Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Albay Dursun Çiçek,CHP Adayı olarak Görelespor gecesini onurlandırdı
Kategori: Görele
Eklenme Tarihi: 18 Mart 2015
Geçerli Tarih: 01 Mayıs 2024, 17:52
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=20740
Çiçek,Görelespor
gecesini onurlandırdı
CHP Adayı olarak Görelespor gecesini onurlandırdı.
TSK’dan ulusalcıların
tasfiyesi sürecinde sahte delillerle hapis yatmış olan Albay Dursun Çiçek,CHP
İstanbul 2.Bölge Milletvekili aday adayı oldu.
Seçim kampanyası
gönüllüler tarafından üstlenilen ve yürütülen Çiçek,Görele’li işadamı İlkay
Yılmaz tarafından davet edildiği geceye katılarak adeta ilgi odağı oldu.
Başta CHP Giresun
milletvekili ve aday adayı olan Selahattin Karaahmetoğlu olmak üzere Görele’liler,Çiçek’in
yanına gelerek hoşladılar ve çalışmalarında başarılar dilediler.
Bazıları tarafından halen “Ergenokoncu”diye eleştirilen Çiçek,2.Bölgedeki en güçlü aday adayları arasında gösteriliyor.
Albay Dursun Çiçek’e çıkmış olduğu bu zorlu yolda başarılar dileriz.
Mahkeme Dursun Çiçek'e Seçilme Hakkını İade Etti
CHP'den
milletvekilliği aday adaylığı başvurusunda bulunan Dursun Çiçek'in, vekillik
için önünde bulunan engel, mahkeme kararı ile kaldırdı.
Cumhuriyet Halk
Partisi'nden (CHP) milletvekilliği aday adaylığı başvurusunda bulunan emekli
Albay Dursun Çiçek'in,vekillik için önünde bulunan engel, mahkeme kararı ile
kaldırdı.
KILIÇDAROĞLU ROZET
TAKMIŞTI
Ergenekon davasında
ağırlaştırılmış ömür boyu, Balyoz davasında ise 16 yıl hapis cezasına
çarptırılan emekli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek geçtiğimiz günlerde
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) rozeti takmıştı. CHP İstanbul 2'nci bölgeden
milletvekili aday adaylığı için seçim çalışmalarını başlatan Çiçek,vekillik
için önünde bulunan son engelin kaldırılması için mahkemeye başvurdu.
SEÇME SEÇİLME HAKKINI
KAYBETMİŞTİ
Çiçek hakkında,
Ergenekon davasında tutuklu yargılandığı dönemde eski özel yetkili Erzurum
Savcısı Osman Şanal hakkında söylediği sözler nedeniyle 'hakaret' suçlamasıyla
dava açılmıştı. Silivri 1'inci Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama
sonucunda Çiçek 1 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti. Mahkumiyet kararıyla
birlikte Dursun Çiçek,TCK 53. madde kapsamında seçme seçilme hakkını da
kaybetmişti.
ÇİÇEK İTİRAZ ETTİ
Çiçek, bu konuda mahkemeye başvurarak Memnu haklarının iade edilmesini istedi. Talebi değerlendiren İstanbul 78. Asliye Ceza Mahkemesi Çiçek'in yasaklanmış olan memnu haklarının iade edilmesine karar verdi. Kararda Çiçek'in Osman Şanal'a hakaret suçundan 22 Mayıs 2013'te çarptırıldığı 1 yıl 6 ay hapisle birlikte Memnu haklarını kaybettiği hatırlatıldı. Yasa gereği infazın tamamlanmasından sonra memnu hakların iade edildiği aktarılan kararda, Çiçek'in Ergenekon davasında tutuklu kaldığı sürede infazının mahsup edildiği ifade edildi.
ENGEL KALMADI
Mahkeme kararında şu
ifadelere yer verdi: "22 Mayıs 2013 tarihinde verilen 1 yıl 6 ay hapis
cezasından sonra İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2009/191 esas sayılı
(Ergenekon) dosyasında tutuklulukta geçirdiği süre nedeniyle mahsubu sonucu
tümü ile infaz edilmiş olduğu anlaşıldığından, Silivri 1'inci Sulh Ceza
Mahkemesinin kararı sonucu yasaklanmış olan Memnu Haklarının iadesine karar
verilmiştir"
Mahkemenin bu kararı ile Çiçek'in milletvekili
adaylığı için önünde yasal bir engel kalmadı.
Albay Dursun Çiçek
kimdir?
Dursun Çiçek,1.1.1960
yılında Tokat'ta doğdu.Sivas Yıldızeli'ne bağlı Pamukpınar Öğretmen Okulu'nu
bitirdi.1976 yılında kazandığı Kara Harp Okulu'ndan 1980 yılında dönem üçüncüsü
olarak mezun oldu. Deniz Piyade sınıfıyla tanışması Foça'daki Amfibi Deniz
Piyade Alay Komutanlığı'ndaki göreviyle oldu. Kara Harp Akademisi ve Silahlı
Kuvvetler Akademisini de dönem ikincisi olarak bitirdi.
PKK terörüyle
mücadelenin en yoğun olduğu 1990'lı yıllarda bu mücadeleye Deniz Kuvvetleri'nin
özel birlikleri de katılıyordu.Çiçek, Şırnak'ta konuşlu özel amfibi taburunun
komutanlığını yaptı.Şırnak'ta görev yaptığı bu dönemde Ergenekon operasyonunda
tutuklanan eski özel kuvvetçi Levent Göktaş ve Kayseri Jandarma Alay Komutanı
Cemal Temizöz'le birlikte çalıştığı ileri sürüldü.
Çiçek,1997-99 yılları
arasında Arnavutluk‘taki Türk birliğinde de görev yaptı.
Albay Dursun Çiçek'in
aynı zamanda akademik kariyeri de bulunuyor.Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İşletme anabilim dalında doktora eğitimi yaptı ve
"Örgütlerde motivasyon ve iş yaşam kalitesi üzerine bir araştırma" konulu
doktora tezi hazırladı.
Çiçek,2004 yılında
Genelkurmay Bilgi Destek Dairesine atandı ve Genelkurmay Karargâhında çalışmaya
başladı.
2008 Nisan ayında
Taraf gazetesinde yayınlanan Mart 2006 tarihli sivil toplum kuruluşları
andıcının Albay Çiçek'e ait olduğu iddia edilmişti.73 sayfalık andıçta pek çok
sivil toplum kuruluşuna ilişkin suçlamalar yer alıyordu.
İrticayla Mücadele
Eylem Planı
12 Haziran 2009
tarihli Taraf gazetesi manşeti: "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı"
Ergenekon zanlısı
Mustafa Levent Göktaş'ın yine aynı soruşturma kapsamında tutuklanan avukatı
Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen ve 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinde
manşetten verilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı belge ile
Çiçek yeniden gündeme geldi.Dursun Çiçek'in imzaladığı ileri sürülen belge
Adalet ve Kalkınma Partisi ile Gülen hareketine yönelik "komplo ve yıpratma
planları" içermekteydi.Haberden birkaç gün sonra Genelkurmay yaptığı basın
açıklamasında "konunun ciddi görülmesi üzerine, aynı gün derhal
Genelkurmay Askeri Savcılığına konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri
verildiğini ve belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde
hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamadığını"duyurdu.
24 Haziran 2009 günü;
yaptığı incelemenin ardından kararında,söz konusu belgenin Genelkurmay'da
hazırlanmadığını ve imzanın Albay Çiçek'e ait olup olmadığının tespit
edilemediğini belirterek takipsizlik kararı veren askerî savcılık,belgenin
kaynağının kim olduğunun belirlenmesi konusunda görevsizlik kararı vererek
dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Askerî savcılığın
kararının ardından Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ düzenlediği basın
toplantısında "Bugün biz bu kâğıt parçasının birileri tarafından TSK'yı
yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz"açıklamasını
yaptı.30 Haziran 2009 günü Ergenekon soruşturması savcıları tarafından
sorgulanan Çiçek,İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla tutuklanarak
Hasdal Cezaevine kondu.Albay Dursun Çiçek avukatı tutuklama kararına itiraz etti.
14.Ağır Ceza Mahkemesi
bu defa 2'ye 1 oy çokluğuyla Albay Çiçek’in ‘İkametgahına göre kaçma şüphesi
yok’ gerekçesiyle tahliyesine karar verdi.Böylece Deniz Kurmay Albay Dursun
Çiçek'in 18 saat süren tutukluluk hali sona erdi.Soruşturma sürerken,Dursun
Çiçek; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargâh binası dışında
bulunan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu'nda geçici olarak
görevlendirildi.4 Eylül 2009'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhına
atandı.
2009 Ekim ayında
Genelkurmay Karargahı'nda çalıştığı belirtilen bir subay tarafından eylem
planının ıslak imzalı orijinali olduğu söylenen belge bir ihbar mektubuyla
beraber soruşturmayı yürüten savcılara gönderildi.Söz konusu belge Adli Tıp
Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi'nde görevli biri
profesör ve ikisi uzman doktor olan üzere üç adli tıp uzmanı tarafından
incelendi.Adli Tıp raporunda "belgelerdeki söz konusu imzanın Dursun
Çiçek’in el ürünü olduğunun kabulü gerektiği" ifadesine yer verildi.
Bunun ardından Albay
Dursun Çiçek,Ergenekon savcıları tarafından 5 saat kadar sorgulandıktan sonra
mahkemeye sevkedilmiş ve 11 Kasım 2009 tarihinde ikinci kez tutuklanarak
cezaevine gönderilmiştir. Çiçek,avukatları tarafından tutuklama kararına
yapılan itirazın kabul edilmesi üzerine ikinci kez tutuklandıktan 44 saat sonra
tekrar tahliye edildi.
Daha önce üç adli tıp
uzmanı tarafından incelenen belge Çiçek'in talebi üzerine üst kurula gönderildi.
Adli Tıp Genel Kurulu,5 Şubat 2010 günü 4'e karşı 7 oyla imzanın Dursun Çiçek'e
ait olduğuna karar verdi.Çiçek'in ikinci kez ifade vermesinin ardından Genelkurmay,askeri
savcılığın ıslak imzalı belgeyi 4 kez istemesine rağmen İstanbul Cumhuriyet
Savcılığı'nın belgeyi göndermediğini açıkladı.
Orijinal belge
Genelkurmay Askeri Başsavcılığı'na 2010 Şubat ayında gönderildi.1 Mart 2010
tarihinde Genelkurmay Başkanlığı,belgenin gerçek olduğunu doğrulayacak yeni
delillerin elde edildiğini duyurdu.Yapılan basın açıklamasında askerî savcılık
tarafından Dursun Çiçek'in tutuklamasının talep edildiği fakat askerî
mahkemenin talebi reddettiği belirtildi.Jandarma Kriminal Dairesi de imzanın
Dursun Çiçek'in elinin ürünü olduğuna dair bir tespitte bulundu.
Çiçek,hakkında
düzenlenen "Ergenekon iddianamesi" İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından 29 Nisan 2010 günü kabul edildi.İddianamede "Türkiye
Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye
teşebbüs etmek" ile suçlanan albay Çiçek için ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası istendi.Aynı gün İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
hakkında yakalama kararı çıkarılan Çiçek,ertesi gün İstanbul Adliyesine gelerek
teslim oldu ve üçüncü kez tutuklandı.
Balyoz davası
21 Eylül 2012'de sona eren Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası aldı.
Haber : Ali Dursun www.gorelesol.com