Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle
Açıklama: Ateist bir aile çocuklarının zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmasına ilişkin açtıkları davayı kazandı.
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 17 Mart 2016
Geçerli Tarih: 30 Nisan 2024, 13:17
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=22802
Mahkemeden zorunlu din
dersi kararı
Çocuklarının zorunlu
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmasına ilişkin dava açan
Antalya Kumluca'daki bir aile,açtıkları davayı kazandı.
Antalya'nın Kumluca
İlçesi'nde bir ilkokulda 4'üncü sınıf öğrencisinin anne ve babası ateist
oldukları gerekçesiyle çocuklarına verilen zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersinden muaf tutulmasına ilişkin açtıkları davayı kazandı.
Kumluca'da 4'üncü
sınıf öğrencisi E.Z.S.'nin annesi ve babası, tanrıtanımaz olduklarından bahisle
çocuklarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle
Kumluca Kaymakamlığı'na başvurdu. Kaymakamlık, 6 Aralık
2014 tarihli
kararında, anne ve babanın bu talebini reddetti. Bu karara karşın E.Z.S.'ye
velayeten anne ve babası, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kumluca Kaymakamlığı
aleyhine Antalya 1'inci İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
PSİKOLOJİK TRAVMA YAŞIYOR
Açılan davada,
iradelerine ve felsefi görüşlerine aykırı bir biçimde dinsel eğitim verildiği,
tanrıtanımaz oldukları, nüfus cüzdanlarında yer alan din hanesinin boş olduğu,
zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin verilmesinin Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesine ve ek 1 nolu protokolün 2'nci maddesine aykırı
olduğu yolunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce verilmiş kararlar bulunduğu,
4'üncü sınıf öğrencisi çocukların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini alırken
psikolojik travma yaşadığı, içsel çatışmalar nedeniyle dersi algılamakta
zorlandığı ileri sürülerek kaymakamlık işleminin iptali istendi.
BAKANLIK DAVANIN REDDİNİ İSTEDİ
Türkiye'de Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi derslerinin Anayasal zorunluluk olduğu, ders programları ve
kitaplarının idarelerce hazırlandığı belirtilen Milli Eğitim Bakanlığı'nın
savunmasında, herhangi bir din veya felsefi doktrin merkezli olmadığı, bilimsel
araştırmaya dayalı bilginin ön planda tutulduğu, batıl ve hurafeye dayalı
yanlış bilgilerden arındırıldığı dile getirildi. Ders programının hedefinin
sadece İslam dinine mensup çocuklara değil hangi mezhebi veya felsefi düşünceden
olursa olsun tüm çocuklara ve tanrıtanımazlara hitap ettiği de belirtilerek,
davanın reddi istendi.
"NESNEL VE ÇOĞULCU OLMALI"
Antalya 1'inci İdare
Mahkemesi ise kararında, devletin, eğitim ve öğretimle ilgili olarak üzerine
düşen görevleri yerine getirirken müfredatta yer alan bilgilerin nesnel ve
çoğulcu bir şekilde aktarılmasına dikkat etmesi, ebeveynlerin dini ve felsefi
kanaatlerine saygı göstermesi gerektiği belirtildi.
Anayasa'nın 24'üncü
maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında
okutulan zorunlu dersler arasında olduğunun kuşkusuz olduğu belirtilen kararda,
şöyle denildi:
"Ancak bu
öğretimin Anayasa'nın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği,
içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik
unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak,
bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan
müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun din kültürü
ve ahlak bilgisi dersi olarak kabul edilemeyeceği ve din eğitimi halini alacağı
açıktır."
KARARLA HUKUK YERİNİ BULDU
Davaya hukuki destek
veren Eğitim Sen'in Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, bu kararla hukukun
yerini bulduğunu söyledi. Mahkemenin davaya ilişkin kararını 30 Aralık 2015'te
verdiğini, ancak kararın geçen pazartesi günü taraflara tebliğ edildiğini
kaydeden Öztürk, "Bilimsel, laik, demokratik eğitimde herkesin kendi
inancı doğrultusunda eğitim alması veya almamasının aileye, kişiye bağlı olması
ve okullarımızda zorunlu din dersi olmaması gerektiğini gösteren bir hukuki
karardır. Herkes kendi inancını istediği gibi yaşamalı ve buna devlet müdahale
etmemelidir" dedi.
Başkan Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 gün içerisinde karara itiraz için Danıştay'a başvurma hakkının bulunduğunu söyledi.
DHA