Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Oslo'dan bügüne hatalısınız


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 23 Aralık 2015
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 19:54
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=22361


OSLO''DAN BUGÜNE HATALISINIZ...

2009 yılının ortalarında başlayan “Oslo Görüşmelerini” anımsarsınız.  “Üçüncü göz” ülke olarak İngiltere’nin gözetiminde MİT ile PKK adına yapılan görüşmelere, yapıldığı yerden dolayı “Oslo Görüşmeleri” denir.

Bu görüşmelere, MİT adına müsteşar Hakan Fidan, KCK adına Mustafa Karasu, PKK adına Sabri Ok, Kongra –Gel adına Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar ile Koordinatör ülke İngiltere’nin temsilcisi katıldı.

Taraflar pek çok defa Oslo’da bir araya geldiler. Hakan Fidan’ın görüşmelerde, kendisinin ‘Başbakanın özel temsilcisi’ olduğunu ifade etmesi önemsenecek bir açıklamadır.

Bu görüşmeler sonucuna bir mutabakat metni imzalandı. “Oslo Tutanakları” denilen metinle ilgili olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, kamuoyunu bilgilendirdi.

Yani tutanaklar sızdırıldı!

Koordinatör ülke (hakem ülke)İngiltere temsilcisi tarafından imzalanan ve saklanan metinde, terör örgütüne verilmiş ciddi sözler var!

CHP sözcüsü Haluk Koç’un 2012 Eylül ayında yaptığı açıklamaya göre, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ana dilde eğitim talepleri dile getirilince şu yanıtı veriyor;

“Nasıl olsa orası özerk bölge olacak, öğretmen tayini dâhil, eğitim hizmetleri belediyelere, valilere devredilecek” diyor!

CHP sözcüsünün dile getirdiği ve tutanaklarda yer aldığı söylenen bu ifadeler doğru ise, Oslo süreci ile terör örgütüne ciddi tavizler verilmiştir.

Ve bu sözler ‘hakem ülke’ olan İngiliz temsilcisinde, dolayısıyla İngiltere’de kayıt altındadır!

***

Terör örgütü ile Öcalan ile görüşmeler daha sonra “İmralı Süreci” ile de devam etti. Gerek MİT, gerekse BDP-HDP milletvekilleri İmralı’ya sık sık gittiler.

28 Şubat 2013 tarihinde Milliyet Gazetesinde, Namık Durukan imzalı “İmralı zabıtları” haberi yer aldı.

BDP ve Öcalan arasında yapılan görüşmelerin tutanakları böylece kamuoyuna yansıdı. Bu tutanaklarda Öcalan’ın BDP heyetine, “ Ne ev hapsi ne de af. Bunlara gerek kalmayacak. Hepimiz özgür olacağız. Başarılı olursam ne KCK tutuklusu kalır, ne de başkası. Bu olmazsa 50 bin kişi ile halk savaşı olacak. Yalnız herkes bilmeli ki, ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız.”söylediği ifade edildi.

O tarihlerde İmralı adeta suyoluna çevrilmişti. Heyetlerin biri gidip biri geliyordu! Hatta 21 Mart 2013 tarihinde Öcalan’ın kaleme aldığı mektup, Türkçe ve Kürtçe olarak Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz kutlamalarında okundu!

Balayı devam ediyordu…

*** 

Bu süreç Dolmabahçe görüşmelerinin gerçekleşmesine neden oldu. Dolmabahçe’de 28 Şubat 2015 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede, hükümet Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efgan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal temsil etti.

HDP heyetinde ise, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan yer aldı. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ‘da görüşmelere katıldı.

Görüşmeler sonucunda 10 Madde üzerinde mutabakata varıldığı kamuoyuna açıklandı…

7 Haziran 2015 tarihinde seçim vardı.

Seçim sürecinde bölgede çatışmasızlık havası olmalıydı.

Bu nedenle hükümet ile BDP 10 madde üzerinde Dolmabahçe’de mutabakata vardı. Bu 10 maddenin daha önce Oslo’da varılan ve CHP sözcüsü Haluk Koç’un açıkladığı 9 maddelik mutabakatla paralellik taşıdığı medyada yer almıştır.

*** 

Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT’de Nasuhi Güngör ile yaptığı 16 Eylül 2015 tarihli canlı yayında önemli bir açıklama yaptı.

“…Çözüm süreci içerisinde valilerimiz verdiğimiz talimat doğrultusunda şu andaki gibi operasyonlara girmiyordu. Belki kendilerine çeki düzen verirler diye. Bunun ardında bir hazırlık safhasına girdiler."

Demek ki Oslo, İmralı, Dolmabahçe görüşmeleri sürerken, valilere operasyon yapmayın talimatları verilirken bölgede farklı bir gelişme yaşanıyormuş.

Asfalt altlarına bombalar yerleştiriliyormuş…

Şehir merkezlerine örgüt militanları yerleştiriliyor ve silah-cephane yığınakları yapılıyormuş.

Hükümet görmeden! MİT görmeden! Valiler görmeden! Güvenlik güçleri görmeden!

Bizimkiler sık sık “aldatıldık” diyorlar…

Böylece kendilerini işin içinden sıyırmaya çalışıyorlar!

Herhalde bu defa da İmralı ‘kandırdı’… Kandil ‘kandırdı’ ve BDP-HDP ‘kandırdı’…

İnanalım mı?

Oslo’dan bugüne hatalarınızın bedelini yaşıyoruz.

Siz ‘kandırıldık’ diyebilirsiniz ama biz kanmıyoruz!

Hatalısınız…

 


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster