Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 07 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 15 Mayıs 2024, 05:19
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21785
POZİTİF DÜŞÜNMENİN
HAYATIMIZA ETKİSİ - Hilal Kazaz Katrin
Pozitif
düşünce,olumsuzluklara razı olmayan,her koşulda yapılabilecek iyi birşeyin
olduğuna inanan,insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir yaşam tarzıdır.
Doğadaki herşeyin
etkileşim halinde olması gibi,zihin ve beden arasında da böyle bir etkileşim
mevcuttur.Zihindeki olumlu düşünceler bedende birtakım olumlu sonuçlar
yaratmaktadır.Mutlu,olumlu insanların beyninde'endorfin' denilen birçeşit doğal
morfin salgılanmaktadır.Endorfin,bilinen morfinden en az 100 kez daha güçlüdür
ve kişinin ızdırabını dindirmede yardımcıdır.İnsanlar ne kadar mutlu ne kadar
pozitif olurlarsa, ürettikleri 'nöropeptip' denilen protein zincirleri daha
sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir.
Doğduğumuzda tamamen
iç dünyamızla iletişim halinde,saf,temiz,açık bir zihinle dünyaya
geliyoruz.Fakat büyüdükce etrafımızdaki yetişkinlerden korkuyu ve sınırlarımız
olduğunu öğreniyoruz ve farkında olmadan pek çok negatif düşünce geliştiriyoruz
böylece hayatımız mutsuzlaşmaya başlıyor.
Pozitif olmak,iyimser düşünmek hayatı tozpembe
görmek değildir. Aksine engeller karşısında yılmak yerine bilinçli bir şekilde
mücadele etmektir.
Evrende iki büyük
enerji vardır.
-SEVGİ Enerjisi.
-KORKU Enerjisi.
Sevgi enerjisine bağlı
gelişen duygularımız bize mutluluk,sevinç,neşe,zevk verirken...Korku enerjisine
bağlı gelişen duygular ise acı,hüzün,hüsran,hayal kırıklığı,öfke,kızgınlık v.s.
yaşatır.Aslında duygularımız düşüncelerimizin birer uzantısıdırlar.Düşünceler,'mesaj
göndericiler'denilen beyin kimyasalları 'nöropeptit'aracılığı ile
çalışırlar.Eğer hayatımızdaki bir olay hakkında olumsuz duygulara
sahipsek,mutlaka o olay hakkında olumsuz düşüncelerimiz vardır.Ancak
düşüncelerimiz analitik zihnimize ulaşana kadar bilinçaltımızda
şekillenirler..Yani, düşüncenin ana kaynağı bilinçaltımızdaki inanç
kalıplarıdır.Bu kalıplar,genellikle 0-5 yaş arası dönemde bilinçaltımıza
ailemiz ve yakın çevremiz tarafından kodlanmışlardır.Bazıları ise ,sürekli
tekrar eden olumsuz etkiler sonucunda oluşmuşlardır.
Esas olarak dünyaya
SEVGİ enerjisiyle geliyoruz ancak, korkularla tanışınca EGO (bizi korumak için)
değişik inanç kalıpları oluşturur ve korku enerjisini kullanarak bizi o ilk saf
halimizden hızla uzaklaştırır.Hayattaki amacımız SEVGİ enerjisinin
frekansını,KORKU enerjisinin frekansı üzerine çıkartmak olmalıdır.
SEVGİ
Enerjisi:Kendimize güvenmemizi,yaşamın akışına güvenmemizi,kendimizi değerli
bulmamızı,sağlık,bolluk ve bereket içinde yaşamamızı sağlar.
KORKU Enerjisi:Yaşamın
akışından,geleceğimizden,kaybetmekten ve parasız kalmaktan endişelenmemizi
sağlar.
Tıp dünyası yakın
zamanlarda büyük bir buluş yapmıştır.Bu buluş,bağışıklık hücrelerimizin
üzerinde nöropeptitlerin bulunduğudur.Yani, her düşünce ile beynimizin yarattığı
kimyasallar için özel bir reseptör bulunuyor ve bağışıklık hücrelerimizin
mikroplara ve hastalıklara verdiği yanıt bu beyin kimyasalları tarafından
etkileniyor.Bağışıklık hücrelerimizin yanıtı düşüncelerimiz tarafından
belirleniyor.Bağışıklık sistemimiz duygusal diyaloglarımızı dinliyor ve bunlara
tepki veriyor.Diyaloglarımız olumlu ise cevap da olumlu,olumsuz ise cevap da
olumsuz oluyor.
Tıbbi ve bilimsel
araştırmalar kanıtlamıştır ki,bağışıklık sistemine saldıran en kötü düşman
MİKROPLAR değil....Aklımızdan geçenler ve ağzımızdan
çıkanlardır.Dahası,vücudumuzun direncini arttırmaya yarayan en sağlıklı
besinlerden biri SEVGİ dir.
Eğer sağlıklı,mutlu ve
huzurlu olmak istiyorsak enerjimizi tüketen duygu ve düşünceleri, enerji üreten
'sevgi' duyguları haline çevirmeliyiz.
Olumlu ve sevgi dolu duygu ve düşüncelerle
mutlu ve huzurlu yaşamanızı dilerim.