Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


"Araplaşan Türkler"


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 11 Ekim 2018
Geçerli Tarih: 26 Nisan 2024, 19:19
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=26849


Sınırları Büyük Sahra'ya, İran körfezine, Avusturya sınırına ve Hind denizine kadar uzanan ve dünyanın hemen hemen bütün köşesinde sözü geçen, itibarı yüksek, korkulan ve gücünden çekinilen bir milletin evlatları...

Dün Türküm deyip Türk olmakla övünüyorlardı, bugün Türk'ü ve Türklüğü aşağılayıp hatta Türk olmadığını dahi söyleyebiliyorlar. Türklüğe hakaret ederek, Türklüğü aşağılayarak başka ırklara yelken açanlar,Arapçılık oyunu oynayıp Arapa hayran olduğunu söylerken aslında kendini de inkar etmiyor mu?Bir başka ülke ve insanlarına övgüler düzülebilir, hayranlık da duyulabilir, ama bunlar yapılırken kendi soyuna ve kendi insanlarına hakarete varan sözler söylenebilir mi? Bu insanların neden bu hale geldiği veya nasıl kendi soyundan ve ırkından olan insanları aşağılayıcı sözler kullanacak duruma geldiler veya getirildiler anlamak mümkün değildir. Ayrıca,hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun, kendi ırkını bu denli kötüleyerek, aşağılayarak ve soyunu inkar ederek başka bir ırka ve insanlarına hayranlık duyması, onlardan övgüyle söz etmesi gerçekten insanı düşündürmektedir.

Kendi ırkını ve kendi değerlerini başka değerlerle değiştirenler, gün gelir kişiliklerini de değiştirir, hatta kaybedecek duruma da geleceklerini umarım hesaba katıyorlar dır.

Türklüğü kötülemek, aşağılamak, moda haline gelmiş gibi bazı insan tipleri bir yerlerden emir almışcasına hep bir ağızdan Türkleri kötü göstermeye, aşağılayıcı cümlelerle hakaret etmelerinin sebebi ne ola ki?Gerçi maddiyata, makam ve mevkiye tamah edenlerin, kendi ırkını ve hatta dinini bile değiştirebileceği de insanın aklına gelmiyor değil.Bazı ırklara, bazı milletlere hayranlık duyulması, övgüler yağdırılması normaldir. Ancak kendi ırkını ve milletini kötülemesi, aşağılaması, ırkından utandığını söylemesi normal olabilir mi?

Bazı ırklara da Araplara da hayran olunabilir, onlardan övgüyle de söz edilebilir. Ama bir Türk nasıl Araplaşabilir ki? Kimse benim ırkçılık falan yaptığımı da zannetmesin. Kim hangi ırktan ve soydan olursa olsun hepsine de saygı duyarım.Fakat saygıyı da hak etmek gerekir. Araplaşan Türkler, keşke hayran oldukları,övgüler yağdırıp methiyeler düzdükleri Arapların Osmanlıya yaptıklarına bir baksalar da tarihi gerçeklerle yüz yüze gelmiş olsalardı demekten de kendimi alamam.

1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla, kendilerini koruyan Osmanlı kuvvetlerine karşı ayaklanan ve Türkleri arkadan vuran Araplara hayranlık duymak ve Türklüğü aşağılamak nasıl bir duygu ve düşüncenin insan üzerinde yaptığı tahribattır acaba? Bu ayaklanmadan sonra Mekke Emiri Şerif Hüseyin, bağımsızlığını ilan ediyor. Yüzbinlerce Türk askerinin arkadan vurulmasından sorumlu olan Şerif Hüseyindir. Ayaklanmanın bastırılması için 4. Ordu'dan bir kısım birlikler Hicaz'a gönderilir. Ordunun geri kalan kısmıysa, Gazze-Şeria-Birüsseba hattında savunmaya çekilir. 1917 Baharında İngilizler, Gazze’ye saldırır...24 Ekim 1917'de 138.000 askerle taarruza başlayan İngilizler,Birüsseba-Gazze Savaşı'nı kazandılar. 9 Kasım 1917'de Kudüs düştü. Yığınaklarını artıran ve askeri mevcudunu 460.000'e yükselten İngiliz ordusunun 19 Eylül 1918'de Filistin'de başlattığı taarruz hızla gelişti ve Filistin tamamen İngilizlerin eline geçti. (1)

Bugün Filistin topraklarında akan kan ve gözyaşı dan Araplar sorumlu değilmiş gibi... "Tarihin beş devresinin ikisini açan, fikrin terakkisine ve dolayısıyla hürriyete ve medeniyet-i kâzibeye (yalancı medeniyete) değil, medeniyet-i hakikiye hizmet eden, mazlum milletlere yeni ruh üfleyen" Tükler, (2) ne oldu da veya nasıl bu hale getirildi de, Araplaşmaktadır. Yoksa ruhlarını yitirdiler de başka ruhların arkasına mı takıldılar? Bu ve bu gibi düşünen sözüm ona ruhsuzlar,1917'de esir düşen Mehmetçiklere su bile vermeyen Arapın ruhu, İngiliz ruhu ile ruhlanmış olduğunu eğer biraz tarih okurlarsa öğreneceklerdir.

Doğu Türkistan’da, Karabağ’da ve dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan Türkler,zulümlere uğrarken, katledilip acılar içinde göz yaşları dökerken seslerini çıkarmayan, görmezden ve duymazdan gelenler zaten Türklüklerini ve insanlıklarını yitirmemiş olsalardı yalnız Filistin’deki zulmü değil, dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan zulümleri de görüp tepki gösterirlerdi. Yemen’de ve bazı Arap ülkelerinde yaşanan açlık ve sefaletten, zulüm ve katliamdan da sorumlu olanların Araplar olduğunu da unutmamak gerekir.

Türk milleti, dünyanın geleceğinde etkin roller üstlenmiş, tarih sayfaları açıp kapayarak yeni çağlar açmış bir büyük millet değil mi?Batılılar, bu asil milleti 1096 tarihinden, Haçlı Seferlerinden beri tanımaktadır ve onun eşsiz cesaretini, zekasını, gücünü elbette bilmektedir. Atatürk’ün önderliğinde kazanılan Türk Kurtuluş Savaşında yedikleri köteğin acısını da bilmekte ve hiç unutmamaktadırlar.Türkün bu gücünü kıskanan, çekemeyen ve gücünü kırmaya, yok etmeye uğraşan Türk düşmanları, Türk'ün dinine ve diline öteden beri hep saldırmışlar, hep nasıl bozarız,ne şekilde yıkarız diye plan ve projeler geliştirmekten bir an bile geri durmamışlardır.

Bu dev cüsseyi zayıflatmak, onu güçten düşürmek, o vücudu yıpratmak ve dayanma gücü bırakmamak için de Türk düşmanlarıyla işbirliği yapmaktan çekinmemişlerdir. Kanındaki asaleti, ruhundaki soyluluğu, cesaret ve sahip olduğu üstün vasıfları bir tarafa bırakıp veya inkâr ederek, başka kapılara kul ve köle olmak isteyenlerin kanları zaten Türk kanı olamaz. Eğitimsiz ve cahil, Tarihini bilmeyen insan yığınları, başka milletlere kul ve köle olmaktan kendilerini kurtaramayacak duruma geleceklerini de bilmeleri gerekir.

Cahil daima cehaletini bilir. Ama bu cahilleri çeşitli imkansız vaatlerle kandırırlar ve işleri bittiğinde de çöp kutusuna atarlar. Kendi ırkını, milletini kötüleyerek, aşağılayarak başka mecralara yelken açanlar ya hüsrana uğramış ya da özen duyduğu milletlerin kölesi haline gelmekten kurtulamamıştır. Çünkü, kendi ırkına ve milletine ihanet edenler, sonradan hayran olduğu milletlere de ihanet edebileceği düşünülür ve kendisine köle muamelesi yapılır.

Gözlerimizi yumup hayallerimizde biraz tarihi canlandıralım; "Türkün Türk’den başka dostu yoktur" Tarihin sayfaları bu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmektedir. Ama gerçeklerden bi haber olan, doğruları ve yanlışları sormayan ya da sorgulamaktan korkan veya korkutulan, vicdanını köreltmiş, maddi imkanlara kişiliğini satmış olanlar ne tarihini bilir, ne gerçekleri ne de kendinden haberi olur.

(1) Tarihe yön veren olaylar

(2) Avram Galanti


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster