Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 25 Şubat 2015
Geçerli Tarih: 25 Nisan 2024, 15:29
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=20558
Ben ve benim düşüncelerim
(Bir önceki yazının
devamı)
Yaşamak isteklerini
mehaz katiyetli prensiplerini göre hayata geçirirsen. Prensipsel olmak
dediğimiz mevhum bizim dahilimizde katiyetle tele batımız olan görevleri
zaman-zaman gerçekleştirmek iddiasında olan önemli bir amildir. İnsan
prensipselliği onun cemiyet karşısına koyduğu özellikleri görerek hayata
geçirme isteklerini bir nevi özünde terbiye eden onu etrafa aşılayan ve daha
doğrusu onun yapımı üçün insana dahilen tesir eden hatta onu bu prensipselliği
karşılığında icra etmek hevesi veren tela battır.
Tela batlarımızı
karşılayarak cemiyette yaşamağımız her manada bize optimist ve nikbin olmak ruhunda
yaşamağımız temin eder.
Yaşantılarımın esas
görüntüsü his ettiklerimi mantıklı şekilde görüntülemektir.
Her insanın hayatı
onun tiyatro sahnesidir. Sahnede yetkin olmak bize ait olan ibrazı mevcut
olduğumuz sımaya zid olarak sahneye ifade etmeğimiz bizim öz kimliğimizi
doğrudan da hem özümüze hamda etrafımızsa canlı ispat etmeğimiz ve gerçek simamızı
yeniden kaşif etmeğimizdir.
İnsan keşfi yatı onun
özünde arayıp bulduğu her bir görüntüsü olmayan özelliğini cemiyete bir sahne olarak
armağan etmesi demektir.
Her yeni gördüğümüz
görüntü bizim hayat bakışlarımızı ve düşünce hedeflerimizi o an itibariyle
deyişe bilir, yeni hayat ve yaşam standartlarını bizden talep ettiklerini
içimizde olan mecazi ibrazla sahnede ifade etmeğimiz keşif etiğimiz simamızın
yeni şeklini cemiyete nümayiş ettirmeğimiz imkanını bize verir.
Beşeriyetten aldıklarımı ve ona verdiklerimiz arasında
büyük bir fark var. Acaba bu farklar neden ve hansı gerçeklerden ibarettir?
Eslinde verdiklerimiz daha çok değildir
neyinki tabiattan , beşeriyetten
aldıklarımız..!.
Bir az önce not ettim
tabiat güzelliklerinden almış olduğumuz
müspet enerji saf atmosfer bizi tabi ruhta terbiye eder, karakter itibari ile
yetişmeğimize müspet estir eder ve hayat
şartları karşısında yaşam amacı oluşturma
fırsatını bize kazandırır.
Bu kişiselliye
sahiplenerek hayat standartlarımızı öz yetkin prensiplerimiz esasında kurarak
yaşamağımız bize doğru olup-olmayanı düzgün analiz etmek ve analiz
ettiklerimizin neticelerine göre yaşamak imkanı verir.
Cemiyetten
aldıklarımızın nispetinde ise ona verdiklerimiz de çok önemlidir.
Aldığımız manevi gıda
sayesinde fikir ve ideye yürüterek plan kurmak ve teknoloji siyasi fikirlerimiz
sayesinde cemiyeti genişlendirmek de hepçinin ona bizim tarafımızdan
verdiklerimiz sayılır. Aslında vere
bildiklerimizi aldıklarımıza borçluyuz ..!
Cemiyete olan
borçlarımız karşısında daha çok kazanmağa ve cemiyete kazandırtmağa iddialı olmamız
asıl fedakarlığımızdır...
Bu düşünceleri manen
özünde inkişaf ettiren insan her zaman cemiyet karşısında uhdeliklerini
mesuliyetiyle yerine yetirmeye, daha doğrusu cemiyetten faydalana bildikleri
karşılığında ona suna bildiklerinin hem kıymetini bilir, hem de daha çok bunun
üçün fedakar olmağa seyir gösterir.
Bezen insan tabiatta
çok zaman geçirmeyi değil etrafında olan dostları ve ya yakınları ile beraberliye üstünlük verir.
Fakat tabiattan aldığı
en değerli mevhumlar: sakit düşünce , serbest karar verme takti kası, hedef
noktamızın düzgün istikamet verme amaçlarına soykanmış olan köklü motiflerin
icrası zemininde kazandıkların zaman-zaman ifade eder. Bu kimi kazanç insan
dediğimiz varlığı yaşadığı cemiyette maksat yönlü ve hayat üçün faydalı olan
ideaları yürüterek hem muasır hamda gelecek neslin evlatlarına da fayda vermiş
olur.
Eğer dikkat etseniz
bir daha müşahide etmiş olarsınız ki bebeklerimizi çocuk yuvalarımızda ve ilk
ders başlangıç yıllarında tabiat ve ona mahsus olan güzelliklerle her şeyden
önce tanıştırmak vazifesini karşımıza koyuyor ve onu bir nevi icra etmeye çalışırız.