Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 20 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 22:17
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21882
Şırnak’da Bir Kutsal Kabir
/ Dersimli Rahime Kahraman
Kürd özgürlük
mücadelesinde hayatını kaybeden (Mücadeleye 1979 yılında katılmış olup, 1985
yılında Şırnak’ta Devletin güvenlik güçleri tarafından katledilen) Dersimli
Rahime Kahraman’ın kabri halk tarafından kutsal mekân olarak kabul
edilmektedir.
Bir yıl önce İHD ve
MEYADER’in öncülüğünde Rahime Kahraman’ın yakın akrabaları tarafından yapılan
araştırmada; 1985 yılında Şırnak’da bir korucunun ihbarı üzerine güvenlik
güçleri tarafından katledilmiştir. Rahime-kahraman-kabdi-Sirnak-3.jpgRahime’nin
Katledildiği Şırnak’da halk cenazeye sahip çıkmış ve Dicle Mahallesi
Mezarlığı'nda defin etmiştir.
Mezarın üzerine
ZAHİDE-SAADET yazılı olup, bölgede çok sevildiği için oradaki halk tarafından
bu mezar kutsal olarak biliniyor. Birçok insan mezardan toprak alarak kendileri
için şifa dilemektedirler. Çünkü halk özellikle kadınlar Rahime’yi çok seviyor
ve saygı duyuyor. Dolayısıyla 1985 yılında devletin güvenlik güçleri tarafından
Rahim’e katledildikten sonra oradaki halk cenazeye sahip çıkmış ve kendi
usullerine göre defin işlemlerini yapmıştır.
Dersim’e bağlı Goman
Köyü, Gomik Mezrası’nda bulunan ve birlikte mücadeleye katıldığı kardeşi
Baki’nin yanına kabri nakledilmek istenmiş ancak, kabrin halk tarafından kutsal
sayılması nedeniyle ailesi mezarın orada kalmasına karar vermiştir.
RAHİME İLE İLGİLİ İKİ
ANI
Mavi Gözlü Kardeşler
Ben 1972 tarihinden
itibaren Ticaret Bakanlığı’nda devlet memuru olarak görev yapıyordum. O tarihlerde senelik iznimi bir defa kendi
köyümde geçirmiştim. Sanırım 1977 yılıydı. Akrabam olan bu gençlerle konuşmuş
ve savundukları mücadele yöntemlerini benimsememiştim. Hatta karşı çıkmıştım.
Yaşça benden küçük oldukları için bana hiçbir ters tepki göstermemiş ve saygıda
kusur etmemişlerdi. Rahime-Baki kardeşlerin o günkü duruşlarını ve en çok
etkilendiğim o mavi gözlerini hep hatırlıyorum. Mavi gözlü bu iki kardeşi
unutmak mümkün mü?
“Apo’nun Sağ Kolu
Öldürüldü”
Sanırım 1985 yılıydı.
Bir seyahatteyken, otobüs Elazığ-Kovancılar’da mola verdi. Kovancılar’daki
gazete bayilerini takip edince, o gün Hürriyet Gazetesi sürmanşette “Apo’nun
sağ kolu Şirnak’ta öldürüldü” haberi dikkatimi çekti ve gazetenin ilk giriş
haberinde Rahime’nin ismini görünce hemen gazeteyi satın aldım ve otobüste
dikkatlice okumaya başladım. Ne yazık ki, haberde ismi geçenin bizim Rahime
olduğunu anlayınca çok üzüldüm. O gazeteyi sakladım. Ancak, yıllar sonra
gazeteyi bulamadım. Hürriyet Gazetesi arşivi o tarihlerde irdelense o haber
mutlaka bulunur.
Şu gerçeği de ifade
etmeden geçemeyeceğim;
Mazlum-Delil Doğan
kardeşler ile Rahime-Baki kardeşler Kürd özgürlük mücadelesi saflarındayken,
köylülerimizin çoğu bu durumu kabullenemediği için olumlu bakmıyorlardı. Hatta
bazıları devletin korkusundan bu gençlerin aileleriyle görüşmüyorlardı.
Bu gün ise, herkes bu
gençlere sahip çıkmak için adeta yarışıyorlar. Bu da tabii ki çok olumlu ve
sevindirici bir durumdur.
Ben bu gençlerin
yanlışlarını ya da doğrularını tartışmıyorum. İnandığı değerleri uğruna
kendilerini feda edecek kadar kararlı olan bu gençlere saygı göstermek
durumundayım. O nedenle bu gençlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız.
Akrabalarım olan bu
gençlerimiz başta olmak üzere; inandığı değerler uğruna hayatını kaybeden diğer
akrabalarımızı, köylülerimizi ve hemşerilerimizi saygıyla anıyorum.
GENÇLERİMİZ ÖLMESİN,ANALAR
AĞLAMASIN,OCAKLAR SÖNMESİN!
Günümüzde “Kirli
Savaşlar”ın bir kez daha sahneye konulduğunu üzüntüyle, ibretle seyretmekteyiz.
Ne yazık ki; bu kirli savaşta hayatını kaybeden asker, polis, gerilla ve bazı
sivil insanlarımızın cenazeleri her gün ağıtlar eşliğinde toprağa
verilmektedir.
On binlerce genç
dağlara piknik yapmak için gitmiyor. Ve bunları destekleyen milyonlarca halk
var. Bu gerçeği görmemezlikten gelemeyiz.
Artık yeter!
Gençlerimiz ölmesin, analar ağlamasın, ocaklar sönmesin!
Bu kirli savaştan
beslenen egemen güçlere karşı asker, polis ve gerilla yakınları birlikte
hareket etmelidirler. Aksi halde ateş düştüğü yeri yaktığı gibi, tüm ülkeyi de
yakabilir.
Her şeye rağmen
“enseyi karartmadan” barış umudumu koruyorum.