Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 27 Haziran 2015
Geçerli Tarih: 04 Mayıs 2024, 04:43
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21541
Tanrı,Devlet ve Para
Düşünceyi ifade etme
özgürlüğü olmadan demokrasi olmaz. O nedenle; demokrasi ve hukukun işlemediği,
hak ve özgürlüklerin olmadığı ülkelerde ya da toplumlarda şiddet kültürü
gelişir ve kaba kuvvet devreye girer.
Demokratik olmayan
ülkelerde demokrasi kültürü zaten olmaz. Dolayısıyla bu ülkelerde vatandaşlar
resmi ideolojiyi ve kutsal sayılan değerleri tartışamaz. Tartışılsa bile sağlıklı
sonuçlar elde edemez.
İki hafta önce
ülkemizde eşit olmayan koşullarda bir milletvekilliği seçimi gerçekleştirildi.
Antidemokratik seçim yasasına rağmen halklarımız yine de bir irade ortaya
koydu.
Siyasi partilerin
seçim kampanyası devam ettiği sırada “Hukukun Olmadığı Bir Ülkede Seçim Yarışı
Olur mu?” başlıklı bir makale yazdım ve bu yazıda demokrasiye vurgu yapmıştım.
Marmara Ün. GSF
Sinema-TV Bölümü Öğretim Üyesi ve Film yönetmeni S. Aslanyürek’in yukarıda adı
geçen makaleme yazdığı yorumdan bir bölümünü buraya aktarıyorum; “(…) Dünyanın
hiçbir yerinde ve hiçbir tarihinde seçimler hakkaniyetle yapılmamıştır! Kazara
olsa bile... Tanrı önermesinden sonra en büyük aldatmaca "DEMOKRASİ"
önermesidir. Demokrasi fikri tanrı fikri kadar dayatmaya dayanan bir olgudur.
Tanrı, Devlet ve Para bir üçayaktır. Bunlardan biri olmadan diğer ikisi olamaz!
Bu üç olgu da olmadan demokrasi olamaz! Kısacası demokrasi 21. yüzyılın en
büyük tuzağı facebook kadar tehlikeli bir şeydir...”
Demokrasiyi
“ALDATMACA” olarak niteleyen Sayın Aslanyürek’in görüşlerine katılmamakla
birlikte saygı duyarım. Ancak, “Tanrı, Devlet ve Para” kavramları demokrasi
kavramıyla aynı değildir. Sayın Aslanyürek’in söz konusu ettiği demokrasi ile
benim ileri sürdüğüm demokrasi farklıdır. Varsayalım Aslanyürek’in bahsettiği
“burjuva demokrasi”sidir. Oysa benim savunduğum “Sosyalist Demokrasi”dir.
Diğer taraftan
demokrasi aynı zamanda bir kültürdür. Her çeşidini kavramak gerekir. Ben
“Sosyalist Demokrasi”yi savunmakla birlikte “Evrensel Demokrasi”yi de çok
önemsediğimi belirtmek istiyorum. Şimdi bazı okuyucular; “Yahu! Evrensel
demokrasi de nerden çıktı?” “Eski köye yeni adet mi getiriyorsunuz?” diye
sorabilirler.
“Evrensel Hukuk”un ve
“Evrensel Kültür”ün tanımını yapabiliyorsak, “Evrensel Demokrasi”yi de bu
çerçevede tanımlamak gerekir.
Yeryüzünde devletlerin
ve toplulukların ortak paydalarda birleştiği kurallar vardır. Örneğin; yaşam
hakkı tüm insanlığın ortak paydasıdır.
Devletlerin veya
toplulukların bazı konularda ortaklaşması mümkündür. Ancak bunun
gerçekleşebilmesi için de demokrasi kültürünün gelişmesi gerekir. Dolayısıyla
demokrasi kültürü çok etkili ve önemlidir.
Sayın Aslanyürek’in,
“Tanrı, Devlet ve Para bir üçayaktır” tespiti doğrudur. Ancak, “Bu üç olgu da
olmadan demokrasi olamaz!” belirlemesi yanlıştır. “Tanrı, Devlet ve Para” yani
bu üç olgu DEMOKRASİ kavramıyla aynı değildir. Tam tersine “Tanrı, Devlet ve
Para” kavramlarının panzehiri demokrasidir. Buradan hareketle; Tanrı, devlet ve
paranın tekli gücüne karşı çoklu demokratik yöntemler geliştirilmelidir.
Bu gün Ortadoğu’da
“Tanrı, Devlet ve Para” kapsamında halkları birbirine kırdırtıyorlar. İŞİD
barbarlığı “Tanrı, Devlet ve Para” çerçevesinde oluşturulan en büyük cinayet
şebekesidir.
İŞİD anlayışının
olduğu ülkelerde “Tanrı, Devlet ve Para”nın varlığı en etkili yönetim
biçimidir. Bu ülkelerde “kutsal” sayılan soyut veya somut hiçbir varlığı
tartışamazsınız. Bu tür anlayışlara karşı ancak demokrasi mücadelesiyle
kazanımlar elde edilebilir. O nedenle her türlü DEMOKRASİ biçimi önemlidir.
Örneğin; İŞİD anlayışının
hakim olduğu ülkelerde doğrudan halk veya sosyalist demokrasiyi savunmak yerine
burjuva demokrasisi tercih edilir. En azından taktiksel olarak böyle olduğuna
inanıyorum.
Her şeye rağmen yine
de DEMOKRASİ… DEMOKRASİ… DEMOKRASİ…