Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Düşlerime gömün beni


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 02 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 19 Mayıs 2024, 06:03
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19812


DİDİM ÜSTÜNE DÜŞLER

Ben içinde her yaştan çocuklar taşıyan bir şairim. Bir deniz kentinin betonlara sarılmaktan ve yağmalanmaktan nasıl korktuğunu hissedebilen bir şairim üstelik… Dolayısı ile kimse bana “suya dokunmazmış / sabuna dokunmazmış / pise bak” demedi. Diyemez de...

Yaşadığımız bu kıyı kentinin de benzer korkularını biliyorum. Bu korkuların önüne geçebilmek için okudum, araştırdım, inceledim, alanında uzman insanların düşüncelerini aldım. Bunu bir yere aday olmak ve bir makama gelmek için yapmadım. Bu benim kentli olma, yurttaş olma bilincimle ilgili bir durumdu. Savunduğum ve söylediğim şeylerin yanına yanlış da olabilir ihtimalini koyan bir tutum sergiledim. Çünkü ben demokratım. Savunduğum şeylerin cahili olmamak için kendime çok emek verdim. Yurt ve dünya sorunlarıyla ilgili yaklaşımım da bundan başka bir şey değil.

Buraya gelmeden önce de yaşadığım yerlerle ilgili düşler kurardım. Ülkem için de / dünya için de… öyle ya “ne gelir elimizden insan olmaktan başka.”Dedim ya ben içinde her yaştan çocuklar taşıyan bir şairim / ne zaman kalbi kırık bir ayna görsem / kül kesilir oyuncaklarım / bir de üşürüm kentler yağmalandıkça / ateş aldıkça silahlar…” İşte ben buyum!

Yetmezmiş gibi bir sürçü lisan daha eyleyip burda kurduğum düşlere bir ek yaptım… Ne olur ayıplamayın beni. Düşbazlık işte! İleri bir insanlığın laboratuarı haline gelebileceğini düşündüm buraların. Her düşünceden, her kültürden ve her renkten bir çiçek tarlasına dönüşmüş Didim sanki dalda elmaydı. Sanki uzansak koparabilirdik. Fakat kollarımızın kısalığını hesaplayamadım… Aslında çok yenilmiş, çok yanılmış biri olduğum halde bir türlü huyumu değiştiremedim.

Didim’e yerleştiğimden beri buradaki hayatın adil, demokratik ve çağdaş değerler üzerine oturması için ve buranın bir dünya kenti olması için düşler kurmaya devam ettim. Yönetimlerin katılımcı, şeffaf ve insanların düşünce enerjilerini ortaya çıkarıp devreye sokabilecek bir yaklaşımda olması için sürekli vurgu yaptım. “Seçtim seni yönet beni” mantığıyla bulunduğu yerde tekdüze hayat sürdüren ve etliye sütlüye karışmayan insanların modern köleler olduğundan dem vurdum. Ne kadarsak, ne kadar insansak, neye layıksak, ne kadar onurluysak, bilincimiz, bilgimiz ne kadarsa bizden ancak o kadarlık bir hayat ortaya çıkar dedim. Düşlerimi ve düşüncelerimi burda ve her yerde çeşitli biçimlerde binlerce, on binerce insanla paylaştım. Doğru bir iradenin ortaya konması halinde söylediklerimin burası için bir düş olmaktan çıkacağını anlattım. Ve bu iradeden kastım; halkın yönetimlerle, yönetimlerin halkla koordineli bir ilişkisiydi. Bunda ısrar ettim.

Düşündüğüm ve düşlediğim şeyler ne miydi? İşte:

Didim’in bir yanı sanata, edebiyata ev sahipliği yapan bir dünya köyü… Her yanı, ekonominin, siyasetin ve yaşamın tartışıldığı düşünce platformları… Ortasında Öykü Evleri, Şiir Bahçeleri… Ve de ne yana dönseniz yüreğine sığmayan çocuklara, kendisini gerçekleştirmek isteyen gençlere ve yetişkinlere sunulmuş yaşam alanları… Düş düşe, baş başa vermiş geleceğe renk düşüren bir Didim halkı. Karar alma süreçlerine katılmış kendi geleceğini yapan insan toplulukları. Kültürle, sanatla, turizmle çiçeklenmiş mavinin hikmetinde bir yeşiller cenneti… Her yaştan, her cinsten ve her renkten insanın mutluyum diyebileceği Düşler Diyarı… Bir düş ülke yani! Ve de her yan vicdanın kaleleri!

Evet dediğim gibi kollarımızın kısalığını hesaplayamadım. Olsun ama ben yine düşler kurarım, işim bu çünkü. Binip Kaf Dağı’ndan atıma / yarın daha güzel olacaklar satarım / düş fiyatına… Hiç yorulmam. Baktım alıcı az, yüreklere dokunurum; mümkünler toplar, vicdanlar biriktiririm.

Ey Didimliler, size kırgınım aslında, ama sevdim de sizi… Didim’i sevdim… Suyunu, kumunu, havasını… Nasıl sevilmez ki… Hem tarih denizi, hem kültürler müzesi… Bunları size rüşvet olsun diye söylemem. Söylemiyorum! Diyeceğim o ki gidersem, benden zaten kurtulursunuz, kalırsam bir tek şey istiyorum sizden:

Öldüğümde düşlerime gömün beni.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster