Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Vatandaşın cebinden sağlığa harcadığı para 2009 yılında 8.1 milyar TL iken 2013'te 13.2 olmuş, 2014'te ise 15 milyar TL olacağı tahmin ediliyor
Kategori: Ekonomi-Çalışma Hayatı
Eklenme Tarihi: 31 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 03:45
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19546
"Tıbbi Yoksulluk Tuzağı"nın Neresindeyiz?
Aslında Türkiye'de çok uzun süredir değişen
Hükümetlere/Sağlık Bakanlarına rağmen pusulası Dünya Bankası/Dünya Ticaret
Örgütü olanların sağlık politikası değişmiyor.
Kamuoyuna yansıyan birkaç "taze" veriyi
paylaşmakta yarar var:
* Türkiye'de 11.5 milyon kişinin geliri 326 TL'den az...
* Toplam hane halkı serveti düşen 11 ülke arasında Türkiye
de yer almaktadır. Üstelik servetin düşüş oranının en yüksek olduğu ülkeler
arasında Türkiye 4. sırada.
* Credit Suisse tarafından yayınlanan Küresel Servet
Raporu’na göre, 2000 yılında Türkiye nüfusunun en varlıklı yüzde 1’lik kesimi
ülkedeki toplam servetin yüzde 38’ini alırken bu oran 2014 yılında yüzde 54’e
çıkmış.
* Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında tahakkuk eden prim
7 milyar 300 milyon civarında iken bunun ancak 350 milyon TL’si tahsil
edilebilmiş.
* Sağlık sistemi dışında kalan vatandaş olması sağlık
hakkının kullanılamadığı anlamına geliyor.
* Vatandaş sağlığı için 10 çeşit katkı payı ödüyor.
* Vatandaşın cebinden sağlığa harcadığı para 2009 yılında
8.1 milyar TL iken 2013'te 13.2 olmuş, 2014'te ise 15 milyar TL olacağı tahmin
ediliyor. (1)
Bu verilerin yanısıra bir-iki bilgiyi de hatırlatmakta yarar
var:
Gelir tespitine göre hane halkı başına geliri mevcut asgari
ücretin 1/3’nden az olanlar fakir olarak değerlendirilip bunların GSS primi
devlet tarafından karşılanıyor. Bu durumda kişi başına hane halkı aylık geliri
297 TL altında olanlar prim ödemiyor. Bir diğer ifadeyle hane halkı geliri kişi
başına 297 TL’yi aşanlar herhangi bir işte çalışmasalar dahi SGK’ya (Sosyal
Güvenlik Kurumu) prim ödemek zorundalar.
Kişilerin gelirlerine göre ödemesi gereken prim 37 ile 226
TL arasında değişiyor. Yani 297 TL aylık geliri olan 37 TL prim ödemek zorunda.
* * *
Sağlık politikası gündemli sohbet ya da toplantılarda
sıklıkla dile getirilirdi: Sağlık politikası her hükümetle her yeni Bakan'la
değişmemeli! Biz de dilimiz döndüğünce aslında Türkiye'de çok uzun süredir
değişen Hükümetlere/Sağlık Bakanlarına rağmen (pusulası Dünya Bankası/Dünya
Ticaret Örgütü olanların) sağlık politikasının değişmediğini anlatmaya
çalışırdık. Ne kadar inandırıcı, ikna edici oluyorduk ayrı ama 2002 sonundan bu
yana hükümetteki siyasi parti de Bakan'da değişmedi, dolayısıyla bu soru
azaldı. Bu kez de tutarsızlık eleştirisi yapılır oldu. Oysa dönem dönem çatışır
gibi gözüken uygulamalar gerçekte varılmak istenen hedef açısından bir sapmayı
temsil etmiyordu, etmedi de!
Lancet’de 2001 yılında yayınlanmış bir yazı Türkiye dahil
dünya ölçeğinde dayatılan/benimsenen sağlık politikasını çok güzel
tanımlıyordu:
"piyasa yönelimli uluslararası sağlık reform
akımları…(ile) ... Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından sağlık hizmeti
üretenlerin özelleştirilmesi ve kamu kurumlarında kullanıcı ödentileri (user
fees) aracılığıyla özel finansmanın arttırılması savunulmaktadır. Ayrıca kamu
hizmetlerinin yabancı yatırımcılara ve piyasalara açılmasını hedefleyen ticari
eğilimler, Dünya Ticaret Örgütü tarafından artan şekilde desteklenmektedir.
…Kamu hizmetlerini zayıflatacak bu tür girişimler ... orta
ve düşük gelirli ülkelerin kırılgan sistemleri için daha acil tehditler
oluşturmaktadır. Bu eğilimlerden ikisi; kamu hizmetleri için kullanıcı
ödentilerinin alınması ve özel hizmetler için cepten harcamalardaki artış, eğer
birlikte etki ederlerse, büyük bir yoksulluk tuzağı oluşturabilirler.
Bu politikaların etkileriyle ilgili ampirik çalışmaların
sonuçları ciddi olumsuz sonuçlara işaret etmektedir. Kamu ve özel sağlık
hizmetlerinde cepten harcamaların yükselişi aileleri yoksulluğa sürüklemekte ve
zaten yoksul olanların yoksulluğunu artırmaktadır." (2)
Toparlayarak soralım: 11.5 milyon kişinin gelirinin 326
TL'nin altında olduğu ve hane halkı gelirinin en hızlı düştüğü 4. ülke olan
Türkiye'de genel sağlık sigortası primlerinin tahsilinin 20'de birden bile daha
az olduğu, 2009'dan bu yana cepten harcamaların neredeyse iki katına (8
milyardan 15 milyara) ulaştığı göz önüne alınırsa acaba tıbbi yoksulluk tuzağının
neresindeyiz? (EB/HK)
(1) İSMMMO Türkiye'de
Sağlık Stratejileri ve Harcamalar Raporu
(2) Özetlenerek ve kısaltılarak yararlanılan yazının orijinal çevirisi için bakınız: Toplum ve Hekim Temmuz-Ağustos 2003; cilt 18, sayı 4, sayfa 273-278
Eriş Bilaloğlu
İstanbul - BİA Haber Merkezi