Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Tütün Eksperleri Derneği tarafından yayımlanan "Tütün Raporu"nda sektörün son 12 yılda yaşadığı sürece yönelik önemli tespitler var
Kategori: Ekonomi-Çalışma Hayatı
Eklenme Tarihi: 08 Şubat 2015
Geçerli Tarih: 06 Mayıs 2024, 07:23
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=20385
Analiz: Türk tütününün
sonu geliyor
Türk tütününün sonu geliyor
Türkiye, yıllarca en
önemli ihraç kalemlerinden biri olan tütünde 2012 itibariyle bu üstünlüğünü
kaybederek tütün ticaretinde net ithalatçı ülke pozisyonuna geçti. Yanlış
politikalar sonucu tütün üretici sayısı ve üretim miktarındaki hızlı düşüş
sonucu 2002’den bu yana tütün ithalatındaki artış yüzde 161’e ulaştı.
Türkiye’de en son
maden facialarıyla birlikte gündeme geldi tütün sektörü.
Yok olan tarım
arazileri ve yanlış politikalar sonucu para kazanamadığı için tütün ekmekten
vazgeçen köylüler maden ocaklarında hayat mücadelesi veriyordu.
Tütün Eksperleri
Derneği önceki gün yayımladığı ‘Tütün Raporu’ ile son yıllarda uygulanan yanlış
politikaların tütün sektörüne nasıl yansıdığı net bir şekilde ortaya koydu.
Aslında rapor, tarım sektörünün geneline ışık tutacak tespitlerde bulunuyor.
4733 Sayılı Tütün Yasası’nın çıktığı 2002 yılından
2014’e kadarki sürecin kapsamlı olarak ele alındığı raporda, Türkiye’de tütün
sektörünün 12 yılda yaşadığı süreç ve geldiği son nokta ibret verici.
Raporda 2002-2014
yılları arası sektör açısından ‘büyük
bir tasfiye süreci’ olarak
nitelendirilirken, 2002’de 405 bin 882 olan tütün üreticisi sayısının 2014 yılı
itibarıyla yüzde 600 azalarak 65 bine gerilediği hatırlatılıyor. Yine aynı
dönemler için Türkiye’de tütün üretiminin yüzde 200 azalarak 159 bin 521 tondan
yaklaşık 68 bin ton civarına gerilediğine dikkat çekiliyor.
Genç neslin tütün
tarımının zorluğu ve gelirinin azlığı nedeniyle tütüncülükten uzaklaştığı belirtilen raporda tütün sektörü,
tarım alanında örgütlenme açısından en güçsüz kesim olarak nitelendiriliyor.
Raporda tütün
üreticilerinin hane başına ortalama yıllık gelirinin 9 bin 146 TL olduğu
vurgulanıyor. Son 5 yılın ortalaması olan söz konusu rakam, aylık olarak
hesaplandığında asgari ücret seviyesinin de altında kalıyor.
Raporda, Türkiye’de
tütün üreticilerinin sistematik olarak üretimden devre dışı bırakıldığı süreç
şu şekilde ifade ediliyor: “Tekel’in tütün piyasalarından çekilmesi ve sigara
fabrikalarının satılarak kapatılması sonucu piyasaya tümüyle hakim olan çokuluslu
şirketler kendi ürettikleri sigaraların pazar payını artırmak için tamamen
yerli tütünden imal edilen sigaraları piyasaya yeterince sunmamaları sonucu
Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri’nde yetişen menşelere duyulan ihtiyaç
azalmış, Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’nde yetiştirilen menşelere ise yaprak
tütün firmalarının ilgisi kalmamıştır.”
Türkiye’deki tarım
alanlarını 30 üretim havzasına bölen ‘Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve
Destekleme Modeli’nde, bu havzaların 23’ünde tütün üretildiği halde anılan üretim ve destekleme modelinde tütüne
yer verilmediğine dikkat çekilen raporda, hâlihazırda tütün üreticilerine mazot
ve gübre destekleri ile toprak analizi
desteği dışında bir destek verilmediğinin altı çiziliyor.
2010’dan bu yana
çokuluslu sigara şirketleri ve yaprak tütün firmalarının Ege Tütün İhracatçı
Birliği yönetim kurullarında temsil edilerek ‘Tütün Alım¬ Satım Sözleşmesi’nin
hazırlanmasında söz sahibi olduğu savunulan raporda, örgütsüz tütün
üreticilerinin söz konusu sözleşmelerin hazırlanmasına müdahil olamadığı,
çokuluslu sigara şirketlerinin kontrolündeki tedarikçi şirketlerin dikte
ettirdiği şartları ve fiyatı kabullenmek zorunda kaldığı belirtiliyor.
Raporda,bu konu ile
ilgili dikkat çeken şu örneğe yer veriliyor:
“2012 ürünü
tütünlerin ülke genelinde ortalama alım
fiyatı 11,59 TL/kg iken, 2013 ürünü tütünlerin ortalama alım fiyatı 10,98 TL/kg
olarak gerçekleşti. Böylece 1923 – 2002 yılları arasındaki üreticilerin istediği firmaya tütün
satabildiği serbest piyasa ortamı yok edilerek kâr maksimizasyonuna dayalı oligopol
piyasa şartları oluştu.”
Raporda ayrıca
Türkiye’nin tütün ithalatı ve ihracatına yönelik son rakamlar da dikkat çekici.
Türkiye, 2014 yılında
yaklaşık 70 bin ton tütünü 525 milyon dolar karşılığında ihraç etti. 2002 yılından itibaren Türkiye’de
üretilmeye başlanan Amerikan blend sigaralar için 55 bin 800 ton ile başlayan
tütün ithalatında ise 2014 yılında rekor kırılarak yaklaşık 90 bin tona ulaşıp 550 milyon dolar
ödendi. Kısacası 2002’den bu yana tütün ithalatındaki artış yüzde 161’e ulaştı.
Türkiye, yıllarca en
önemli ihraç kalemlerinden biri olan tütünde 2012 itibariyle bu üstünlüğünü
kaybederek tütün ticaretinde net ithalatçı ülke pozisyonuna geçti.
Raporda yer alan şu
tespitler dikkat çekici: “Tekel’in 2008 yılında özelleştirilmesi ve Tütün Fonu’nun kademeli olarak azaltılması
sonucunda Türkiye sigara pazarını ele
geçiren çokuluslu sigara şirketleri, sigara harmanlarında giderek artan
miktar ve oranlarda ithal tütün
çeşitlerini kullanarak maliyetlerini düşürmüşler, yükseltilen vergilere rağmen
karlılıklarını artırmışlardır. Ülke tütüncülüğümüz ise bu durumdan üretim ve çiftçi sayısının azalması şeklinde
tepki vermiştir. Ülke topraklarında
yetişen yerli tütünlerin sigaralarda kullanımı 2003’te %42,07 iken bu oran
2008’de TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinden sonra hızla
azalarak 2014 yılı itibarıyla %15’e
düşmüştür.”
Tütün sektörüne
yönelik önemli noktalara dikkat çekilen raporda üretimin yanı sıra sigara
tüketimi ve kaçakçılığa yönelik çok çarpıcı rakam ve tespitler var.
Raporda mevcut tablo ortaya konurken, sorunların aşılması noktasında da çözüm önerileri yer alıyor.
Türkiye’de tütün
ürünleri imalatının %88’inin yabancıların kontrolüne geçtiği sektörde son 15
yılda uygulanan politikalar ile tütün üretimi büyük düşüş yaşarken, sigara
tüketimi artarak yıllık 100 milyar adete çıktı. Hazinenin sigara
kaçakçılığından kaybı ise yıllık 7,5 milyar TL’yi buluyor.
Bu konuda raporun
detaylarına devam edeceğiz ancak analizin ilk kısmına aşağıda paylaştığımız
linkten ulaşabilirsiniz.
TÜİK’in “Yabancı
Kontrollü Girişim İstatistikleri-2012” verilerine değinilen tütün raporunda,
Türkiye’de tütün ürünleri imalatının %87,9’unun yabancıların kontrolüne
geçtiğine dikkat çekiliyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de yabancı kontrolünün
en yüksek olduğu imalat sektörü tütün ürünleri sanayi olmuş durumda.
Raporda sigara
tüketimine yönelik veriler ve izlenen şirket politikalarına değiniliyor.
Son 15 yılda ilk defa
2008-2011 yılları arasında %15’lik bir düşüş gösteren sigara tüketimi 100
milyar adedin altında inerken
2012 yılında 8 milyar
adetlik artışla tekrar 100 milyar sınırına dayandı. Bu artışın sebeplerinden
birisi olarak sigara şirketlerinin uyguladıkları saldırgan reklam ve satış
politikaları ile tüketicilerin kırılması zor gözüken katı sigara talebi
gösterilirken, dünyada ve Türkiye’de yakın gelecekte tütün mamullerinin
kullanımında ciddi bir düşüş beklenmiyor.
- Sigara kaçakçılığının
yıllık faturası 7.5 milyar TL
Bu noktada sigaraya
yönelik vergi politikası ve sigara kaçakçılığına dikkat çekiliyor.
Tütün mamullerinde
alınan vergilerin, yıllardır maliye bütçesinin en kolay denkleştirme
kalemlerinden biri olarak görüldüğü belirtilen raporda 2015 yılı itibarı ile
sigara üzerindeki vergi yükünün %84 olduğu hatırlatılırken şu tespitte
bulunuluyor: “Bu vergi
yüküyle birlikte artan sigara fiyatları ile ülkemizde özellikle genç neslin
erken yaşta sigaraya başlamasının ve orta ve düşük gelir gurubundaki sigara
tüketicilerinin sigarayı bırakmaları hedeflenmiştir. Ancak yüksek fiyat ve
yüksek vergi bir taraftan da sigara kaçakçılığını körüklemiştir. Hazinenin
sigara kaçakçılığından kaybının yıllık yaklaşık 7,5 milyar TL dolayında olduğu
tahmin edilmektedir.”
Tütün Eksperleri
Derneği, 2002-2014 yılları arasında yaşanan sıkıntılı sürecin sürdürülebilir
olmadığını ve bu yüzden
4733 sayılı yasanın
yeniden revize edilmesi gerektiğini savunuyor.
Raporun sonuç
bölümünde tütüncülükte yaşanan sorunların aşılabilmesi için şu önerilere yer
veriliyor:
* 1177 ve 4733 sayılı
yasalarda da ifade edilen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen “Açık Artırma
Ofisleri”nin kurulması sağlanmalıdır.
* Açık Artırma
Ofisleri’nde gerek ofise getirilen tütünlerin açılış fiyatlarının
belirlenmesinde gerekse alıcısı çıkmayan tütünlerin değerlendirileceği ve
gerektiğinde piyasayı regüle edebilecek organizasyonun kurulmasının için yasal
düzenlemeler yapılmalıdır.
* 4733 sayılı yasanın
6’ncı maddesindeki hükümlerin, yerli sanayicinin yerli tütünden sigara
üretimine olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
* Yurtiçinde satışı
yapılan sigaralardan paket başına alınacak bir oransal rakamı veya devletin
uygun gördüğü kaynaktan tütün üreticisine destekleme olarak aktarılması
sağlanmalıdır.
* ‘Türkiye Tarım
Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli’nde tütüne yer verilmeli, ‘Kırsal
Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı
Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’den tütün üreticileri de
faydalanmalıdır.
* Sarmalık kıyılmış
tütündeki vergi oranı düşürülmeli, satışı ve pazarlaması yasal düzenlemeye
kavuşturulmalıdır.
* Yaklaşık %20 olduğu tahmin edilen sigara kaçakçılığı ile
mücadele, etkin hale getirilmelidir.
* Tütün fonu, Türk
tütününü koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Raporun sonunda, çoğunlukla çokuluslu şirketlerin kontrolünde olan tütün piyasasının, sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendirmek üzere bir komisyon kurulması önerisi de var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, TAPDK, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ziraat Mühendisleri Odası, çiftçi örgüt temsilcileri, Tütün Eksperleri Derneği, Akademisyenler ve STK’lardan oluşacak bir komisyonun toplanması ve komisyonca kararlaştırılan çözüm önerilerinin bir eylem planına dönüştürülerek hayata geçirilmesi talep ediliyor.
İrfan Donat
Bloomberg HT Editörü idonat@bloomberght.com