Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 11 Ağustos 2016
Geçerli Tarih: 07 Mayıs 2024, 01:35
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=23548
ÖZELEŞTİRİ
Hiç yapmadığımız hatta yapmaya cesaret
bile edemediğimiz bir şey özeleştiri.
Trabzon’da yayınlanan Karadeniz
Gazetesi 26 Temmuz 2016 tarihli sayısında CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu’nun
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özeleştiri yapmasını söylediğini yazdı birinci sayfadan
verdiği haberde.
Hani şu genel başkanların
Cumhurbaşkanıyla yaptıkları toplantının sonrasında.
Cumhurbaşkanı’nın şahsında ülkeyi 2002
den bu yana tek başına yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’ne verilmiş bir
mesajdır bu.
Bu yönetimde önemli bir ağırlığı olan
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu mesajdan payına düşeni alacaktır herhalde.
Nerede hata yaptıklarını sorgulamak
zorundalar… Türkiye’nin bugünkü karmaşık ortamı yaşamasının nedeni öncelikle
iktidar partisidir. Projeleri sahiplenirken bugünkü kaos ortamını da
sahiplenmek durumundadırlar.
Bir yerlerde yanlışlar yapıldı ki bazı
hatalı politikalar izlendi ki Türkiye bu hale geldi.
Bu çağda böyle bir Türkiye hak etmiyor
bu güzel ülkenin insanları.
Herkes başını ellerinin arasına alıp
düşünmek zorunda!
İşte özeleştiri budur. Nerede hata
yaptık.? Aranızda bir tartışın lütfen!
Mesela, darbeciler bugün bu cesareti
nereden aldılar? Onların iştahını kabartan neydi? Neden birkaç yıl önce ya da
birkaç ay sonra değil de bugün! Yönetimin zayıf gördükleri yanı neresiydi?
Nasıl böyle bir maceraya kalkışmayı göze alabildiler?
Başta öğretmenler olmak üzere, yargıdan,
askeriyeden ve diğer kamu kurumlarından on binlerce görevli açığa alındı. Peki,
bunların buralara yerleşmesinde yönetimin hiç mi kusuru yok?
Bugün Cumhurbaşkanından başlayarak
diğer siyasi yöneticilerin gerçek anlamda kendilerini sorgulamaları gerekiyor.
Görevden alınan valilere, gazetecilere, rütbeli askerlere, yüksek yargı
mensuplarına, eğitimcilere bakıyorsunuz ve hayretler içinde kalıyorsunuz…
Bir dönemin en has adamlarıydılar.
Kapatılan televizyonlara bakıyorsunuz bir dönemin en aktif televizyonlarıydılar.
Şaşırmamak elde değil!
Ne oldu da Türkiye bu hale geldi?
Size bunlarla ilgili bir şeyler
söyleyen olmadı mı? Bunlara dikkat edin diye uyaran olmadı mı? Elbette oldu;
muhalefet defalarca uyardı, gazeteler defalarca yazdı, televizyonlarda saatlerce
konuşuldu.
Ama dinleyen kim? Onlarla alay
ettiler. Kargalar güler dediler.
Kamu kurumlarına giriş sınavında
sorular çalındı denildi de ne oldu? Belli kurumlarda örgütleniyor denildi de ne
oldu?
Demokrasinin bir kuralı olarak her
görüşten yırttaşın kamuda görev yapması yerine belli bir siyasi yapının
ağırlığına bırakıldı kamu kurumları.
Türkiye’nin bu hale gelmesini 14
yıllık bir iktidarın başarısı olarak değerlendiriyorsanız özeleştiri
yapmayabilirsiniz. Ama o özeleştiriyi yaparsanız ülkenin hayrına olur.
Şimdi diyeceksiniz ki başkalarının hiç
mi kabahati yok? Olmaz olur mu, asıl kabahatin büyüğü onlarda ancak onlar zaten
bu iş için örgütlenmişler. Yapısal bir organizasyon oluşturmuşlar. Onlar ülkeyi
ele geçirmek için yola çıkmışlar.
Onlara küfretmekle iş bitmiyor. Devlet
ve devleti yönetenler buna karşı önlem almak zorundalar. Bunu görecekler ve
ülkeyi karmaşaya götürecek her oluşunun önünü kesecekler.
Bu onların işi ve görevi… Halka bunu
söz vererek yönetime geldiler.
Ya da biz yapamadık deyip halktan özür
dileyerek çekip gidecekler.
Bu bize bir ders olsun, bu ders
üzerinde biraz kafa yoralım ve nerede hata yaptığımızı görmeye çalışalım… Hâlâ
bu işi en iyi biz yaparız diyorsanız özeleştiri falan yapma zahmetine de
girmeyin..
İşte Türkiye fotoğrafı!