Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Pozitif düşünmenin hayatımıza etkisi


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 07 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 09:58
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21785


POZİTİF DÜŞÜNMENİN HAYATIMIZA ETKİSİ - Hilal Kazaz Katrin

Pozitif düşünce,olumsuzluklara razı olmayan,her koşulda yapılabilecek iyi birşeyin olduğuna inanan,insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir yaşam tarzıdır.

Doğadaki herşeyin etkileşim halinde olması gibi,zihin ve beden arasında da böyle bir etkileşim mevcuttur.Zihindeki olumlu düşünceler bedende birtakım olumlu sonuçlar yaratmaktadır.Mutlu,olumlu insanların beyninde'endorfin' denilen birçeşit doğal morfin salgılanmaktadır.Endorfin,bilinen morfinden en az 100 kez daha güçlüdür ve kişinin ızdırabını dindirmede yardımcıdır.İnsanlar ne kadar mutlu ne kadar pozitif olurlarsa, ürettikleri 'nöropeptip' denilen protein zincirleri daha sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir.

Doğduğumuzda tamamen iç dünyamızla iletişim halinde,saf,temiz,açık bir zihinle dünyaya geliyoruz.Fakat büyüdükce etrafımızdaki yetişkinlerden korkuyu ve sınırlarımız olduğunu öğreniyoruz ve farkında olmadan pek çok negatif düşünce geliştiriyoruz böylece hayatımız mutsuzlaşmaya başlıyor.

Pozitif olmak,iyimser düşünmek hayatı tozpembe görmek değildir. Aksine engeller karşısında yılmak yerine bilinçli bir şekilde mücadele etmektir.

Evrende iki büyük enerji vardır.

-SEVGİ Enerjisi.

-KORKU Enerjisi.

Sevgi enerjisine bağlı gelişen duygularımız bize mutluluk,sevinç,neşe,zevk verirken...Korku enerjisine bağlı gelişen duygular ise acı,hüzün,hüsran,hayal kırıklığı,öfke,kızgınlık v.s. yaşatır.Aslında duygularımız düşüncelerimizin birer uzantısıdırlar.Düşünceler,'mesaj göndericiler'denilen beyin kimyasalları 'nöropeptit'aracılığı ile çalışırlar.Eğer hayatımızdaki bir olay hakkında olumsuz duygulara sahipsek,mutlaka o olay hakkında olumsuz düşüncelerimiz vardır.Ancak düşüncelerimiz analitik zihnimize ulaşana kadar bilinçaltımızda şekillenirler..Yani, düşüncenin ana kaynağı bilinçaltımızdaki inanç kalıplarıdır.Bu kalıplar,genellikle 0-5 yaş arası dönemde bilinçaltımıza ailemiz ve yakın çevremiz tarafından kodlanmışlardır.Bazıları ise ,sürekli tekrar eden olumsuz etkiler sonucunda oluşmuşlardır.

Esas olarak dünyaya SEVGİ enerjisiyle geliyoruz ancak, korkularla tanışınca EGO (bizi korumak için) değişik inanç kalıpları oluşturur ve korku enerjisini kullanarak bizi o ilk saf halimizden hızla uzaklaştırır.Hayattaki amacımız SEVGİ enerjisinin frekansını,KORKU enerjisinin frekansı üzerine çıkartmak olmalıdır.

SEVGİ Enerjisi:Kendimize güvenmemizi,yaşamın akışına güvenmemizi,kendimizi değerli bulmamızı,sağlık,bolluk ve bereket içinde yaşamamızı sağlar.

KORKU Enerjisi:Yaşamın akışından,geleceğimizden,kaybetmekten ve parasız kalmaktan endişelenmemizi sağlar.

Tıp dünyası yakın zamanlarda büyük bir buluş yapmıştır.Bu buluş,bağışıklık hücrelerimizin üzerinde nöropeptitlerin bulunduğudur.Yani, her düşünce ile beynimizin yarattığı kimyasallar için özel bir reseptör bulunuyor ve bağışıklık hücrelerimizin mikroplara ve hastalıklara verdiği yanıt bu beyin kimyasalları tarafından etkileniyor.Bağışıklık hücrelerimizin yanıtı düşüncelerimiz tarafından belirleniyor.Bağışıklık sistemimiz duygusal diyaloglarımızı dinliyor ve bunlara tepki veriyor.Diyaloglarımız olumlu ise cevap da olumlu,olumsuz ise cevap da olumsuz oluyor.

Tıbbi ve bilimsel araştırmalar kanıtlamıştır ki,bağışıklık sistemine saldıran en kötü düşman MİKROPLAR değil....Aklımızdan geçenler ve ağzımızdan çıkanlardır.Dahası,vücudumuzun direncini arttırmaya yarayan en sağlıklı besinlerden biri SEVGİ dir.

Eğer sağlıklı,mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak enerjimizi tüketen duygu ve düşünceleri, enerji üreten 'sevgi' duyguları haline çevirmeliyiz.

Olumlu ve sevgi dolu duygu ve düşüncelerle mutlu ve huzurlu yaşamanızı dilerim.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster