Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 14 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 19:16
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21838
SİYASET SATRANCINDA ŞİFRELİ SÖZLER
AKP ile CHP arasında koalisyon görüşmeleri ‘dağ fare doğurdu’ şeklinde özetlenebilir. Sonu baştan belli bir ‘görüşme’ süreci yaşadık!
AKP’nin 45 günlük süreyi doldurmak, CHP’nin de ‘masadan kalkan taraf’ olmamak adına uzun bir görüşme süreci yaşandı.
Anayasa gereği seçim sonrası Cumhurbaşkanı, TBMM’de en çok üyeye sahip partinin liderine hükümeti kurma görevini verir.
Sürece müdahale etmez!
Yine anayasa 45 günlük süre içinde cumhurbaşkanının yetkilerini ortaya koymuştur. ‘Görev verme’ dışında bir yetkisi yoktur.
Şayet 45 gün içinde hükümet kurulamaz ise yapacakları yine anayasada bellidir.
Anayasamızın 116. Maddesi gayet açıktır.
“... Türkiye
Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra (...) kırkbeş gün
içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar
verebilir" hükmünü taşıyor.
‘Verir’ ile ‘verebilir’ sözcükleri
arasındaki fark gayet açıktır.
Yine Anayasamızın 104. Maddesinde ‘Cumhurbaşkanının Görevleri’ düzenlenmiştir.
104. Maddede Anayasamız Cumhurbaşkanına,
‘Yasama ile ilgili olanlar’
başlığı altında ‘TBMM seçimlerinin
yenilenmesine karar vermek’ görevini yüklemiştir.
Anayasamızın 104. Maddesi ile 116.
Maddesi birlikte yorumlanması gerekir.
116. maddede ‘verebilir’ yetkisinin
olmasının amacı da budur.
Anayasa'daki "45 gün"ün,
cumhurbaşkanının hükümet kurulamaması durumunda erken seçim kararı alması
yetkisini "başlatan" süredir!
Yani 104. Maddedeki yetkisini 116
maddedeki koşullar gerçekleştiği için kullanabilir…
Bu yetkiyi 45. günün hemen sonrasında da
kullanabilir. Daha sonraki bir zamanda da ‘ülkeyi hükümetsiz bırakmamak’ adına
kullanabilir.
Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek
olunca işin rengi değişiyor!
Cumhurbaşkanının koalisyon hükümeti
yerine erken seçimi tercih ettiği bilinen bir gerçek. 7 Haziran seçimlerinden
bugüne bu tercihini ortaya koyan açıklamalar yaptı.
Son açıklamasını muhtarlara hitap ederken
yaptı.
Başbakan Davutoğlu için dile getirdiği, “CHP AKP’nin ilkelerine uymayacaksa intihar
edecek hâli yok” sözleri şifreli ama muhatabının anlayacağı bir dille
verilmiş mesajdır!
Verilen mesaj açıktır.
CHP ile ortaklık için diretirsen kongrede
gidersin…
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “14 ilkeyle masada oturuyoruz” sözleri
ile bir seçim hükümeti değil 5 temel sorunun çözümü amaçlı, “4 yıl süre ile hükümet ortaklığı yaparak
sorunların çözümü için taşın altına elimizi sokmak istiyoruz” açıklaması
hem Cumhurbaşkanına, hem de Davutoğlu’na verilmiş cevaptır.
Aslında
AKP ile CHP arasında yapılan koalisyon görüşmelerinde tam bir siyaset satrancı
oynanmaktadır.
Bu siyaset satrancında ‘hakem’ e rağmen
Davutoğlu’nun düşündüğü hamleleri yapma şansı yoktur.
‘Hakem’ kendi bildiğini okuyor!
Hem de gözü kara biçimde…
Bakalım ‘hakem’ için evdeki hesap çarşıya uyacak mı?
Erken seçimde bunu göreceğiz!