Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Giresun Eğitim-Sen 23 Nisan açıklaması
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 24 Nisan 2015
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 06:45
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=21032
Çocuklar Özgür Olunca
Bayram Olur!
23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında her yerde resmi kutlamalar yapılırken
bizler; çocukların özgür olmadığı bir ülkede sembolik bayram kutlamaları
istemiyoruz. Çocuk haklarına saygı duyulduğu, uluslararası sözleşmelerin
çekincesiz yerine getirildiği ve hiçbir çocuğun yaşam hakkı başta olmak üzere
temel haklarının ihlal edilmediği bir ülkede gerçek bayramların kutlanması için
mücadele ediyoruz. Eğitim Sen olarak çocuklarımızın hiçbir siyasi hesaba kurban
edilmemesi gereken temel haklarının vazgeçilemez olduğunun farkındayız. Her gün
çocuklarla birlikte olan biz eğitim ve bilim emekçileri; ‘özgürlük, demokrasi,
adalet ve barış yoksa bayram da yok’ diyoruz.Çocukların Yaşam Hakkına Bile
Saygı Duyulmuyor! Çocuklar arasında çizilen ayrımlar sonucunda ölüme göz göre
göre gönderildiği bir ülkede yaşıyoruz. Siyasi hesaplar, yoksulluk, ayrımcılık
ve daha birçok neden çocukların ölümüne neden oluyor. Çocukların mezara
gönderildiği bir ortamda; 23 Nisan’da Çocuk Bayramı kutlamalarının yapılması ikiyüzlülüktür.
Sizlerle birkaç istatistik paylaşmak istiyoruz. Ancak burada sayılan her bir
çocuğun basit bir rakamdan öte geçmişi ve geleceğiyle birer birey olduğunu
unutmamalıyız. Burada okunanlar sadece tablonun korkunçluğunu göstermek için
verilen örneklerdir.
•Geçen yıl şiddet,
taciz ve tecavüz sonucunda öldürülen ve intihar eden çocuk sayısı 68’dir.
Kadınları erkeklerle eşit görmeyen zihniyetin körüklediği şiddet cenderesi bir
yılda 68 çocuğun hayatını elinden almıştır. Ancak şiddete karşı yasal düzenlemeler
yapmak bir yana erkek egemenliğini güçlendirecek adımların atıldığı herkesin
malumudur.
•Son 12 yılda devletin
güvenlik görevlileri tarafından öldürülen çocuk sayısı 241’dir. Hepimizin
belleğinde Berkin’in, Uğur’un, Ceylan’ın ve Nihat’ın sıcacık gülüşleri
tazeliğini korurken; 23 Nisan’lar ancak çocuklar öldürülmezse bayram olarak
kutlanacaktır.
•Çalışma Bakanlığı’nın
verilerine göre son 13 yılda iş cinayetlerinde ölen çocuk sayısı 127’dir. Ancak
açıklanan verilerin gerçeğin çok altında olduğu tahmin edilmektedir. Bakanlık
geçen sene 16 çocuğun iş cinayetlerinde öldüğünü iddia etse bile İş Sağlığı ve
Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 64 çocuk hayatını kaybetmiştir. Diğer bir
deyişle gerçek rakamlar gizlenmektedir.
Çocuklar Cezaevlerinde
Yaşamaya Mecbur Bırakılıyor! Çocukların sadece yaşam haklarına saygı duyulması
meselenin bir boyutudur. Onurlu ve güvenli şekilde yaşam bütün çocukların
vazgeçilmezidir. Bu yüzden çocuklara hiçbir şekilde uygun olmayan gözaltı ve
tutuklama pratiklerine bir an önce son verilmelidir. Her yıl başka bir
cezaevinde çıkan akıl almaz skandallarla cezaevlerinde çocukların maruz
bırakıldığı kötü muamele ortaya çıkmıştır. Pozantı, Sincan, Şakran ve Bakırköy
Çocuk Cezaevleri’nde çocuklar tacizden şiddete kadar onlarca hak ihlaline maruz
kalmaktadır. Sendikamızın da üyesi
olduğu ‘Çocuk Cezaevleri Kapatılsın’ girişimi son iki yıldır ülkenin içinde
bulunduğu utanç tablosunu gözler önüne seren çalışmalar yapmıştır. Bizler
hiçbir şarta bağlanmadan çocuk cezaevlerinin kapatılmasını talep ediyoruz.
Çocukların suç ile ilişkilerinin kesilmesi için kapsamlı çocuk dostu
politikaların geliştirilmesi gerekmektedir.Eğitim Sistemi Hak İhlalleri Üreten
Bir Yapı Haline Getirilmiştir! Bu sorunların çözümü için çocuk haklarını temel
alan bir yaklaşım gereklidir. Mevcut yapıların ayrımcılık, şiddet ve kötü
muameleden arındırılması elzemdir. Başta eğitim sistemi olmak üzere tüm kamusal
hizmetler çocukların yüksek yararı gözetilerek yenilenmelidir. Bir parçası
olduğumuz eğitim sisteminin cinsiyetçi, ırkçı, anti-demokratik ve piyasacı
yapısı geri dönülemez sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 4+4+4
eğitim modeli ile kız çocukları erken evliliğe teşvik edilmektedir. Eğitim
sisteminin her geçen gün özelleştirme ve ticarileşmeye açılması işçileşmenin
önünü açmaktadır. Laik, bilimsel, nitelikli, anadilde kamusal eğitimin olmaması
çocukların ayrımcılığa ve dışlanmasına
neden olmaktadır.
Eğitimin
özgürleştirici ve demokratik yapısı görmezden gelinmektedir. İtaat kültürünü
aşılamayı hedefleyen eğitim kurumları Çocuk Hakları Sözleşmesi tarafından
garanti altına alınan çocukların katılım, kendilerini ifade etme ve onurlu
şekilde yaşama haklarını sistemli şekilde ihlal etmektedir. Eğitim ve bilim
emekçilerinin maruz bırakıldığı baskılar okulları ve öğrencileri de
etkilemekte; tüm bir eğitim alanı siyasal iktidarların arka bahçesi haline
getirilmek istenmektedir. Uluslararası Sözleşmelere Konulan Çekinceler
Kaldırılmalıdır! AKP hükümeti kendisinden önceki hükümetler gibi demokrasiyi
kendi iktidarını tehdit etmeyecek kadar uygulamaya koymaktadır. Bu durum ise
demokrasinin içeriğini boşaltmakta; 23 Nisan bayram kutlamalarında olduğu gibi
şekilsel bir takım işlerin yapılmasına neden olmaktadır. Türkiye’nin bir taraf
olduğu Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni çekincelerle kabul etmesi tam
da böyle bir zihniyetin ürünüdür. Sözleşmenin kültür ve anadilinde eğitimle
ilgili hükümlerine çekince koyan hükümet; bu alanlarda yaptığı hak ihlallerinde
uluslararası hukukun engel çıkarmasını göze alamamaktadır. Dünya binlerce dilin
konuşulduğu bir zenginliğe sahipken; devletlerin asimilasyon ve soykırım
politikaları ile bu zenginliğe açtığı savaş çocukların bedeni üzerinde
yükselmektedir. Çocuklara kendi kimlikleri ve dilleri ile yaşam hakkı vermeyen
her türlü pratik mahkum edilmelidir. Bu yüzden anadilinde eğitim hayati
önemdedir. Sendikamız bu konuda geçmişten bugüne onlarca engelle karşılaşmasına
rağmen asla ‘anadilinde eğitim’ talebinden vazgeçmemiştir.
23 Nisan
kutlamalarının şekilsel olmaması ve gerçekten bayram olabilmesi için başta da
söylediğimiz gibi ‘Adalet, özgürlük, barış ve eşitliğin’ gerekleri yerine
getirilmelidir. Yetişkinlerin görevi çocukların yüksek yararını gözeterek;
onların onurlu şekilde yaşadıkları, kendilerini ifade edebildiği ve demokratik
süreçlere katılabildikleri bir dünya için mücadele etmektir. Biz eğitim ve
bilim emekçileri olarak her gün bu mücadeleye katılmanın verdiği onuru
yaşamaktayız. Herkesi çocukların özgür olacağı bir dünya yaratmak için bu
temelde mücadele etmeye çağırıyoruz.
GİRESUN EĞİTİM SEN
ŞUBE YÜRÜTME KURULU