Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Gazeteci Ali Dursun'a açılan hakaret davası sonuçlandı
Kategori: Görele
Eklenme Tarihi: 28 Haziran 2016
Geçerli Tarih: 07 Mayıs 2024, 21:46
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=23275
1 Yıl 2 Ay Ceza Aldı
R.T.Erdoğan tarafından
gazeteci Ali Dursun’a açılan hakaret davası sonuçlandı.
28.06.2016 Salı günü
Görele Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava da,hakim kararını açıkladı.
Gazeteci Ali Dursun
tarafından,kişisel facebook sayfasında R.T.Erdoğan
ile ilgili yapılan paylaşımların hakaret içerdiğine hükmederek,1 yıl 2 ay ceza verdi.
Gazeteci Ali
Dursun,daha önce aynı şekilde ceza aldığından,hapis cezasının 5 yıl ertelenmesi
hakkından yararlanamadı.
Karar yarın,Çarşamba günü
açıklanacak.
Gazeteci Ali Dursun, Görele Asliye Ceza Mahkemesince verilen hapis cezası kararını 7 gün içinde Yargıtay’a itiraz etmeye hazırlanıyor.
R.T.Erdoğan tarafından Gazeteci Ali Dursun'a açılan ikinci hakaret davası 19 temmuz 2016 tarihinde görülecek.
Cumhurbaşkanına Hakaret
TCK MADDE 299 – (1)
Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Verilecek ceza,
suçun alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi
halinde, üçte biri oranında artırılır. (Değişik 2. fıkra: 5377 – 29.6.2005 /
m.35) (2) Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında
artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
ÇAĞLAYAN ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANI KONUYU AYM’YE TAŞIDI
‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunun iptali başvurusunun nedeni
belli oldu
‘Cumhurbaşkanına
hakaret’ suçunun iptali için AYM'ye başvuran hakim, başvurunun gerekçesini
açıkladı.
Gerekçeli başvuru
kararını açıklayan Hâkim Mustafa Bağarkası, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçunun,
Anayasa’nın, ‘Kanun Önünde Eşitlik’ ilkesini düzenleyen 10. maddesi ile ‘Hukuk
Devleti’ ilkesini düzenleyen 2. maddesine aykırı olduğunu vurguladı. Kararında
ayrıca Anayasa'nın 26. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10.
maddesinde yer alan ‘ifade özgürlüğü’ne atıfta bulunan Bağarkası,
‘Cumhurbaşkanının Nitelikleri ve Tarafsızlığı’ ile ‘Cumhurbaşkanının Seçimi’ başlıklı
maddelerine de geniş yer ayırdı.
'CUMHURBAŞKANI EN ÜST DÜZEYDE KAMU GÖREVLİSİ'
DHA'nın aktardığına
göre, Cumhurbaşkanının, TCK'da yapılan tanımlamaya göre, 'kamusal faaliyetin
yürütülmesine seçilme yoluyla süreli olarak katılan en üst düzeyde kamu
görevlisi' olduğunu belirtilen kararda, "Dolayısıyla Anayasa'nın 104.
maddesi uyarınca 'Devletin başı' olan Cumhurbaşkanı'na görevinden dolayı
hakaret edilmesi halinde Türk Ceza Kanunun 299. maddesindeki özel nitelikli
düzenleme bulunmasa dahi, suç failinin TCK'nın 125 / 1-2 maddeleri uyarınca
cezalandırma yapılabilir. Ancak, 5237 Sayılı TCK'nın 299. maddesinde kamu
görevlileriyle ilgili düzenlemelerle yetinilmeyerek, daha fazla koruma sağlayan
ve daha ağır yaptırımlar içeren ayrı bir düzenleme yapılmış, ayrıca yasa koyucu
Cumhurbaşkanı'na karşı işlenen hakaret suçlarının 'görevinden dolayı' veya
'görev harici' olup olmadığına bakılmaksızın suç faili hakkında aynı yaptırım
uygulanmasını öngörmüştür" ifadelerine yer verdi.
‘ANAYASA'NIN EŞİTLİK İLKESİNİN İHLALİ NİTELİĞİNDE’
Karada,
"Cumhurbaşkanının, 5237 Sayılı TCK'nın 6/1-c maddesinde en üst düzey kamu
görevlisi olması dikkate alındığında, tüm kamu görevlilerine yönelik hakaret
suçları bakımından tek bir yasal düzenleme olması gerekirken, TBMM Başkan ve üyeleri,
Başbakan ve Bakanlar gibi siyasi kişilikler de dahil tüm siyasi kişiliklere
ayrı himaye sağlayan yasal düzenlemeler bulunmadığı halde, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 101-102. maddelerinin 5678 sayılı kanun ile değişikliğe uğraması
sonucu, siyasi bir kişilik hüviyetini taşımakla birlikte, süreli olarak kamu
görevini yürüten Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaret suçları bakımından farklı
yasal düzenlenmenin bulunması, Anayasa'nın 10. maddesinde yazılı eşitlik
ilkesinin ihlali niteliğinde görülmüştür" denildi.
‘DEVLETİN BAŞI OLMASI SİYASİ BİR AKTÖR OLDUĞU GERÇEĞİNİ
DEĞİŞTİRMEYECEKTİR’
Kararda
Cumhurbaşkanının devletin başı olmasının yanı sıra siyasi bir aktör olduğu da
vurgulandı. Siyasi partilerin bir veya bir kaçının desteğini alarak seçilen
cumhurbaşkanının siyasi bir kişilik olmasının kaçınılmaz bir sonuç olduğu
belirtilerek, "Cumhurbaşkanının Anayasa gereğince tarafsızlık yemini
etmesi, bazı Anayasal görevleri üstlenmesi ve devletin başı olarak Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni temsil etmesinin, onun siyasi bir aktör olması gerçeğini
değiştirmeyecektir" denildi.
‘TCK 299 İPTAL EDİLSİN’
Kararda,
"Mahkememizce 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 299. maddesinin, 2709 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ‘Hukuk Devleti’ ilkesini düzenleyen,
‘Cumhuriyetin Nitelikleri’ başlıklı 2. maddesine ve ‘Kanun Önünde Eşitlik’
başlıklı 10. maddesine aykırı düzenleme içerdiği kanaatine varıldığından,
Yüksek Mahkemece, mahkememiz başvurusunun itiraz olarak kabul edilerek, TCK
299. maddesinin iptaline karar verilmesi arz ve talep olunur" denildi.
NE OLMUŞTU?
Üniversite öğrencileri
Nuray Uçar ile Özgür Yılmaz hakkında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
koridoruna ve Fen Fakültesi giriş kapısına 2014'te asılan Fikir Kulüpleri
Federasyonu'nun gazetesindeki ifadeler nedeniyle ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten
dava açıldı.
İstanbul 43'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde 29 Mart'ta görülen davada, öğrencilerin avukatı Özgür Urfa duruşmada Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunu düzenleyen maddenin hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin emsal kararları açısından hem de Anayasa'nın eşitlik ilkesi bağlamında aykırılık oluşturduğunu savundu. Bu savunmayı inceleyen İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, aykırılık iddialarını değerlendirip karara bağlaması istemiyle dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne iletilmeye karar verdi.
Haber : Asım Gürgen
www.gorelesol.com