Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 07 Ağustos 2016
Geçerli Tarih: 19 Nisan 2024, 17:25
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=23509
KÜRESEL ÇETENİN MAYIN
EŞEĞİ; FETÖ
15 Temmuz akşamı
Türkiye bir uçurumun kenarından döndü. Onu uçuruma yuvarlayanların perde önüne
sürdüğü bir mayın eşeği var; Fethullah Gülen. 1999 yılından beri ABD
korumasında yaşayan ve dünyanın değişik yerlerinde kurdukları okullar,
işyerleri, tv ve gazeteler ile ABD çıkarlarını korumayı misyon edinen bu çete,
bitirici darbeyi indirmeye karar verdiğinde yine karşısında, yıllarca iktidar
ile ortaklığı döneminde yok etmek için elinden geleni yaptığı namuslu insanları
buldu. Amacına ulaşamadı.
Aldatılmak ve
kandırılmak bireysel bir eylem ise, onun bedelini kişi kendi öder. Eğer bu
durum ülke ile ilgili ise bedelini ülke ödüyor. Tıpkı küresel güçlerin mayın
eşeği olarak kullandıkları Fethullah’ın ülkemizde ortaklık kurduğu kişilerin
son itirafları gibi. Aldatıldıklarını ve kandırıldıklarını söylüyorlar. Allah
ve milletten af diliyorlar. Bu
aldatılmanın ve kandırılmanın bedelini 15 Temmuz alçak darbe girişimi ile
ülkeye ödettiler.
1923 Devrimi ile
birlikte ülkede var olan tüm cemaat ve tarikatlar kapatılmak istendi. Bunda
kısmen başarılı olundu. Eğitim birliği sağlanarak ulusal bir eğitim politikası
benimsendi. Eğitim dinin etkisinden kurtarılmaya çalışıldı. Bilimsel bir
nitelik kazandırılarak, çağdaş, ilerici ve dünya gerçeklerine uygun bir eğitim yapısı
oluşturulmaya çalışıldı.
Bu yapının kırılma
noktası, Köy Enstitülerinin kapatılıp yerlerine imam okullarının açılması ile
başladı. 1950 yılında iktidarın değişmesi ile birlikte seküler yapı
dinselleşmeye başladı. Daha önce yeraltına sığınan tarikat ve cemaatler yavaş
yavaş gün yüzüne çıktılar. 1980 darbesi ile birlikte, küresel güçlerin
oluşturduğu ve adına “ılımlı islam” denilen bir projenin yürütülmesini
sağlayacak maşa generaller iktidara getirildiler.
Daha önce 24 Ocak 1980
ekonomik kararları ile birlikte, biraz DİSK ile kendini göstermeye başlayan
işçi hareketi yok edildi. Bu küresel çetenin Türkiye ayağının temsilcisi Özal
iktidara hazırlandı. Onun iktidara gelmesi ile birlikte Fethullah Gülen önünde
hiçbir engel kalmadı. 1990’lı yıllar ve özellikle 28 Şubat süreci Fetocular
için nimet oluşturdu.
ABD aslında küresel
sermaye çetelerinin oluşturduğu bir yapının adıdır. Bu yapı dünyanın her yerine
elini uzatacak ve orada kendisine mayın eşekliği yapacak alçakları bulmakta hiç
zorlanmaz. Çünkü para onların elindedir. Parayı kontrol edenler dünyayı da
kontrol ediyorlar. Bu kapitalist sistemin değişmez kuralıdır.
Bu çete aslında dinsel
bir misyon ile insanların önüne çıktı. Burada sorgulanması gereken bu çetenin
dinsel kimliği kullanarak insanları nasıl etki altına aldığıdır.
Türkiye bu küresel
çetelerin, başta NATO olmak üzere tüm kurumlarından çıkmalıdır. İçeride bir
ulusal bütünlük ile (burada HDP asla dışlanmamalıdır) yeni bir hükümet
kurulmalıdır. Kurulacak bu yeni hükümet ile Fetö yapılanmasının tamamen
temizlenmesi gerekir. Adının Fetö yapılanması olduğuna bakmayın. Bu yapılanmanı
bir üst aklı mutlaka vardır. Buzdağının görüneni değil altı önemlidir. O alt
kısmı temizlemek ancak dört partinin katılacağı yeni bir hükümet modeli ile
aşılabilir.
Bu model ile birlikte
başta eğitim olmak üzere tüm yapılar acilen bu dinci çetelerden
temizlenmelidir. Bu küresel güç ülkemizi rahat bırakmayacak. Her alanda
üzerimize gelecekler. Kendilerine yeni mayın eşekleri mutlaka bulacaklardır. Bu
mayın eşeklerinin aklı yoktur. Tarikat ve cemaatlerin karanlık odalarında
yetişenlerde akıl aranmaz. Onların için tek geçerli yol teslimiyettir. Yeni
restorasyon bu teslimiyetçilerle yapılamaz.
Bu ülke artık şu
gerçeği öğrenmelidir. Başlarda “alnı secdeye gidenden zarar gelmez “ ile yola
çıkanlar bugün ne büyük felaketle karşı karşıya olunduğunu kısmen anladı. Bu
yetmez. Acilen eğitim dinsellikten kurtarılmalıdır. Bu ülkenin din adamına
değil bilim insanına ihtiyacı vardır. Dini kurumlar acilen siyasi alanın dışına
itilmelidir. Ne kadar tarikat, cemaat, dinci vakıf varsa acilen kapatılmalıdır.
Onlara tanınan tüm ayrıcalıklar geri alınmalıdır. Bu temizlik işlemi mutlaka
siyasette de yapılmalıdır. Bu yapının siyasetteki adamları, kimliklerine
bakılmaksızın derhal tasviye edilmelidir.
Kazım DEMİR