışlardı.
NTV stüdyosuna gittiğimizde Sağlık bakanı Durmuş, Adana belediye başkanı Aytaç Durak, Avcılar belediye başkanı Değirmenci,
Erzincan valisi Recep Yazıcıoğlu, gibi şahıslar vardı.
Aslında benim bütün beklentim, sağlık bakanından ziyade Bayındırlık bakanı Koray Aydın idi ama Aydın uyanıklık yapmış, proğrama katılmamıştı, müşteşarını göndermişti ve kendisi video konferans ile proğrama katılmıştı.
Bakan Aydın ile ilgili çok sıkıntılar vardı, bir nalbur şirketi kurmuş, bayındırlık bakanlığından deprem bölgesinde ihale alan müteahitlere inşaat malzemeleri satıyordu. Bakan oraya gelmiş olsaydı ona bütün bunları soracaktık ama uyanıklık yaparak gelmedi.
Proğram açılışında Sağlık Bakanı Durmuş söze başlayarak, "Deprem olduğunda, Ankara'da yola çıktım ancak Sakarya'ya 3 günde ancak gelebildim" deyince ben mikrofonu kaparak ona veryansın ettim, "Siz seçim zamanlarında helikopterler ile şehir şehir dolaşıp seçim propagandası yapıyorsunuz da, deprem zamanı nasıl oluyor da bu kadar aciz kaldınız?" deyince ortalık karıştı. Bakan Durmuş, bana hitaben, "Ayıp ayıp, ben fakir bir aile çocuğuyum, benim helikopterim mi var?" deyince Talipoğlu reklam arasına girmek zorunda kaldı.
Proğrama katılanlardan sadece Vali Yazıcıoğlu ile ben sigara içiyoruz, NTV koridoruna çıktık, görevli çocuk bize bir cam fanus gösterdi, Yazıcıoğlu, "Burada herkesin gözü önünde sigara içemeyiz, gel WC'ye gidelim" dedi ve koşarak WC'ye vardık, sigaramızı orada içip tekrar proğrama geri döndük.
Velhasılı bu bakan benim kanaatime göre akıldışı bir adamdı, sağlık bakanı olacak birisi asla değildi, prof olacak birisi de asla değildi, bir sürü depremden kurtarılan yaralıların ölümüne neden olduğu için benim gözümde bir katilden farksızdır, Allah gene de affetsin ama ben asla affetmem!

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster