Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Kültürel ve Ekonomik Alanda "Haçlı Seferleri"


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 08 Temmuz 2017
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 00:05
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=24396


KÜLTÜREL VE EKONOMİK ALANDA "HAÇLI SEFERLERİ"

Milletleri farklı yapan unsurların başında kültür gelir. Kültür, bir milletin hayat görüşü, yaşama  alışkanlıkları ve gelenekleridir. Aynı zamanda bir duygu ve düşünce sistemidir; milli ve manevi değerler manzumesidir. Yani toplumları ayakta tutan temel değerleridir. Bu temel değerlere sahip çıkıldığı sürece, bir toplumu yıkmak, bozmak, bozguna uğratmak çok zordur, hatta mümkünü yoktur. Fakat toplumun da, değerlerine sahip çıkmaları ve zarar verenleri, onu bozmayı ve yıkmayı hedef haline getirenleri çok iyi bilmesi ve tanıması da gerekir ki, değerlerine kimin sahip çıktığını, kimin çıkmadığını anlayabilsin. Değerlerini korumayan, sahip çıkmayan, kıymetini bilmeyen ve anlamayan veya onu bozmaya ve yıkmaya çalışanlara fırsat tanıyan toplumların, başlarına her türlü musibetin gelmesi kaçınılmazdır. Böyle toplumların, içine fitne fesat sokmak, onların birlik ve beraberliklerini bozmak, dini ve mezhepsel farklılıklarını kaşıyarak kanatmak, Haçlı güçlerinin plan ve projeleri olduğu bir gerçektir. Haçlı güçleri, plan ve projelerini uygularken, yardım ve yataklık edecek, o ülke insanlarının içinden kendilerine kiralık ve satılık adamlar da tutmayı ihmal etmezler ki, planları çok daha yıkıcı ve can yakıcı olabilsin. Bazı Müslüman toplumları ise, canlarını yakan, ülkelerini kan gölüne çeviren Haçlı güçlerine ve hatta onlarla işbirliği yapanlara, bırakın karşı çıkmayı, methiyeler düzenleyip, övgüler yağdırmakta birbirleriyle adeta yarıştıkları da bir gerçektir! 

Maddiyat ve mal karşısında, ağzı açık kalan, dili tutulup konuşamayan, adeta bacaklarının bağı çözülen, gözleri faltaşı gibi açılan insanlar, hangi makam ve mevkide bulunursa bulunsun, vardır ve olması da normaldir. Ancak, bu insanların, ülkenin ve milletin geleceğine, birliğine ve beraberliğine zarar verecek, bayrağına ve kurucu önderine hakarete varan cümlelerle saldıracak, tutum ve davranışlarda bulunmak normal değildir.Ayrıca ülkede yaşayan bütün insanların, ister siyasi görüş olsun, ister dini ve mezhepsel düşünce olsun, isterse hangi ırk ve hangi renkte olursa olsun, konuşurken korkmaması, fikrini açıklamaktan çekinmemesi de gerekir ki, gelecekte neler yaşanabileceği, neyin olup olamayacağı, ne gibi durumlarla karşı karşıya kalınabileceği hakkında fikir ileri sürebilsin, görüş ve düşüncelerini de açıklayabilsin. Ondan sonra da, gerek siyasi, gerek kültürel ve ekonomik alanda,yanlış ve hatalı tutum ve davranışlar varsa da önüne geçilebilsin. Unutulmamalıdır ki,Tük Milletini tarih sayfasından silmek isteyen, "Haçlı Güçleri" her an eli silahında, parmağı tetikte beklemekte, asker kuvvetine, ekonomik gücüne, dinine ve kültürüne saldırmak için fırsat kollamaktadır. 

İşte size bir ibret vesikası!

2009 senesinin Aralık ayında, Rum Patriği Partholomeos, Amerikan CBS Televizyonunda yayınlanan bir programda"Türkiye'de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum..." Ayrıca, "Biz Müslümanlardan çok önce buralardaydık..." diyerek, "Megali İdea" ülküsünün, hayalini dile  getiriyordu.  2009 Aralık'ta "...Türkiye'de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum..." diye konuşan Bartholomeos, 20 Şubat 2012 tarihinde davet edildiği "TBMM Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonunda şöyle diyor: 

"Yeni anayasanın hepimizin anayasası olmasını istiyoruz. Biz ikinci sınıf vatandaş olmak istemiyoruz. Maalesef bugüne kadar azınlıklara karşı haksızlıklar oldu, haksızlıklara maruz kaldık. Bütün bunlar yavaş yavaş düzeltiliyor, değiştiriliyor, yeni bir Türkiye doğuyor. Ayrımcılık istemiyoruz, eşitlik istiyoruz..." Gazetecilerin "Yeni anayasa konusunda somut olarak ne istediniz?" sorusuna, Bartholomeos şu cevabı veriyor: "Biz eşitlik istedik. Eğitimde Ruhban Okulunun tekrar açılmasını istedik. Din ve vicdan hürriyeti, ibadet özgürlüğü istedik. İbadet ve eğitim alanına devletin yardımlarını istedik. Çünkü şu ana kadar herhangi bir kiliseye ve azınlık okuluna maddi yardımda bulunulmadı devlet tarafından... Bütün hukukçularımızın, yani bütün azınlıkların hukukçularının yardımıyla hazırladığımız bir metin takdim ettik. Bu metinde bütün bu konular mevcuttur..."  

Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Vakıflar Meclisinde, "Azınlıklar Temsilcisi" olarak, "Pandeli Laki Vingas bulunmaktadır. Pandeli Laki Vingasa, Boyacıköy Rum Kilisesi'nde Rum Patriği tarafından 25 Mart 2011 tarihinde "Archon" ünvanı verilir ve ABD'deki Archonlarla ilişkileri ve yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde Heybeli Ada Ruhban Okulunun açılması ile Rum Patrikhanesi'ne tüzel kişilik kazandırılması için yapılan çalışmaların organizasyonunu sağlamaktadır. (1)  

İngiltere Başbakanlarından William E. Gladstone, Avam kamarasında 1899 yılında Kur-an'ı yere atarak, "Bu Kur-an Müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakiki hakim olamayız. Ya Kur-an'ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur-an'dan soğutmalıyız" demiştir. Bugün Müslümanların, içine düştüğü veya düşürüldüğü hazin duruma bakınca, İngiltere Başbakanı, Gladstone'nin sözlerini hatırlamamak mümkün değildir. Ama Müslümanların da kendilerine bir kez olsun bakmaları ve nerede hata yapıyoruz diye düşünmeleri gerekirken,onlar, adeta  İngiltere Başbakanını haklı çıkarmaya gayret göstermektedirler. Eğer Müslümanlar, Kur-an'ı anlamış olsalardı, bugün olduğu gibi, birbirlerini tekbir getirerek öldürürmüydü? Diye de sormak istiyorum. 

Allah'a ve Resülüne inandık derler ama, bir takım adamların karşısında el bağlayıp, nerdeyse secdeye varacak duruma gelmişlerdir. Türk Milleti İslamiyet'i, büyük İslam alimleri İmam-ı Azam, Maturidi ve Hoca Ahmed Yesevi ile şekillenen çizgide sürdürmüş, İslamın temiz ruhunu ve mesajını, insanlığa sunulmasında öncü rolü oynamıştır. Bu nedenle, Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş Veli ile Anadolu'nun Müslüman Türk kimliği ile ikinci anayurt olması sağlanmıştır. Ekonomisi bozulmuş, üretmeden tüketen bir toplum haline gelmiş, okumayan, araştırmayan, yatırım namına tek çivi çakılmamış, işsize iş, aşı olmayana aş verecek tek bir fabrika yapılmamış, olanlar da yabancılara ya peşkeş çekilmiş ya da kapatılarak, yerine AVM yapılmış, bir ülke, kültürel ve Ekonomik alanda "Haçlı Seferleri" nden yakasını kurtarmayı başarabilir mi? Acaba Avrupa bizim neyimizi veya hangi başarımızı kıskanıyor? Diye de ayrıca sormak istiyorum. 
(1) Bojidar Çipof 

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster