Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 10 Haziran 2020
Geçerli Tarih: 24 Nisan 2024, 20:31
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=26899
Toplumda oluşan, toplumun kabul ettiği, düşünce ve kuralların uygulanmasını şekillendiren değerler vardır. Genellikle bu değerler, beğeniyle izlenir, ahlak ve inançlara dayanır, insani duygu ve düşünceler içerir, neyin yararlı neyin zararlı olduğunu belirtir. Bir toplumu ayakta tutan temel değerlerin en başında ise ahlaki değerler vardır. Ahlaklı kişiler, toplum içinde davranışlarını kontrol etmeden her hangi bir işe teşebbüs etmezler. Ayrıca dini, felsefi, kültürel ve toplumsal etkileşimler sonucu, bireylerin zihinlerine yer etmiş olan bütün düşünceleri süzgeçten geçirip, iyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı birbirinden ayırt ederek hareket ederler. Ahlâk ile dini de birbirinden ayırmak mümkün değildir. Çünkü, dinsiz ahlâk, ahlâksız din olmaz da ondan. Nitekim Peygamberimiz; "Din güzel ahlâktır." Buyurmuştur. Bütün dinlere ait kitaplar bir araya toplanıp araştırılsa ve dünya görüşleri bir araya gelse, yüce dinimizin, ahlâka verdiği değeri vermez. Onun içindir ki, bu gibi değerleri kıskanan ve çekemeyenler olacaktır. Bu değerlere sahip olan toplumları yıkmak ve tahrip etmek isteyen ülkeler geçmişte olduğu gibi bugün de vardır ve yarında olacaktır. Ama uyanık olan, aklını kullanan, zekasını işleten, tarih bilincine sahip olan toplumların değerlerini bozmak ve yıkmanın mümkün olmadığının da bilinmesi gerekir. Hatta tarihi geçmişleri kan ve gözyaşı, zulüm ve işkencelerle anılan Emperyalistler, ülkelerin değerlerini bozma ve yıkma projelerinin bilinmesi ve hiç unutulmaması da gerekir. Ürettikleri plan ve projeleri uygulayabilmek için de önce kendilerine bir hedef ülke belirler ve ondan sonra da kültürünün yozlaşması için, işbirlikçi hainlerin de yardımlarıyla, o ülkeleri akli ve fikri dağınıklık, milli şuur kaybı ile adeta sersemleştirip düşünemez, algılayamaz, anlayamaz duruma getirdiklerini de bilmek ve unutmamak gerekir.
Şu soruları kendimize soralım! Kafasını çalıştırmayan, aklını kullanmayan veya başkalarının aklıyla ve sözleriyle hareket eden, tarih bilincinden yoksun, ülkesinin değerleri yabancılara peşkeş çekilen toplumlar, bir süre sonra Emperyalistlerin uşağı ve kölesi durumuna gelir mi gelmez mi? Diye. Hedef ülkeler asırlardır kültür emperyalizmine nasıl maruz bırakılmış, temel değerleri nasıl zayıflamış veya bozulmuştur? Diye de kendimize soralım. Ülkemiz de bu bozulmalarla hep mücadele ederek bugünlere geldiğini de unutmayalım. Temel değerleri zayıflayan, bozulan ve yok edilen ülkelerde, kavga ve kargaşa, öfke ve kin, nefret ve intikam duyguları bir virüs gibi toplum içinde yayılmaz mı? Hatta genel ahlâk kuralları için de bu böyledir. Genel ahlâk kuralları denildiği zaman ise akla hemen bilim, basın, sanat, siyaset, meslek ve ticaret ahlâkı ile cinsel ahlâk gelmelidir. Bunlarla birlikte günden güne unutulan ve terk edilmekte olan manevi değerlerimiz de vardır. Bu değerlere "Değerler Manzumesi" de denilebilir. Değerler manzumesi ise dürüstlüktür, ahlaktır, iyi huylu ve güzel sözlü olmaktır. Hayatımızda iyi veya kötü ne yapmışsak veya ne yapıyorsak, güzel ve çirkini, doğru ve yanlışı ayırt edip bir arıtmaya tabi tutacak olursak, değerlerimizin değeri çok daha iyi anlaşılır hale gelir. Anlaşılmayan ise, yalan söylemek, iftira atmak, laf taşımak, edep dışı hareketlerde bulunmak, bir başkasının namusuna, iffetine dil uzatmaktır. Zaten bu gibi söylem ve davranışlar, ahlâk değil ahlâksızlığın daniskasıdır.
Eğer bütün işler ahlâklı yapılırsa değer ve önem kazanır. Hangi işi yapıyorsa yapsın, hangi görevi icra ediyorsa etsin, hatta kim olursa olsun ahlâklı olmalıdır, yaptıklarından da utanç duymamalıdır. Temel olarak ahlak değeri başta olmak üzere diğer bazı değerlere de bakmak gerekir. Mesela sanat ahlâkı; bu da sanatın, toplum huzurunu ve genel ahlâkı koruyarak özünü kaybetmeden geliştirmek üzere, icra edilmesidir. Meslek veya iş ahlâkı; her mesleğin kanunlara, yönetmeliklere, mesleki bilgilere ve usullere uygun olarak, toplum huzurunu ve genel ahlâkı koruyarak, görevin en iyi şekilde icra edilmesidir. Ticaret ahlâkı da; ürettiği ve sattığı bir ürünün kusursuz ve hatasız olmasına dikkat etmek, haksız kazançla satmamak, sağlıksız ve zararlı olmasını önlemek, kusurlu ve hatalı bir malı halka sunmamak ve bütün bunları yaparken de toplumun bütün değerlerine saygılı olmayı elden bırakmamaktır. Cinsel ahlâk ise; cinsel hayatın, genel ahlâka ve kanunlara uygun olarak ve aile yapısını koruyarak yaşanması olarak sayabiliriz.
Ahlâki değerlerin işine geldiğine uymak, işine gelmediğine uymamakla genel ahlâk kurallarına uyuluyor olmaz. Unutulmamalıdır ki, en çabuk ve en kolay tahrip edilenler, genel değerlerdir. Günümüzde genel değerlere şöyle bir göz atılacak olursa, kimin ne yaptığı, ne söylediği, insani ilişkilerin ne durumda olduğu görülmüyor mu? Ahlâki değerler korunmadan aile varlığı, aile varlığı korunmadan millet ve devlet varlığını korumak ne kadar mümkün olur? Ahlâki değerler birbirine bağlıdır. Bir ahlâki değerin yıkılması, başka ahlâki değerlerin de yıkılmasına yol açar. Ahlâk sahibi insanlar, yaşayışlarıyla, davranışlarıyla, hal ve hareketleriyle sözleriyle, davranışlarıyla toplum içinde hemen kendilerini fark ettirirler. Ama kişisel olarak hiçbir gelecek garantisi olmayan insanların özendirildiği emperyalistlerin pazarında maddi gücüne bakmadan, lükse düşkün olmak, iyi, kaliteli, güzel, pahalı ve markalı giyinmek, özellikle en son model cep telefonuna sahip olmak, son model araba almak için ahlâk dışı yollara sapmamak, herkesin hakkına ve hukukuna saygı göstermek de genel değerlerimizdendir. Cebinde parası bulunmayan, çalışacak bir işi de olmayan kredi kartlarıyla hayatını idame ettirmeye çalışan insanların, emperyalist üretim-tüketim ilişkisinde nerdeyse hiçbir hak talep etmeden üretmek ve tüketmek için adeta birbirleriyle rekabet halinde yoksulluk çeker ve kaderlerine razı olup şükrederler. işte bu da tam Kapitalist sistemin bir mucizesidir.