Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 25 Mayıs 2016
Geçerli Tarih: 09 Mayıs 2024, 00:24
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=23116
SEÇİLENLER ve ATANANLAR
Türkiye bu iki kavramı
çok tartıştı, bugün de tartışmaya devam edecek gibi.
Ülkeyi 2002 den bu
yana yöneten siyasi görüş her zaman seçilmişliği ön plana çıkaran bir söylem
ortaya koyuyor. Bunu da milli irade vurgusuyla güçlendirmeye çalışıyor.
Halk böyle istiyor, bu
millet böyle istiyor sözleriyle seçilmişliğe dikkat çekiyor.
Peki uygulamada böyle
mi?
Son örneğini Giresun
Üniversitesi rektör atamasında gördük. Seçilen aday atanamadı.
Geçmiş
cumhurbaşkanları da böyle yapardı, mesela Ahmet Necdet Sezer… Bu siyasi görüş o
günlerde kıyamet koparırlardı, ortalığı ayağa kaldırırlardı. Söylemedikleri
kalmazdı.
Bugün aynı uygulamayı
Sayın Cumhurbaşkanı sürdürüyor. Seçilmişleri değil de kendi istediğini atıyor.
Ortada hukuki bir
sorun yok ama siyasi bir sorun var.
Anayasa’nın 130.
maddesi ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu cumhurbaşkanına bu yetkiyi veriyor
ve cumhurbaşkanları da bu yetkiyi kullanıyorlar. Buraya kadar olan işin hukuki
kısmı, onda bir sorun olmadığını söyledik zaten.
Ancak geçmiş cumhurbaşkanları
bu yetkiyi kullanırken eleştireceksin sonra da aynı uygulamayı sürdüreceksin!
İşte sorun da burada…
Cumhurbaşkanlarına bu
yetkiyi veren anayasa ve ilgili kanunun ne zaman yürürlüğe girdiğine bakmak
gerek. 2547 sayılı kanunun çıkış tarihi 4.11. 1981. Anayasanın yürürlüğe giriş
tarihi ise 7 Kasım 1982.
Yıllara dikkat ediniz,
Türkiye’nin darbe yılları… Askeri yönetimin başındaki isim Kenan Evren,
üniversitelere yapılacak rektör atamalarını kendisine bağlamış.
Yani darbe anlayışının
bir sonucu… Hep eleştirilmiş ancak
değiştirme yoluna gidilmemiş. Cumhurbaşkanları bu gücü hep ellerinde tutmak
istemişler. Bugün de böyle.
Yeni ve sivil bir
anayasa yapacağız diyenlerden hiç bu maddeyle ilgili bir açıklama duydunuz mu?
2547 sayılı yasanın ilgili maddesini değiştirmek bir saatlik iş. Ama
değiştirmezler. Geçmişte en çok eleştirdikleri bu konuyu gündeme bile almazlar.
Tamam, rektörlerin
cumhurbaşkanınca atanmasından yanasınız, gücü elinizden bırakmak
istemiyorsunuz… O zaman seçimi kaldırınız. Cumhurbaşkanı kafasına göre atasın
rektörleri. Başka kurumlara atamalar yapıyorlar zaten.
Şimdi Giresun
Üniversitesi’yle ilgili duruma bakıyorsunuz; Seçim yapılmış, Prof. Dr. Aygün
Attar 260, Prof. Dr. Cevdet Coşkun 103 oy almış. Sayın Cumhurbaşkanı 260 oy
alanı değil de 103 oy alanı atamış.
İsimlerle ilgili
hiçbir görüş ortaya koymadan sistemi eleştirdiğimize dikkatiniz çekmek
istiyorum. Hani seçilmiş olmak çok önemliydi, halk böyle istiyordu ve milli
irade diyordunuz… Geçmiş cumhurbaşkanları böyle yaptığında eleştiriyordunuz.
Asker anayasası ve
darbe kanunlarıydı…
Giresun Üniversitesi
öğretim kadrosu büyük bir çoğunlukla Aygün Attar’ın yönetiminde çalışmayı
tercih etmişler ama siz onun yarısı kadar bile oy alamayan Cevdet Coşkun’u
yönetime getiriyorsunuz.
O kurumda uyumlu bir
çalışma gerçekleşebilir mi?
Seçilmek ve atanmak
böyle bir kavram ülkemizde…
Darbe anayasası ve
kanunlarını esas alırsanız böyle sonuçların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Hem
eleştirirsiniz hem uygularsınız.
Sonra da seçim
sonuçlarına herkes saygı duymak zorunda dersiniz. Seçim sonuçlarını
kutsarsınız. Ve bu ucube yöntemi değiştirmek için de hiçbir şey yapmazsınız.
Giresun Üniversitesi
bizim üniversitemiz olduğu için ve konu da çok yeni olduğu için temel soruna bu
anlamda dikkat çekmeye çalıştığımı ifade ederek bitirmek istiyorum.
Hukuka ve yasalara
saygılıyız. Türkiye bir hukuk devletidir, biliyoruz!