Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Ne yapmalı?


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 15 Ekim 2015
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 18:16
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=22093


NE YAPMALI?

Ankara’da yaşanan son terör saldırısı ile ilgili yanıtlanması gereken pek çok soru var. Önce tespitlerimiz yapalım, sonra da yapılması gerekenler üzerinde duralım.

1-      Ülkemizin son dönemde yaşadığı terör saldırılarının başlangıcı Suruç saldırısıdır. Suruç saldırısı konusunda yayın yasağı konuldu. Yetkili kişiler dışında hiç kimsenin olayın perde arkası ile ilgili bilgisi yok. Siyasi parti liderlerini bilgilendirilmesi de yok. Kamuoyunun kaygısı olayın üzerinin örtüleceğidir. Olaydaki güvelik zafiyeti ve sorumluları konusunda kamuoyu yeterince tartışamamıştır.

2-      Yaşanan terör olayları ile ilgili CHP’nin TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesi reddedildi. Oysa bu önerge kabul edilmiş olsaydı daha doğru olmaz mıydı?

3-      7 Haziran seçimleri sonrasında bir hükümet kurulamadı. TBMM tatile çıktı. Bu nedenle ciddi bir siyasi boşluk oluştu. Bu boşluk, örgütlerin karanlık planlarının uygulanması için uygun ortam oluşturmuştur.

4-      Hükümetin kurulamaması, terör saldırılarının artması, Dağlıca, Iğdır ve diğer saldırılar sonrası TBMM’nin toplanamaması, siyasi boşluğun devam etmesi, siyasi liderlerin kullandıkları dilin, ‘barış dili’ yerine birbirlerini suçlayıcı olması, toplumu ayrıştırıcı çabaların varlığı son dönemde dikkat çekmiştir.

5-      Böyle bir ortamda, hükümetin kurulamaması (ya da kurdurulmaması) sonunda yeniden seçim kararının alınması ile siyasi boşluk derinleşmiştir. Çünkü ülkemizde ilk defa kurulacak olan seçim hükümeti ne yazık ki anayasada belirtilen çerçevede kurulamamıştır. Bu da sağlıklı, tarafsız bir seçim hükümeti yerine, AKP etiketli bir seçim hükümetinin kurulmasına neden olmuştur. HDP’li bakanların istifası, Tuğrul Türkeş’in AKP’den aday olması ile seçim hükümeti anayasal özelliklerinden iyice uzaklaşmıştır.

6-      Başbakan Davutoğlu, yaptığı açıklamada hükümet için, “bu bir AKP hükümeti değildir” diyor. Yani siyasi sorumluluktan kaçıyor. Bu tavır siyasi boşluğu derinleştirmektedir.

7-      Terör olayları üzerine Ankara’da TOBB öncülüğünde, İstanbul’da Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanında katıldığı sivil toplum örgütlerinin düzenlediği mitingler yapıldı. O mitinglerde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Adeta kuş uçurtulmadı. Olması gereken de bu idi. Oysa Aynı derecede güvenlik önlemleri DİSK, KESK ve TTB öncülüğünde düzenlenen Ankara mitingi için gösterilmediği bir gerçektir. Bunu uzmanlarda, mitinge katılanlar da dile getirmektedir. Şu noktalar dikkat çekicidir.

a-      Normal şartlarda Ankara Valiliği seçimi, ülkenin içinde bulunduğu ortamı vb gerekçeleri göstererek mitinge izin vermeyebilirdi.

b-      Normal şartlarda Ankara’ya diğer illerden otobüslerle gelen katılımcıların araçları belli noktalarda durdurulurdu. O noktalarda kimlik tespitleri yapılır ve diğer güvenlik önlemleri için gerekenler yapılarak Ankara’ya girmelerine izin verilirdi. Bu kez böyle bir denetim olmamıştır!

c-       Toplanma yeri ve çevresinde geceden başlayarak gerekli güvenlik önlemleri alınır. Adeta ne toplanma yerinde de miting alanında kuş uçurtulmazdı. Katılımcılar yeterli güvenlik önlemlerinin olmadığını, bu duruma şaşırdıklarını söylüyorlar.

d-      Başbakan Davutoğlu, saldırı günü ekranlarda, olay öncesi İstanbul’da ve Ankara’da birer canlı bomba yakalandığını açıkladı. O zaman neden miting öncesi güvenlik önlemleri üst seviye çıkarılmadı?

e-      Miting öncesindeki gece sosyal medyada yer alan ve sonra kapatılan bazı hesaplardan (Pir Ozan Abdal adlı hesap) saldırı ile ilgili bilgi verildiği ifade edilmektedir. Bu gözlerden kaçmış mıdır? Kaçtı ise bu bir zafiyet değil midir?

8-      Ülkemizin başkentinde yaşanan bu olay gerçekleştirilirken MİT neredeydi?   Olay gösteriyor ki ciddi bir önleyici istihbarat ve güvenlik zafiyeti vardır. Bunun sorumluluğu da mevcut hükümetindir.

Cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör olayını yaşadık. Peki, şimdi ne yapılmalıdır. Üç günlük yas ilanı ile geçiştirmek yeterli midir?

Ya da “beş savcı görevlendirdik soruşturuyoruz” demek yeterli midir? Asla yeterli değildir.

Öncelikle sorumlu mevkilerde bulunanlar kullandıkları dile dikkat etmelidir. Ya sonra?

1-      Böyle bir olay sonrası TBMM toplanmayacak da ne zaman toplanacak? TBMM derhal toplanmalıdır. Millet kan ağlarken milletin vekilleri görev başında olmalıdır.

2-      TBMM’de bu kez mutlaka terörün ve son saldırının arkasındaki gerçekleri araştırmak için bir komisyon kurulmalıdır.

3-      İstihbarat ve güvenlik konusunda sorumluluğu olanlar hakkında gensoru dâhil gereği yapılmalıdır.

4-      1 Kasım seçimleri yapılacaksa, seçimin güvenliğini sağlayacak tüm önlemlerin alınması için gereken çalışmalar yapılmalıdır. Seçim güvenliği, bir mitingin güvenliğini dahi alamayan seçim hükümetine bırakılmamalıdır.

5-      TBMM’de seçim hükümeti yerine kalıcı bir hükümetin kurulması da sağlanabilir. Seçim ileri bir tarihe ertelenebilir.  Ülke siyasi boşluktan ve keyfilikten kurtarılır. Kamuoyunda zaten seçim havası yok!  Bu konuda liderlere büyük sorumluluk düşmektedir. Liderler o sorumluluk duygusu ile hareket etmelidir. 1979 yılında Demirel ile Ecevit uzlaşabilselerdi ne pek çok insanımız yaşamını kaybederdi ne de 12 Eylül olurdu… Bu gerçeği anımsayalım.

Yarın çok geç kalmış olabiliriz… Siyaset sorun çözme sanatıdır. TBMM toplanarak o sanatı gösterebilmelidir.

Türkiye Cumhuriyetine yazık etmeyiniz!


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster