Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 23 Eylül 2016
Geçerli Tarih: 19 Mayıs 2024, 18:31
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=23762
NASRETTİN HOCA’NIN HİÇ
Mİ KABAHATİ YOK?
Fıkrayı bilmeyen
yoktur sanırım; Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girmiş ve ne varsa toplayıp
götürmüş. Ertesi gün komşular toplanmışlar Hoca’nın evinin önünde. Geçmiş olsun
dileklerinden sonra başlamışlar konuşmaya.
Ama Hocam sen de hiç
önlem almamışsın… Kapıya doğru dürüst bir kilit bile vurmamışsın. Evin
pencereleri dışarıdan az bir zorlanmaya açılacak kadar sıradan.
Şunu şöyle yapmamışsın
bunu böyle yapmamışsın!
Çok rahat adammışsın
be Hoca!
Hiç evine hırsız
girebileceğini de düşünmemişsin. Hırsızlığa karşı hiçbir önlem almamışsın.
Uykun da çok ağırmış belli ki.
Daha neler neler!
Herkes ağzına geleni konuşuyor diline geleni söylüyormuş.
Hoca komşuları sabırla
dinlemiş. Sonra da sakalını sıvazlayarak komşularına dönüp şöyle ve sitem
etmiş:
Tamam, bütün bunlar
benim kabahatim ama hırsızın hiç mi kabahati yok?
Yok Hocam, hırsızın
hiç kabahati yok! Onun işi hırsızlık yapmak, hırsıza karşı önlemimizi biz
alacağız. Nasrettin Hoca göremedi ama hırsızlara karşı öyle önlemler icat
edildi ki aklınız hayaliniz alamaz.
Bu fıkrayı neden
anlattık, sözü nereye getireceğiz?
Sözü ülkemizde yaşanan
her tür terör olayı karşısında yönetimin tavrına getireceğiz.
Ne yapıyor yönetim?
Öncelikle terörü kınıyor ve lanetliyor.
Hatta nefretle kınıyor
ve şiddetle lanetliyor.
Teröre karşı silahlı
kuvvetler gerekli mücadeleyi veriyor ama siyasilerin söylemleri yıllardır
değişmiyor. Kahrolsun bilmem ne!
Kahrolsun demekle
terörist kahrolmuyor. Kahrolsaydı bugüne kadar kahrolurdu.
İşte bu noktada
Nasrettin Hoca’nın fıkrası geliyor insanın aklına: Tamam, terör örgütleri her
türlü insanlık dışı uygulamayı yapıyorlar. Bırakınız silahlı askerleri sivil
insanları, çocukları ve kadınları vahşice öldürebiliyorlar.
Hatta darbe yapmaya
kalkışıyorlar. Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için silahlı silahsız her türlü
yolu mubah sayıyorlar. Başka devletlerle iş birliği yapıyorlar. Onlardan silah
ve parasal destek sağlıyorlar.
Türkiye’yi yönetenler
bu defa onlara destek veren ülkelere kızıyorlar. Onlar için demediklerini
bırakmıyorlar. Ama lafları hep havada kalıyor. Böyle de olmuyor.
İşte bu tespitlerden
sonra sormanın da tam zamanı: Ülkeyi yönetenlerin hiç mi kabahati yok terörün
bu boyuta gelmesinde. Bütün kabahat terör örgütlerinin öyle mi?
Zaten onlar terör
örgütü, elbette bunları yapmayı iş edinmişler. Ya ülkeyi yönetenlerin
tutarsızlığına ne demeli?
Türkiye kırk yıldır
adını yazmak istemediğim bir terör örgütüyle mücadele ediyor. Ama aynı terör
örgütüyle gizli gizli görüşmeler yapıyor ve bunu da “Hükümet görüşmüyor devlet
görüşüyor” gibi anlamsız bir yaklaşımla dile getiriyor.
Sonra o örgütle bir
barış süreci başlatıyor. Ya da adına çözüm süreci diyor.
Bugünlerde yine adını
yazmak istemediğim bir başka terör örgütüyle de mücadele içindeyiz. Hani şu
darbe yapmaya kalkan örgüt… Onunla ilişkileri ise tam bir karmaşa!
Adam devletin her
birimine sızmış, askerin kozmik odasına girmiş, silahlı kuvvetlere kumpas
kurmuş ve komutanları hatta Genel Kurmay Başkanını Silivri’ye hapsetmiş, basın
yayın organlarıyla her türlü karalamayı yapmış vs… Ama yönetim kaşını kaldırıp
da bakmamış.
Nasrettin Hoca’nın
evine yatıya gelen hırsız gibi. Başka ne yapacaktı ki…
Şimdi sormayalım mı
Nasrettin Hoca’nın hiç mi kabahati yok?
Terör örgütünün
insafına mı terk edeceğiz ülkeyi, yönetim olarak alacağımız önlemler yok mu?
Sakın her türlü önlemi alıyoruz demeyin, sonuç ortada.