Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Çakalların pençesinde


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 29 Eylül 2018
Geçerli Tarih: 16 Nisan 2024, 22:08
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=26848


Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Türk Kurtuluş Savaşı'nı,kanını dökerek canını vererek Emperyalizme karşı kazanmış büyük bir milletin evlatları olarak bu gün vatanımızda özgürce yaşıyorsak, o kahramanların sayesinde yaşadığımız unutulmamalıdır. Türk milletinin bu bağımsızlık savaşındaki başarısı, bütün sömürge milletlere de bir umut ışığı olduğu da unutulmamalıdır. 

Mustafa Kemal Atatürk ömrünü Bağımsız bir Türkiye, aydın ve çağdaş Türk Milleti'ne adamış Büyük bir Türk Lideridir. Osmanlı tarihini bilmeyen fakat Osmanlıcılık yapan sözüm ona yeşil kuşak Amerikancı gerici ve yobaz dinciler, işlerine gelince veya kendi çıkarları söz konusu olunca hemen Atatürk'ün sözleri olan Nutuk'tan alıntılar yapmaktan da geri kalmazlar.

Lakin, ilkel ve geri kalmış toplum, köleci ve biatçı, zalim ve feodal toplumlar, Atatürk gibi bir dahiyi ne yaparlarsa yapsınlar yine de anlayamazlar. Köleci zihniyet, aklını ve vicdanını satmış, şahsiyetini,onurunu ayaklar altına sermiş şahsiyetsiz tiplerden zaten Atatürk'ü anlamaları beklenemez. 

Sömürge ülkelere bakıldığı zaman hain ve zalim iktidarla yönetilen, işbirlikçi sermaye oligarşisinin elinde bir devlet aygıtı, baskıcı despot kendi milletini köle haline getiren mutsuz ve huzursuz eden yapılanmaların olduğunu görmemek mümkün değildir. Bu köle ve köleci toplumlarda kadının yeri de köle pazarlarıdır. 

Biz Türkler için kadın ve erkekte cinsiyet farkı gözetilmez, kadın erkek ilişkileri eşitliğe dayanır,üstün toplum üstün insan bilinciyle hareket edilir. Kadın ve erkeğin, kendilerine özel farklılıkları ön plana çıkarılmaz. Ön plana çıkarıldığı sürece ve ayrıca kadın erkek ilişkileri eşitliğe dayanmadıkça insani ilişkiler, demokratik olarak algılanamaz ve üstün toplum üstün insan oluşturulamaz. Sonuç olarak Türk insanı üstünleşirken dünyanın geleceğine uyum sağlayacak kendi içindeki hastalıklı, maraza ve zayıf unsurlardan tabii seleksiyonlarla ayrışarak gelişecektir.  

Hayatın ağır yükü altında kıvranan genç nesiller, okuyup aydınlanacağı yerde (iyileri tenzih ederim) yozluk ve ahlaksız bireyler olmaları için adeta büyük çabalar sarf edilmekte, her türlü kirli işlere özendirilmeye çalışılmaktadır. Gençler ya ortaçağ düzeyinde bir gericiliğe ya da yozlaşmış ve kokuşmuş bir yaşamın içine itilmekten kendilerini kurtarmayı başaracaklar ya da yozlaşma çarklarının dişlileri arasında lime lime olmaktan kurtulamayacaklardır.Tek tük okumuş, aydın kalanlar ise, aralarda ya fark edilmez olurlar ya da fark edilmelerinin önüne engeller koyulur.

Bu ülkede sözüm ona sanatçı, iş insanı, sermaye baronu, toprak ağası adı altında beş, altı evlilik yapmış, onlarca kadına kendi cehaletiyle işkence etmiş televizyon önünde dayak atmış feodal bir adama sırf zengin diye kızını yamamaya çalışan babalar oluşmuş. Sırf zengin diye 70-80 yaşındaki adama 16-17 yaşındaki kızını veren adamlar oluşmuş, o tür adamlara baba değil de ne dendiğini ise sizlere bırakıyorum. Üzücü olan Türk toplumunun bu hale düşmesi ve düşürülmesidir. 

Çakalların Pençesinde, Türk toplumu inim inim inlerken, sömürülürken, yozlaşırken ve yobazlaştırılırken, seyirci kalanlar, görmezden gelenler, Türk milletine tuzak kuranlar değil midir? Bir toplumun ekonomisi tüketime dayalı olursa, eğitim ve teknoloji araçlarını elinde tutan sermaye cephesi, emek cephesini dinlere, mezheplere, sağ sol, milliyetçi düşüncelere, bölüp kutuplaştırırsa o toplumun kendisini tuzaklardan koruması imkansız hale gelirse o toplumun iki yakası nasıl bir araya gelecektir? 

Temel ve en doğru hedef, birbirine öfke ve kin duymayan, nefret beslemeyen, birbirini kırmayan, kardeşiyle kavga etmeyen, kendi tarihine yabancı ve düşman olmayan, yobaz ve cahil, dinden geçinen, yıkıcı ve bölücülerle işbirliği yapmayan, hileci ve sahtekar olmayan, doğru ve gerçekleri konuşan, komşusuyla, akrabalarıyla iyi geçinen insanların bir ve beraber olarak ülkesinin kalkınması için olanca gücüyle çalışma hedefidir. Ayrıca,bütün bunlara aykırı davranan, sahtekar,yalancı, iftiracı, insanlara ve hayvanlara kötü davranan onları öldürmekten adeta zevk alanların ya islah edilmeleri ya da islah olmuyorlarsa ortadan kaldırılıp sonsuza kadar yok edilme hedefi de olmalıdır.

Hedefi olmayan, gittiği yön bilinmeyen, söz ve yaptıkları birbirini tutmayan toplumlar, çakalların pençesine düşmekten kendilerini koruyamazlar. 

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster