Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Devleti cemaatleştirmenin sakıncaları


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 20 Kasım 2015
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 06:47
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=22263


Baykal: DEVLETİ CEMAATLEŞTİRMENİN SAKINCALARI

İşte Baykal’ın açıklamaları:

"12 yıl önce bu cehennemi gördüler”

Tarihsel bir kırılmanın yaşandığı bir bölgede görev yapacağız. Yeni güç merkezlerinin şekillenmekte olduğuna tanık oluyoruz. Ortadoğu’nun haritası kanlı bir süreçle yeniden çiziliyor. Mazlum milletimizin büyük fedakarlıklarla gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı’nın üyeleri olarak bu acıyı izliyoruz. 2 milyon 200 bin mülteciye kollarını açmış olarak bu konuda en büyük fedakarlığı yapmış durumdayız. Ortadoğu’daki yangının Türkiye’ye sıçramasına engel olmak zorundayız. Ne kadar onur vericidir ki TBMM 1 Mart 2003’te tezkereyi redderek şerefli bir karar almıştır. Bu kararı alanlar bu Ortadoğu cehennemini 12 yıl önce öngörerek karşı çıkmıştır. Bugün TBMM’nin yine kendisine yakışanı yapacağına inanıyorum. Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence Cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Bu en şerefli mirastır. Bu mirasın temelinde din, inanç, mezhep, ırk ayrımı yapmadan eşit vatandaş saymaktadır. Bizim devletimiz bir siyasi bilinç devletidir. Birlikte inşa ettiğimiz, içinde olmayı seçtiğimiz bir devlettir.

“Devleti cemaatleştirmenin sakıncaları”

TBMM’nin temelinde yatan bu anlayış ulusal birliğimizin güvencesidir. Din, mezhep ve etnik kimlik savaşları Cumhuriyetimizin temelini oluşturan bu temelin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hepimiz aynı siyasi birliğin paydaşıyız. İşte o halka Türk milleti denilmektedir. Laikliği dinsizlik olarak sunmanın nelere yol açmakta olduğunu görüyoruz. Devleti cemaatleştirmenin sakıncalarını görenlerin, mezhep ve din dayatmalarının ne sonuçlar doğuracaklarını gördüğünü savunuyoruz.

Ortadoğu bir cehennemdir. Yakar, kavurur. Bizim bu cehennemden uzak durmamız lazım. Elimizi verirsek kolumuzu kaptırırız.

Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi’nden vazgeçmedi.

Yıllar önce Irak merkezli olmak üzere bölgede bir dinsel ve mezhepsel çatışma çıkarmıştı. Ama başarısız olmuştu.

Çünkü Baykal’ın da dediği gibi 1 Mart 2003 tezkeresinin mecliste reddedilmesiyle birlikte Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi rüyasını ertelemek zorun kalmıştı.

Bugüne geldiğimizde ise, 1 Mart’ın adını değiştirdiler ve IŞİD olarak yola devam ediyorlar.

(Konuyla ilgili daha önce yazmış olduğum 1 Mart’ın Yeni Adı IŞİD başlıklı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.)

Hedef; İsrail’den Akdeniz’e kadar olan bölgede bir hakimiyet sağlamak ve bölgenin yeraltı zenginliklerine sahip olmak. Tabi ki sıcak denizde -Akdeniz- buna dahil!

Bunun içinde yeni senaryoyu devreye soktu. Yani IŞİD’i.

Yani; din, inanç, mezhep ve etnik kimlik ayrımı yaparak bölgeyi parçalamayı!

Burada asıl önemli olan nokta ise Türkiye ile IŞİD arasında bir ilişki olup olmadığı!

Putin’e göre bir ilişki olmaması için bir sebep yok!

Bravo Baykal. Hedefi yıllar önce olduğu gibi yine tam onikiden vurdun!..

Baykal’ın bu konuyla bağlantılı olarak belirttiği diğer önemli bir nokta ise, devletin cemaatleştirilmesinin sakıncaları.

Polisi cemaate veren AKP.

Askerin içine cemaat milislerini sokarak TSK’ı itibarsızlaştıran AKP.

Adalet Bakanlığı’nı, cemaat bakanlığına çeviren AKP.

Savcıları, hakimleri hocalarla dolduran AKP. Bakınız; Zekeriya Öz.

Sınavları cemaate emanet eden AKP.

Alevi-Sunni ayrımı yapan AKP.

Türk-Kürt ayrımı yapan AKP.

Hatta kızlı-erkekleri ayrımını yapan da AKP.

E, daha ne kaldı ki!

İşte tam bu nokta da “Laikliğin” önemini anlıyoruz. Eğer laikliğin her yönüyle -felsefi, siyasi, sosyolojik ve hukuksal- ne anlama geldiğini bilseydik, yukarıda saydıklarım yaşanmazdı.

Türkiye’de İslam siyasetin arka bahçesi olarak kullanılmaz ve din halkı uyutmak için kullanılan bir uyuşturucuya dönüşmezdi!..

Ah Baykal ah!..

Ne vardı bu kadar haklı çıkacak!.. Sussan da yaraları deşmesen olmaz mıydı?!.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster