Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Ülkemizde mülteci olarak yaşayan 2.5 milyon Suriye dosyası
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 24 Mayıs 2015
Geçerli Tarih: 04 Mayıs 2024, 15:26
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=21291
Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!
Türkiye'de Suriyeliler
oy kullanacak mı? sorusuna Kurtulmuş,"Hayır kullanmayacaklar.Bu ciddi bir
tezvirattır" şeklinde yanıt verdi ancak
Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Gürsel Tekin, ziyaretleri sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin,
kaçak Afgan işçileri çalıştırdığını tespit ettiklerini ettiklerini, Suriyeli
göçmenlerin de vatandaşlığa geçirilerek seçmen yapıldığını belgelediklerini
söyledi.
“SEÇİMLERDE OY KULLANACAKLAR”
AKP iktidarının
göçmenlerle ilgili politikasının sadece emek sömürüsüyle kalmadığını söyleyen
Tekin, hükümetin Suriyeli sığınmacılara oy kullandıracağını ifade etti.
Partisinin
milletvekillerince defalarca soru önergesi verildiğini ama sorularına yanıt
alamadıklarını söyleyen Tekin, şöyle devam etti: “Biz sorduk cevap vermediler
ama sonunda tespit ettik. Suriye’de yaşanan savaştan kaçan Suriyeli göçmenler
vatandaş yapılarak, çeşitli illerde seçmen yapıldı. İşte belgesini de bulduk.
Mersin’in Akdeniz ilçesinde yaşayan Halep doğumlu, Mohamad M. 12.08.2013 tarihinde
vatandaş yapılmış. İkamet ettiği adreste aynı soyadı taşıyan bir kadın
sığınmacıyla birlikte 3 kişi daha oy kullanacak. Bunların da belgeleri
elimizde. Şimdi yeniden soruyorum; vaktiyle savaşlardan kaçarak Türkiye’ye
sığınan Çeçenlere, kuzeyden gelen Kürtler’e vatandaşlık vermeyen devlet, AKP
hükümeti eliyle Suriyeli sığınmacılara bir kaç ay içinde hem de seçimlere aylar
kala nasıl vatandaşlık verdi, onları nasıl seçmen yaptı? Bütün yanlışlarına
kılıf bulmakta mahir olan AKP hükümeti, bu hukuksuzluğu nasıl meşrulaştıracak?
Şimdiye kadar kaç sığınmacıya vatandaşlıkla birlikte seçme seçilme hakkı
verildi? Vatandaşlık alan sığınmacılar hangi illere dağıtıldı?”
Cumhuriyet
AKP’nin 1,5 milyon Suriyeliye oy kullandırma planı
Hükümetin,Suriyeli
mültecilere 7 Haziran seçimlerinde oy kullandırmak için harekete geçtiği iddia
ediliyor.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık ile MİT’ten bir ekibin gizli çalışma yaptığı
ileri sürülüyor. 2,4 milyon Suriyeliden 1,5 milyonunun oy kullanabileceği
tespit edildi. Sığınmacılara geçici vatandaşlık veren düzenlemenin torba
yasayla Meclis’ten geçirileceği belirtiliyor. MHP Milletvekili Sadir Durmaz,
iddiayı soru önergesi ile Meclis’e taşıdı. Başbakan’a, “Suriyeli göçmenlerin oy
kullanmaları için hükümetinizin çalışma yaptığı duyumları gerçeği yansıtmakta
mıdır?” sorusunu yöneltti.
Hükümetin, Suriyeli
mültecilere 7 Haziran seçimlerinde oy kullandırabilmek için harekete geçtiği
iddia ediliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık ve MİT
Müsteşarlığı’ndan bir ekibin konu üzerinde gizli çalışma yaptığı ileri
sürülüyor. Türkiye’de şu an 2,4 milyon Suriyeli sığınmacı olduğu, bunların da
1,5 milyonunun oy kullanabilecek durumda olduğu belirlendi. Alınan bilgilere
göre, sığınmacılara geçici vatandaşlık verilmesi formülü üzerinde duruluyor.
Çünkü bir yabancının Türk vatandaşlığı hakkını elde edebilmesi için için 5 yıl
kesintisiz Türkiye’de ikamet etmesi gerekiyor. Geçici vatandaşlık maddesinin
yine bir torba yasayla baskın bir şekilde Meclis’ten geçirileceği belirtiliyor.
Erdoğan’ın, “Bu seçimlere muhakkak yetiştirin” diye direktif verdiği ve
Davutoğlu ile yaşanan birkaç puanlık oy düşüşünün de bu şekilde telafi edilmek
istendiği belirtildi. Seçmen sayısının 52 milyon olduğu düşünülürse 1,5 milyon
kişi, yaklaşık yüzde 3’lük bir oy oranına karşılık geliyor.
İddiayı ciddiye alan
MHP, konuyu yakın takibe aldı. Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili
Sadir Durmaz, bir soru önergesi ile söz konusu iddiayı Meclis’e taşıdı. Durmaz,
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu
soruları yöneltti: “Suriye’de yaşanan çatışma ortamı nedeniyle Suriye’den
ayrılarak Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmenlerin toplam sayısı tarafınızca
tespit edilmiş midir? Suriyeli göçmenler hangi şehirlerimize yerleştirilmiş,
şehirlere dağıtılan Suriyeli göçmenlerin ikamet ettikleri bölgelere göre nüfus
dağılım ne şekildedir? Türkiye’de ikamet etmekte olan Suriyeli göçmenlerin 7
Haziran 2015 tarihinde gerçekleşecek genel seçimlerde “oy kullanmalarını” temin
etmek amacıyla hükümetiniz tarafından bir çalışma yapıldığına ilişkin artan
duyumlar gerçeği yansıtmakta mıdır? Bu konuya ilişkin hükümetiniz tarafından
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ya da bir başka kurumun koordinatörlüğünde
yürütülmekte olan bir çalışma bulunmakta mıdır?”
YEREL SEÇİMLERDE
İZMİR’DE UYGULANMIŞTI
Sığınmacıların oy
kullanması, 30 Mart yerel seçimleri ve 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
de gündeme gelmişti. Muhalefet partilerinin ortaya attığı bu yöndeki iddialar,
iktidar mensuplarınca yalanlanmıştı. Fakat İzmir 9 Eylül Gazetesi, bazı
belgelere ulaşmış ve bölgeye gelen sığınmacılara geçici T.C kimlik numarası
verildiğini ortaya koymuştu. Haberde, geçici kimlik numarası verilen bu
mültecilerin de muhtarlıklara kayıt yaptırdığı ve oy kullanmalarının önünün
açıldığı ifade edilmişti. İsmini açıklamayan bir yetkili, Suriyeli mültecilere
hiç bir zorluk çıkarmadan geçici kimlik numarası verdiklerini itiraf etmişti.
Ahmet Dönmez – Zaman
Suriyeliler için ücretsiz tedavi dönemi başladı
Şimdiye kadar sadece
sınır bölgesindeki illerden sağlık hizmeti alabilen Suriyeliler, bundan sonra,
kamplara kayıtlı olma şartı aranmadan Türkiye’deki bütün devlet hastanelerinden
ücretsiz yararlanabilecek. İlaçlarını serbest eczanelerden alabilmeleri için de
protokoller imzalanıyor. Suriyeliler dışında kalan 60 bin mültecinin durumu ise
şimdilik belirsiz.
Türkiye’ye sığınan
suriyelilerin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma imkanları genişletildi.
Şimdiye kadar mültecilere sınır bölgelerindeki 11 ilde bulunan kamplara kayıtlı
olmaları şartıyla sağlık hizmeti sunuluyordu. Bundan sonra bütün devlet hastanelerinden
ücretsiz faydalanabilecekler. Kampa kayıtlı olmak şartı da aranmayacak. Öte
yandan kamu hastaneleri Suriyelilerin masraflarıyla ilgili faturaları
valiliklere göndermeye başladı. Teşhis ve tedavi hizmetlerine ek olarak
mültecilerin serbest eczanelerden ilaç alabilmesi için protokoller de
imzalanıyor. İlki Şanlıurfa’da uygulamaya giren protokol çerçevesinde doktordan
reçete alan Suriyeliler serbest eczanelerden ilaçlarını alıyor. Resmi rakamlara
göre, bu zamana kadar Suriyelilere 1,5 milyon poliklinik muayenesi yapıldı, 275
bin kişi bulundukları illerde hastanelere sevk edildi ve 28 bin kişi ameliyata
alındı. Sayısı 60 bini bulan diğer mültecilerin sağlık hizmetlerinin nasıl
olacağı konusunda net bir durum yok. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı Sosyal sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda
uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve vatansız olarak tanınan
kişiler sigorta kapsamına alınmıştı. Fakat alt mevzuatlar hazırlanmadığı için
sistem uygulanmıyor.
Türkiye’de bulunan
Suriyeli mültecilere daha önce sınır bölgesindeki Hatay, Osmaniye, Kilis,
Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Adana, Mersin, Malatya ve
Batman’da ücretsiz sağlık hizmeti veriliyordu. Buralardaki kamplarda kayıtlı
Suriyeliler önce kampın içinde doktora görünüyordu. Daha sonra sevk zinciriyle
hastanelere yönlendiriliyorlardı. Fakat özellikle Suriye’den gelenlerin
sayısının hızla artması ve bunların başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye
geneline yayılması ciddi sağlık sorunlarına yol açmaya başladı. Bunun üzerine
81 ildeki tüm Suriyelilere devlet hastanelerinden ücretsiz yararlanma imkanı
tanındı. Mülteci kamplarına kayıt şartı da aranmayacak. Tedavi öncesi yapılacak
kontrollerde eğer kişinin Türkiye’de kaydı varsa problem olmuyor. Eğer kaydı yok ise İl Emniyet Müdürlüğü
görevlileri hastane ile birlikte eşzamanlı olarak Suriyeli mülteciyi kayıt
altına alıyor.
Sınır bölgeleri
dışında Suriyelilerin en çok geldiği il İstanbul. Son bir ay içinde ise
İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin kamu hastanelerindeki tedavileri başladı. İl
genelinde kısa sürede ücretsiz tedavi yapılan Suriyeli hasta sayısının yüzün
üzerine çıktığı belirtiliyor. İstanbul’daki bir hastane yöneticisi, “Bakanlığın
yazısı üzerine Suriyeli hastalara ücretsiz bakmaya başladık. Bize şu ana kadar
5 Suriyeli hasta geldi. Faturasını ise valiliğe gönderdik.” açıklamasını yaptı.
Hastanelere ödemeleri Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD)
yapıyor. Tedavi masrafları ile birlikte ilaç, protez, diş, gözlük, işitme
cihazı gibi malzemeler de karşılanıyor.
Suriyeli mültecilerin
ilaca rahat ulaşması için de çalışmalar yapılıyor. Mültecilerin yoğun olarak
yaşadığı Şanlıurfa’da eczaneler ildeki AFAD İl Müdürlüğü ile anlaşma yaparak
karşılıklı ilaç protokolü imzaladı. Protokolün Türkiye geneline yayılmasıyla
ilgili Türk Eczacı Birliği (TEB) ve AFAD arasında görüşmeler sürüyor.
DİĞER MÜLTECİLERİN
DURUMU BELİRSİZ
Suriye dışındaki
ülkelerden Tür-kiye’ye gelen 60 bin civarındaki mülteciler ise sağlık
hizmetinden yararlanamıyor. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı Genel Sağlık
Sigortası Yasası’nda ‘uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve
vatansız olarak tanınan kişiler’ sigorta kapsamına alınmıştı. Fakat bu konuda
gerekli mevzuat çıkarılmadığı için henüz bir şey yapılamıyor. Mülteci Dayanışma
Derneği, bu konunun ciddi problemlere yol açtığını belirterek, “Sağlık
giderlerinin karşılanması için bazı illerde mülki amirlerin inisiyatifi ile
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları devreye girse de, Türkiye genelinde
bir düzenlemenin olmaması sonucu sağlık hizmetlerine erişimlerinde ciddi
problemler yaşanmaktadır. Acil çözüm gerekiyor.” değerlendirmesini yapıyor.
Çağlar Avcı - Zaman
Suriyelilere yapılan masrafta tahsilat krizi yaşanıyor
Sağlık Bakanlığı ile
AFAD arasında Suriyeli sığınmacılara yapılan masrafların tahsilinde kriz yaşanıyor.
Başbakanlık AFAD'ın 10
ilde kurduğu ve yönettiği 23 sağlık merkezinde bakılan hastaların tedavi
ücretlerinin yarısı Sağlık Bakanlığı’na ödenmedi.
Sığınmacılara 363
milyon 5 bin TL harcama yapılırken, bu rakamın 192 milyon 975 bin 671 TL'si
AFAD'dan tahsil edildi. AFAD,
Sağlık Bakanlığı’na
170 milyon TL’yi hâlâ ödemedi. 2014 yılı verilerine göre Suriyeliler’e 1 yılda
123 bin ameliyat yapıldı.
45 bin vatansız çocuk
Sağlık Bakanlığı
kayıtlarına göre Suriyelilere yönelik kampların bulunduğu 10 ilde, 2014 yılında
45 bin 468 vatansız çocuk dünyaya geldi. Yine her gün bin 339 Suriyeliye
ameliyat edilirken hastanelerdeki günlük muayene sayısı ise 12 bini buldu.
Hasan Bozkurt – Bugün
Türkiye’nin bitmeyen Suriyeli mülteci krizi
Suriye’deki iç savaş
üçüncü yılına girerken, milyonlarca insanı kasabalarından ve köylerinden eden
bu kanlı çatışmanın sonu görünmüyor. Türkiye ise büyüyen bir Suriyeli mülteci
kriziyle karşı karşıya. Türkiye’deki yerel halkın sabrının tükenmeye
başladığına ve misafirperverliğin sonuna yaklaşıldığına işaret eden uzmanlar
ise bu durumun toplumsal gerginliklere yol açacağını düşünüyor.
Summary⎙ YAZDIR Ekonomik ve toplumsal yükü düşünüldüğünde, Türkiye’nin
Suriyeli mültecilere
yönelik
açık
kapı
politikasının duracağı bir nokta
olabilir. İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmiştir.
Bu hafta başında
ABD’li basın kuruluşu PBS’ten Charlie Rose’a konuşan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının 700 bini aştığını ve
mültecilerin yalnızca 200 bininin resmi kamplarda konukladığını, kalanlarının
ise ülkenin dört yanına dağıldığını söyledi.
Ancak hükümetin
Suriyelilere yönelik açık kapı politikası düşünüldüğünde, kamu oyu bu rakamları
bile inandırıcı bulmuyor ve kimileri mülteci sayısının 1 buçuk milyona
ulaştığını düşünüyor. Gerçek figürler ne olursa olsun, yerel halk,
Suriyelilerin başta İstanbul’a ve diğer kentlere kurdukları derme çatma kamplar
ve sokakların giderek Suriyeli dilencilerle dolması yüzünden homurdanmaya
başladı. Bu şikayetler, yetkilileri bazı
durumlarda etkili çözümler almaya itti.
İstanbul’un Bayrampaşa
ilçesindeki belediye yetkilileri birkaç gün önce çoğu aslen Halepli olan
Suriyeli Türkmenlerden oluşan 100 kadar mülteci ailenin kaldığı derme çatma bir
kampı, çadırları yakarak tahliye etti. Başka seçeneği olmayan ailelerden bazıları
da yakınlardaki bir otobüs durağına sığınmak zorunda kaldı.
Tahliye operasyonunun
başındaki belediye yetkilisi Yasin Sarıkaya gazetecilere yaptığı açıklamada,
tahliyenin, mültecilerin işgal ettiği arazi sahibinin şikayeti ve yerel halkın
hijyenle ilgili endişeleri üzerine yapıldığını söyledi.
Soyadını vermek
istemeyen mültecilerden Muhammed ise gazetecilere “önce bizi çadırlardan
çıkardılar, sonra da çadırları yaktılar” dedi. Bu iddiayı yalanlayan Sarıkaya
ise çadırlardaki insanları mülteci kamplarına göndermek istediklerini
belirterek, şöyle devam etti: “Ancak, onlar yakınlarının yanlarına gitmek
istediler. Bazıları İstanbul’da kaldı, ama çoğu Urfa, Diyarbakır ve Mersin’e
nakledildi. Ulaşım masrafları da belediyemiz tarafından karşılandı”.
Sarıkaya’nın sözleri
aslında pek çok gözlemci tarafından da vurgulanan bir gerçeği yansıtıyor:
Mülteciler, gıda, barınma, sağlık ve çocukları için eğitim gibi acil
ihtiyaçların nispeten insani koşullarda karşılandığı resmi kamplarda kalmak
yerine; kendilerini daha iyi bir geleceğin beklediğini zannederek, büyük şehirlere
gelmeyi tercih ediyor.
Çoğu durumda ilk
tercihleri İstanbul oluyor, ancak başkent Ankara’ya hatta ünlü tatil beldesi
Bodrum’a kadar giden Suriyeliler bile var. Sayılarının bir milyonu bulduğu tahmin
edilen Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 35’inin hükümetin
kurduğu kamplarda konakladığı bildiriliyor.
Bayrampaşa’dan tahliye
edilen mültecilerden bir diğerinin anlattıkları ise hem mültecilerin resmi
kamplara gönderildikleri takdirde karşılaştıkları bir zorluğu hem de
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun çetrefilli doğasını ortaya koyuyor. İsmini
vermek istemeyen bu mültecinin
anlattıkları şöyle: “Bizler Türkmeniz. Halep’teyken bile Araplarla pek
anlaşamazdık. Kamplar bizim için tehlikeli. Kamplara gitsek birbirimizi
vururuz”.
Öte yandan, sıradan
vatandaşın giderek artan rahatsızlık kaynağı sadece derme çatma mülteci
kampları ve sayıları artan Suriyeli dilenciler değil.Mersin Esnaf ve
Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Talat Dinçer Suriyeliler tarafından
açılan kayıt dışı işletmelerden şikayetçi.
Dinçer, valiliğin
tahminlerine göre kentteki Suriyeli mülteci sayısının 35 bin olduğunu,
mültecileri gözlemlemek amacıyla kurulan sivil toplum kuruluşu Suriye
Platform’unun iddiasına göre ise bu sayının 200 yüz bini bulduğunu söylüyor.
Dinçer’in yerel basına verdiği bilgiler şöyle: “Yerli bir esnaf iş yeri açmak
ve çalıştırmak için haftalarca uğraşıyor, onlarca belge toplamak zorunda
bırakılıyor. Ancak, Suriyeliler iş yeri açmak için bunları yerine getirmiyor,
ruhsatsız ve vergisiz kayıt dışı şekilde iş yeri açıyorlar. Bu durum Mersinli
esnaf ile kayıt dışı iş yeri açan Suriyeliler arasında kimi zaman istenmeyen
gerginliklere de yol açıyor”.
Öte yandan, Ortadoğu
Stratejik Araştırmalar Merkezi’nce (ORSAM) yapılan güncel bir araştırma,
günümüzde sınırdaki Reyhanlı ilçesinde yaşayan Suriyeli sayısının yerel nüfusu
aştığını ve bu nedenle işçi ücretlerinin dibe vurduğunu ortaya koyuyor.
Reyhanlı’da 2013 Mayısındabomba yüklü iki aracın patlaması sonucunda çoğu Türk
vatandaşı 50 kişi hayatını kaybetmişti.
Suriye sınırındaki
diğer ilçelere ve kentlere ilişkin haberler de Suriyelilerin barınma talepleri
nedeniyle kiraların tavan yaptığını ve bu durumun yerel halktaki kızgınlığı
daha da körüklediğini gösteriyor. Tecrübeli ekonomist ve köşe yazarı Güngör
Uras bu durumun yarattığı tehlikeyi 15 Nisan’da Milliyet’teki köşesinden şöyle
anlattı: “Görmezden geliyoruz, görsek de umursamıyoruz ama, Suriyeli mülteciler
Türkiye’de şehirlerde sosyal ve ekonomik yapıyı ciddi olarak sarsmaya başladı,
sarsacak”.
Suriyeli mültecilere
yönelik açık kapı politikası taahhüdüne sadık kalan hükümet ise doğru olanı ve
tırmanan sorunlarla baş ederken elinden gelenin en iyisini yapmaya çabalıyor.
Başbakan Erdoğan da 22 Nisan’daki meclis grup konuşmasında Ankara’nın
mültecilere yönelik siyasetinin değişmeyeceğini bir kez daha vurguladı.
Erdoğan partili
milletvekillerine şöyle seslendi: “Şimdi biz Suriye’den bize sığınan bu
kardeşlerimize kapılarımızı kapatıp, ‘Suriye’de ölün’ mü diyeceğiz, bunu
diyebilir miyiz? Böyle bir hakkımız var mı, soruyorum sizlere?”
Ancak, Erdoğan da,
tıpkı pek çok Türkiyeli gibi, başta Batı olmak üzere uluslararası toplumun
Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye verdiği mali desteğin cüziliğine öfkeli.
PBS’ten Charlie Rose ile yaptığı mülakatta buna da değinen Erdoğan şöyle
konuştu: Şimdiye kadar 3.5 milyar dolar harcadık. Bize yurt dışından gelen
destek 150 milyon dolar. Bunun 50 milyon doları Suudi Arabistan, 25 milyon
doları BM’den, kalanı da çeşitli ülkelerden. Gıdası, eğitimi, sağlığı her
şeyleriyle biz ilgileniyoruz”.
Suriyeli mültecilerle
uğraşan tek ülke doğal olarak sadece Türkiye değil. Rakamlar, Türkiye’den çok
daha yoksul bir ülke olan Ürdün’e sınırdan giren çaresiz mültecilerin sayısının
Türkiye’dekinden bile fazla olduğunu gösteriyor. Ancak giderek ağırlaşan kendi
yükü Türkiye’yi artık endişelendirmeye başladı.
Suriyelilerin akını
uzmanların uyardığı toplumsal ve ekonomik sorunlara yol açmadan, Ankara’nın
açık kapı politikasını ne kadar daha sürdürebileceği belirsiz. Şu an için
soruların sayısı yanıt verilenlerden çok daha fazla ve şimdiye kadar
Suriyelilere kapılarını tamamen açan Türkiye için sorun giderek büyüyor.
Şimdiye dek çok az
yardımı dokunan uluslararası toplum, bu çaresiz insanlara yardım için Ankara’ya
övgüler düzmekten fazlasını yapmazsa bu durum çok uzun sürmeyebilir.
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da
bu gerçeğin farkında görünüyor. Zira, Türkiye’ye bu hafta gerçekleştirdiği
resmi ziyaret kapsamında Gaziantep’teki bir mülteci kampını ziyaret eden Gauck
kendi ülkesi adına, daha fazlasınıyapabilirdik dedi.
Nitekim, beklenebileceği gibi artık pek çok Türkiyeli, Gauck ve Batı ülkelerinin ona hak veren diğer liderleri için, lafı bırakıp icraata bakmanın zamanının geldiğine inanıyor.
Al-monitor.com