Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Özal’dan AKP dönemine kadar 11 acele kamulaştırma yapıldı,AKP döneminde 150 acele kamulaştırma!
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 12 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 15:13
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19892
1939’da olsa izin vermezlerdi
Özal’dan AKP dönemine kadar 11 acele kamulaştırma yapıldı,AKP döneminde 150 acele kamulaştırma!
Türkiye kamuoyu, savaş yıllarında çıkartılan ‘acele
kamulaştırma’ yasasının, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra savaş yaşamayan ülkemizde
yeniden uygulanmaya konulduğunu, Manisa'da yapılacak termik santral için 6 bin
zeytin ağacı kesilince daha iyi anladı.
Eğer o termik santral 2014 değil de 1939 yılında yapılmak
istenseydi; İnönü Hükümeti kamulaştırma yapıp zeytinleri kestiremezdi.
Çünkü, 2. Dünya Savaşı’nın adım adım yaklaştığı günlerde
çıkartılan 3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nda bile “tarlaların
sahiplerinin ve işletenlerin ekip biçeceği kadar kısmının işgal edilmeyeceği’
hükmü getirilmişti.
Bu ilginç ve düşündürücü tespitler, 1939 – 2014 arasındaki
acele kamulaştırmaları araştıran Av. Remzi Kazmaz’a ait. HES’lere karşı açtığı
davalarla tanınan Av. Remzi Kazmaz, 2004 sonrası yapılan acele
kamulaştırmaların seferberlik ve savaş hali durumlarına göre yapıldığını ancak
uygulamaların 1939’daki kanuna bile aykırı olduğunu belirtiyor.
Son yıllarda Türkiye’de bir seferberlik ve savaş halinin söz
konusu olmadığını, bu yüzden acele kamulaştırma kararı verilemeyeceğini
vurgulayan Av. Kazmaz, yapılan hukukdışı uygulamalarla ilgili şu bilgileri
verdi:
“Bu kanunun 1939 yılında 2. Dünya Savaşı öncesi savaşa
hazırlık kapsamında çıkarıldığını unutmayalım. Savaş esnasında cephane ve asker
yığınağı, askeri üs, askeri hastane, askeri yol ve köprüler için ihtiyaç
duyulan taşınmazlara bu yolla el konularak olağan kamulaştırma ile zaman
kaybedilmesinin önüne geçmek amaçlanmıştır. Kamulaştırma Kanunu’nun atıf
yaptığı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’na yakından bakarak, konuyu
tekrardan somutlaştıralım. Kanunun 1. Maddesi’nde ‘Seferberlik ve savaş hali
ile bu hallerin henüz ilan edilmemiş olduğu ancak savaşı gerektirebilecek bir
durumun meydana geldiği gerginlik ve kriz dönemlerinde yapılacak seferberlik
hazırlıkları ile kıtaların toplanması esnasında, alelade vasıtalarla temin
edilemeyen bütün askeri ihtiyaçları veya hizmetleri bu Kanun hükümleri
dairesinde vermeye veya yapmaya her şahıs borçludur’ denilmek suretiyle kanunun
hangi koşullarda uygulanacağını belirtmiştir.
‘ACELELİĞİNE BAKANLAR KURULU’NCA KARAR ALINACAK HALLER’
Acele kamulaştırmanın bir savaş hukuku uygulaması olduğu
açıkça görülüyor. Kamulaştırma Kanunu’nda savaş, seferberlik, yurt savunması ve
diğer olağanüstü haller dışında ‘Aceleliğine Bakanlar Kurulu’nca karar alınacak
haller’ denilerek Bakanlar Kurulu’na bir esneklik tanınmıştır. Son yıllarda
Türkiye’de bir seferberlik ve savaş hali söz konusu olmadığından acele
kamulaştırma kararı verilemez. Geriye sadece Bakanlar Kurulu’na tanınan ‘esnek’
yetki kalıyor. Danıştay’a göre ise’ Bakanlar Kurulu’nca karar verilebilmesi
için kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer
iki koşula paralel nitelik taşıması gerekir. Danıştay defalarca bakanlar
Kurulu’na tanınan bu takdir yetkisi ve esnekliği yurt savunması, milli
menfaatler ve Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’ndaki koşullar çerçevesinde
gündeme gelebileceğini belirtmiştir.
Bu kadar açık ve net ifade edilmesine rağmen her gün Resmi
Gazete’de ülkemizin değişik ve el değmemiş bölgelerinde projeler için Bakanlar
Kurulu tarafından el koyma kararları alındığını görüyor ve okuyoruz.
SAVAŞ ZAMANINDA GENELKURMAY YETKİLİ
Savaş zamanında Genelkurmay’ın sahip olduğu el koyma, acele
kamulaştırma yetkisi şu anda HES, siyanürle altın arama, termik santral gibi
ekolojik açıdan sakıncalı projeler yapan ( Manisa Yırca) şirketler lehine
kullanılıyor. En son Tokat Zile’de 1. derecede tarım arazisi üzerine kurulmaya
çalışılan HES’ler ve ovayı besleyen yer altı sularının dahi acımasız bir
şekilde kullanılması doğaya açılan bir savaştır. Bu adı konulmamış savaş hukuk
adına bakanlar kurulu eli ile yapılıyor. Ortada bir savaş var ama düşman kim?”
ACELE KAMULAŞTIRMA ANAYASAYA AYKIRI
Av. Kazmaz, ülkemizin en güzel koylarının, topraklarının,
vadilerinin, suyunun, florasının ve faunasının yok edildiği acele
kamulaştırmanın Anayasa’ya da aykırı olduğunu söyledi. Av. Kazmaz, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Anayasamızın hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlıklı 13.
maddesine göre “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak
kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlar Anayasa'nın özüne sözüne ve ruhuna aykırı olamaz.”
Yine Anayasa'nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesine
göre “Herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı
amacıyla, kanunla sınırlanır” demek suretiyle kamu menfaati ülkenin milli menfaatleri
için söylenmiştir.”
ÖZAL’DAN AKP DÖNEMİNE KADAR 11 ACİL KAMULAŞTIRMA YAPILDI
Av. Kazmaz’ın araştırmasında ilginç veriler var. Örneğin Özal döneminden AKP dönemine kadar, 1983 -2004 arasında sadece 11 adet acele kamulaştırma yapılmış. 2004 'ten günümüze ise 150 ye yakın acele kamulaştırma uygulaması var. Kamulaştırmalar özellikle ulaşım, kentsel dönüşüm, RES'ler, HES’ler, termik santraller, madenler ve sulama alanlarında yoğunlaşıyor. Bu projelerin çoğunu özel sektörün yaptığını belirten Av. Kazmaz, vahim bulduğu bu tablo için “Kamuya değil özel sektöre yararı var” diyor
Ayrıntılı bilgi için:
Av. Remzi Kazmaz remzi@kazmazhukuk.com
Tel : 0 533- 448 34 57 Kazmaz Law Office