Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 17 Haziran 2016
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 13:24
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=23210
ANLAMSIZ SAVAŞ
Başbakan Binali
Yıldırım göreve gelir gelmez Suriye’de dört yıldır devam eden savaşla ilgili
çok önemli bir tespitte bulundu. Ve bu savaş için “Anlamsız bir savaş” dedi.
Kurulduğu günden bu
yana Adalet ve Kalkınma Partisi’nde çok önemli bir yeri olan Binali Yıldırım’ın
bunu daha önce neden söylemediği ve parti politikasını bu doğrultuda
oluşturamadığı anlaşılır gibi değil.
O da herhalde baştan
Esat’ın bir ayda gideceğini düşünüyordu. Baktı ki dört yıldır direniyor ve
gideceği yok o zaman çark etmiş olabilir.
İşin kötüsü; başladığı
günden bu yana bu savaşın anlamsızlığını söyleyenlere kulak asılmamış olması…
Bu savaşın anlamsızlığını kimler söylemedi ki!
Anlamsız bir savaşmış;
Günaydın efendim…
Bir dönem kardeşimiz
olan Esat ne olduysa bir anda zalim oldu… Esat’ın halkına zulmettiğini
tartışacak değiliz, asıl sorun Türkiye’yi yönetenlerin tutarsızlığıdır.
Bu anlamsız savaş yüz
binlerce Müslüman’ın ölümüne neden olmuş. Yine yüz binlerce Müslüman’ın da
muhacir olmasına… İşte muhteşem öngörü dedikleri tablo!
Aslında her savaşın
bir anlamı vardır. Suriye savaşı da bu manada anlamsız değildir.
Savaşın anlamı bugün
daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Geçmişten bugüne
yaşananları biliyoruz. Bugün yaşananlara bakmak daha doğru olacaktır. Bugün
Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt bölgesi oluşturuluyor.
Türkiye’nin terör
örgütü dediği bir yapılanmayla ABD Türkiye’nin güneyinde yeni bir Kürt bölgesi
yaratmaya çalışıyorlar. Savaşın anlamı bu.
Bu daha önce Irak’ın
kuzeyinde yapıldı. Önce Saddam Hüseyin aynı yöntemlerle etkisiz hale getirildi,
o bölgeden fiilen uzaklaştırıldı ve demokrasi getireceğiz diye Irak işgal
edilerek bugünkü harita ortaya çıkartıldı.
Şimdi de Suriye’de
aynı oyun sahneye konuluyor. Arap Baharı’yla Suriye’ye demokrasi gelecek
söylemiyle Esat’ı devirmeye çalıştılar ve Suriye’nin kuzeyini karmaşık bir hale
getirerek bugünkü fiili durumu oluşturdular.
Aslında her savaşın
öncesinde Türkiye böyle bir Kürt bölgesinin oluşmasını kabul etmiyorum dese de,
kırmızıçizgiler ortaya koysa da gelişmelere hep seyirci kalıyor. Hatta bilerek
ya da bilmeyerek destek bile oluyor.
Amerikan askerlerinin
Türkiye’den geçmesi için 1 Mart Teskeresi’ni çıkarmaya çalışıyor ya da Esat’ı
devirmek isteyenlerle koalisyon kuruyor.
Ortadoğu’da Büyük
Kürdistan’ın kurulması için yapılan çalışmalar artık sır değil. Hatta
sınırlarını belirleyen haritalar bile her ortamda karşımıza çıkıyor.
Komşularımızda yaşanan
savaş ve ülkemizde devam eden terörist faaliyetler bu projenin bir parçası.
Belki uzun yıllar daha da devam edecek.
O haritalara
baktığımızda Kürdistan’ın nasıl kurulacağını rahatlıkla görmekteyiz.
Irak, İran, Suriye ve
Türkiye’den alınacak topraklarla kurulacak bu yeni devlet.
Projenin Irak ayağı
tamam… Kuzey Irak’ta bu oluşum tamamlandı. Şimdi de Suriye’de bu işin savaşları
yapılıyor. Denize ulaşacak bir koridor açılacak.
Türkiye’de yaşadığımız
terör olayları da bu projenin bir başka ayağı…
Sayın Yıldırım’ın
dediği anlamsızlığın anlamı bu… Burada anlamsız olan Türkiye’nin bu oluşuma
kolaylık sağlayacak bir politika izlemesi. Deyim yerindeyse kendi ayağına
kurşun sıkıyor. Kuzey Suriye’de bu oluşumun gerçekleşmesi için Esat’la
savaşıyor.
Kuzey Suriye işi
halledilince sıranın kendisine geleceğini görmüyor.
Bugün Kuzey Suriye’de
Türkiye’nin terör örgütü dediği oluşumla omuz omuza savaşan müttefiklerinin
yarın ülkemizde terör faaliyetlerinde bulunan bir başka örgütle, onun armasını
takarak Türkiye’ye karşı savaşabileceğini hiç hesap etmiyor.
Sadece Suriye’de
olanları kabul edilemez buluyor, sanki kabul eder misiniz diye soran varmış
gibi… Neleri kabul etmedik ki!