Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 25 Mayıs 2015
Geçerli Tarih: 27 Nisan 2024, 23:23
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21295
Hukukun Olmadığı Bir
Ülkede Seçim Yarışı Olur mu?
7 Haziran’da Milletvekili
seçimi için Türkiye’de tüm siyasi partiler yüzde on seçim barajı ayıbıyla sanki
bu ülkede demokrasi varmış gibi birbirleriyle yarışıyorlar.
İktidardaki AKParti
başta olmak üzere, CHP ile MHP’nin Devletin kasasından milyonlarca Lira yardım
aldıklarını, buna karşılık Mecliste grubu bulunduğu halde bir tek kuruş yardım
verilmeyen HDP de bu yarışa katılmak zorunda kaldı. Bu kadar eşitsizlik,
hukuksuzluk olur mu?
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti kuruluşundan bu güne kadar bir türlü hukuk devleti olamadı. “Önce
vatan, sonra insan” mantığı hâkimdir. O nedenle yargıçlar genellikle hukuka
göre değil, devletin çıkarlarını gözeterek karar veriyorlar. Hep kanun devleti
oldu ve halen de devam etmektedir.
Böyle bir sistemde
demokrasi ve hukuk yerine ancak baskı, yalan ve talan zihniyetli bireyler ya da
toplumlar yaratılır.
“Gazi Mustafa Kemal”
ile “Hazreti Muhammed Mustafa”yı ve “Allah’ın Kelamı Kuran”ı referans
gösterenlerin demokrat olması mümkün müdür?
Her şeyden önce yüzde
on seçim barajı uygulamasıyla bu sistemin ürettiği iktidarlar demokrat
olabilirler mi?
Bu sistemde toplumun
da demokrat olması mümkün değildir. Çünkü Türkiye’nin mevcut eğitim sistemi
insanlarımızı insan olarak değil, “önce vatan” mantığıyla yetiştirmektedir.
Türkiye’de tüm
seçimler ve yargılamalar hep bu zihniyetin gölgesinde yapılmaktadır.
Bu zihniyeti kırmak
mümkün mü?
Yıllar önce de
yazmıştım;
*Önce Türkiye sol
partileri, gurupları, işçi sendikaları, dernekleri ve benzer örgütler arasında
ilkeli ittifak oluşturmak.
*Sonra,Aleviler başta
olmak üzere sistem tarafından dışlanan diğer inanç grupları ile azınlıkları
buluşturmak.
*Daha sonra demokrat
liberallerin ve aydınların desteğini sağlamak.
*Öbür taraftan ise;
Kürt Özgürlük Hareketi başta olmak üzere diğer tüm Kürd siyasi oluşumlar
arasında stratejik işbirliğini sağlamak.
*Ve en son olarak da;
Kürdistan ve Türkiye demokratik oluşumları bir araya getirmek, sisteme karşı
birlikte mücadele etmektir.
Çok zor bir iştir.
Zaten önemli olan da zoru başarmak değil mi?
Çok zor olmasına
rağmen HDP’nin bu yolda epey mesafe aldığını söyleyebiliriz. O nedenle
hepimizin HDP’nin etrafında kenetlenmesi gerekir. HDP’nin yaptığı ilkeli büyük
ittifaklarla zoru aşabiliriz!
HDP’nin Kürdler ile
Türkiye solu ve sistem dışına itilmiş azınlıklar arasında ittifaklar
yaratmasını çok önemsiyorum. Bu işbirliğinin çok değerli ve yerinde bir çalışma
olduğunu düşünüyorum.
Kürt siyasetiyle
işbirliği yapmayan hiçbir siyasi partinin tek başına AKPartiye karşı iktidar
olması mümkün değildir. O nedenle Kürt siyasetinden uzaklaşıp, seçim sonrasında
uğrayacakları yenilgiyi hiçbir kişi ve parti HDP’yi sebep olarak artık
gösteremez.
Her türlü baskıya,
yalana ve talana rağmen HDP’nin bu seçim yarışına girmesi bence Türkiye’de
demokrasi mücadelesini hızlandıracaktır.
Hukukun ve
demokrasinin olmadığı bir ülkede seçim yarışı olur mu? Olmadığı bilinen bir
gerçektir. Ancak sistemin çivisini gevşetmek için bu tür yöntemler de
uygulanabilir.
İster göstermelik,
ister baskı altında yapılsın. Tüm sosyalistlerin, devrimcilerin ve
demokratların evrensel hukuku ve demokrasiyi inşa edinceye kadar bu tür siyasi
alanlardan yararlanmaya ve mücadeleye devam etmesi gerekir.
Oylar HDP’ye, HDP
meclise, Halklar iktidara!