Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 13 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 08:31
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19400
ÖNCE KAFAMIZI KARIŞTIRACAKLAR,ONDAN SONRA...
Anlaşılan bu sıralar Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), bütün
kötülükleri anası olarak işlem görecek!..
Aydınlık'tan Mustafa Mutlu'nun kafası bayağı karışık.
Sözcü'den Emin Çölaşan neler olduğunu anlayamadım diyor. ABD, IŞİD'i hem
silahlandırıyor hem yok etmek istiyor diyenler de çoğaldı... Tezkereyi PKK ve
IŞİD'e karşı gibi görenler de var elbette!..
Halbuki, Davutoğlu: “Tezkere çözüm sürecinin garanti altına
alıyor, çözüm sürecine katkıdır” diyor...
KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, bugünlerde “Kobani” olarak
adlandırılan Halep'e bağlı Ayn el Arap'ta tampon bölge oluşturulması halinde,
açılım sürecinin biteceğini söyleyerek, “Savaş başlar, Çünkü tampon bölge bize
yöneliktir. Rojava'nın kazanımlarını ortadan kaldıran bir güçle çözüm süreci
geliştiremeyiz” ifadesini kullanmış... Bu arada “müzakere süreci”ne geçilmezse
“sivil itaatsizlik” veya “gerilla” eylemlerine geçecekleri tehdidini savurmayı
da ihmal etmemiştir!..
Bayık'ın “kazanım”olarak ifade ettiği Kobane; Suriye'nin Ayn
el Arap ilçesini Şam'dan koparıp “kanton” ilan etmektir. “Kürt koridoru” diye
tanımlanan bu yer, gerçekte petrolün güvenli bir şekilde Akdeniz'e akıtılması
için önemli geçiş noktalarından biridir...
19 ayda Irak'ta 9 bin 347 sivili öldüren, 17 bin 386 kişiyi
yaralayan ve 800 bin insanı da göçe zorlayan IŞİD'in önünde kaçacak delik
arayan PKK'nın, bu kuru sıkı tehditlerini hiçbir şekilde ciddiye almamak
gerekir.
BDP yöneticileri biraz daha temkinlidir; açılım bitti,
bitecek diye ha bire bağırıp duruyorlar...
Bu arada, Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi, “açılım”a inananlar
cephesinde şaşkınlık yaratacak şekilde; “eşbaşkanlık” uygulamasının hukuka aykırı
olduğuna karar vermiştir!..
Daha önemlisi; Şam güney sınırımızda tampona karşı değilmiş
ve IŞİD mevzilerine yapılacak hava saldırılarına da ses çıkartmayacakmış... Ama
Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat, Türkiye'nin toprakları içinde
gerçekleştireceği herhangi bir askeri operasyonun “saldırı” olarak kabul
edeceklerini açıklamıştır!..
Rusya ile İran ise, tezkereyi eleştirmişler, BM kararı
olmadan yapılacak askeri müdahaleyi “işgal” kabul edeceklerini
açıklamışlardır...
İBDA-C'nin yayın organı Adımlar dergisi, “IŞİD sen oradan
biz buradan” diyerek, Türkiye'deki geleneksel İslami çizginin yerini göstermiş,
IŞİD'e destek vermiştir...
Kılıçdaroğlu'nun uluslararası koalisyona peşin destek
açıklamasından sonra, genel başkanını açığa düşürecek şekilde Y-CHP'nin son
kararını yine Loğoğlu açıklamış: “Güvenli bölge, uçuşa yasak bölge komşuya saldırı
anlamına gelir” demiştir...
PKK lideri Öcalan'ın:“Kobani'nin düşmesi Türkiye'yi yeni bir
darbe sürecine sokacaktır. Ayrıca çözüm sürecini sonlandıracaktır” şeklindeki
tehdit mesajı da ilk defa TBMM'nden okunmuştur...
Genelkurmay Başkanı Org.Necdet Özel, daha önce PKK ile
savaşan komutanların, Ergenekon ve Balyoz davalarında sanık olarak
yargılandığını hatırlamış ve MİT'e verilen yasal zırhı askerler için de
istemiştir!..
Şantaj ve tehdidin en büyüğü ise, ABD Başkan Yardımcısı Jeo
Biden'den gelmiştir: Harvard Üniversitesi'nde verdiği konferansta; El Kaide
terör örgütü de dahil olmak üzere, Suriye'de bulunan bütün terör örgütlerinin
Türkiye'den finans desteği aldıklarını iddia etmiştir... Bölgedeki en büyük
problemin Washington'un müttefikleriyle ilgili olduğunu ileri süren Biden;
Türkiye, Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri'nin, Suriye devletine karşı
savaşacak her güce yüz milyonlarca dolar finans ve kamyonlar dolusu silah desteği
yaptıklarını dile getirerek, (1) Obama'nın beyzbol sopası yerine, bu defa
Uluslararası Ceza Mahkemesi'i göstermiştir!.. Jeo Biden gibi kurt bir
politikacının, yoğun tepkiler üzerine sözlerini geri alması ve özür mahiyetinde
açıklamalar yapmasını, diplomatik nezaket çerçevesinde değerlendirmek
gerekir!..
Yukarıdaki haberleri kim okusa elbette hiç kuşku yok ki,
kafası karışacaktır, karışması da gerekir!..
Ne olup bittiğini anlamak için biraz geriye gitmek gerekir.
O zaman büyük haritaya baktığımızda gelişmeleri kolayca analiz edebiliriz. İşe,
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nden (BOP) vazgeçip geçmediği sorusuna verilecek
yanıt ile başlamak en doğru yoldur. Dünyanın ikinci büyük petrol rezervleri
Irak'ta olduğuna göre, ABD'nin petrolü bırakıp gideceğini düşünmek biraz saflık
olur. O halde, bütün gelişmeleri; sonuçta Ortadoğu petrolleri ile doğal gazının
küresel güçlerin eline geçecek ve güvenli bir şekilde Akdeniz'e akıtılacak
şekilde değerlendirmek gerekir... Küresel güçler, enerjinin güvenli bir şekilde
akıtılması için, kendilerine göbekten bağlı, bekçibir devlete ihtiyaç
duymaktadırlar. BOP haritasında işaretlenmiş “İkinci İsrail” denen “Free
Kurdistan” bu görevi yapmak üzere düşünülmüştür. Kürtleri temsil etmek
iddiasında olan; Barzani, PKK, PYD gibi örgütler de bu plana evet diyerek
ABD'den rol istemişlerdir... Bu gerçekleri dışarıda bırakarak yapılacak olan
değerlendirmeler emperyalizmin çıkarlarına hizmet eder!..
Bu sıralar yaşanan gelişmeler, bu temel plana kısa ve uzun
vadede zarar veriyorsa o hareketler desteklenebilirler...
Aksi halde emperyalizmin bölgedeki piyonu olmak ve küresel
güçlere hizmet etmekten kurtulmak olanaksızdır!.. Elimizdeki tek ölçüt bu olmalıdır...
Küresel güçlerin desteği ile iktidara gelmiş ve
iktidarlarını sürdürebilmek için; iç hukuka göre anayasal suçlar, devletler
hukukuna göre -terör örgütlerini destekledikleri için- savaş suçları işlemek
zorunda bırakılmış iktidarların, daha sonra “milli duruş” göstererek,
emperyalist saldırılara karşı koyması beklenemez!..Tam aksine, tehdit ve
şantajla emperyalist planlarda rol almak zorunda bırakılırlar!.. Halktan güç
almayan böylesi iktidarlar,milli ordularını emperyalistlerin çıkarlarını korumak
için görev verebilirler!..
Milli orduları böyle kirli savaşları sokmak, ileride vatana
ihanet suçu kapsamında yargılamaya neden gösterilebilir... Genelkurmay Başkanı
Necdet Özel'in, MİT'in PKK terör örgütü ile müzakereleri sürdürmesine sağlanan
yasal zırhı, askerler için de istemesini bu bağlamda değerlendirmek gerekir!..
Genelkurmay Başkanı Özel'in, PKK'lı Milletvekili Gülten
Kışanak'a haddini bildiren teğmeni çağırıp kutlaması da bu aşamada oldukça
anlamlıdır... Bu kutlama, milli bir duruşu ifade etmektedir. Hükümetin baş
kesen terör örgütü IŞİD önünde tutunamayan ve Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan
PKK'lı teröristleri tezkere kapsamına alınması, biraz da TSK'nin bu
duruşundandır!..
Dolayısıyla Erdoğan'ı,(ABD'nin baskısı ile TSK'nın duruşu
arasında) iki arada bir derede kalmış gibi düşünmek pek de hatalı olmasa
gerekir… Kendisinin ve partisinin siyasi geleceği bire bir bu olaylara
bağlıdır...
IŞİD, ABD'nin BOP haritasında “Sünni Irak” olarak
belirlediği coğrafyada verilen temizlik görevini yapmıştır. Şimdi sıra bu
bölgenin IŞİD'ten temizlenmesine gelmiştir. ABD'nin bölgedeki müttefikleri
eliyle silahlandırıp eğittiği bu cinayet örgütüne verilen temizlik görevi
bittiğinde, kuşkusuz işi de bitirilecektir!.. Bunun için ABD askerleri yerine
bölgedeki Sünni Müslüman ülkelerin askerleri kullanılacaktır!.. En önemli ihraç
ürünü askeri olan Türkiye bu nedenle ayrı bir öneme sahiptir...
Emperyalistler temizlik harekatı ile bölgedeki Kürt
güçlerini de teke indireceklerdir. Barzani, Talabani, PKK ve PYD'nin bir
şekilde birbirine düşürülmesi ve sonuçta muhatap olarak bir tekinin kalması
arzulanan bir durumdur. Aksi halde, bu bölgede savaşı bitirmek ve enerjinin
akış güvenliğini sağlamak mümkün olamayacaktır!.. Sürekli savaş hali de küresel
güçlerin işine gelmez. Bu yüzden ABD Kongresi 3 yıllık bir savaş süresi
öngörmüştür!..
Emperyalistler, aynı zamanda üç yıl süreceğini öngördükleri
bu savaş sırasında, dünyanın değişik Müslüman ülkesinden gelecek olan ve en çok
korktukları kafa kesen IŞİD gibi “radikal” İslamcı gruplardan da kurtulmuş
olacaklardır... Türklere özgü bir söyleyişle ifade edersek; “İti ite kırdırma”
işini de bitireceklerdir!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,Esat'ı düşürme inadı, onu yeni bir
“Parsadan olayı”ile karşı karşıya bırakmış olabilir mi? Jeo
Biden'in,Türkiye'nin terör örgütlerine finansal destek verdiği açıklamasını,
Erdoğan'ın sıcağı sıcağına; “Biz hiçbir terör örgütüne destek vermedik” diyerek
inkar edip yalanlaması, akla bu olasılığı getiriyor... Bu noktada, Erdoğan'ın
“terör örgütü” vurgusu yapması da son derece önemlidir. IŞİD'e terör örgütü mü
dedi, yoksa IŞİD terör örgütü değildir mi demek istedi, pek
anlaşılamamıştır!..Biden'ın özür dilemesinin ise hiç bir anlamı
bulunmamaktadır!..
Dünya Ekonomik Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Suriye'den gelen sığınmacılar için harcanan paranın 4,5 milyar dolar olduğunu
söyledi. Aynı toplantıda konuşan Başbakan Davutoğlu ise 3,5 milyar dolar
harcandığını söyleyerek (2) Erdoğan'ı yalanladı!.. Sığınmacılara ne kadar
yardım yapıldığının elbette tutulmuş kayıtları vardır.Fakat Başbakanın örtülü
ödenekten kime ne kadar para verildiğinin hesabını sorma olanağı
bulunmamaktadır. Bu yüzden, fark olarak gözüken 1 milyar doların, terör
örgütlerine “finansal destek” olarak kullanılıp kullanılmadığını bir tek
Erdoğan açıklayabilir!.. Buna rağmen, Jeo Biden, kendinden bu kadar emin nasıl
konuşabiliyor anlamak mümkün değildir!.. Bu kefere, o kadar mı içimize sızmıştır?!..
Yok daha neler...
Diyarbakır'da bulunan hava üssünden kalkan savaş uçakları,
Suriye sınırı boyunca keşif uçuşları yapıyor ve havan mermilerinin geldiği
noktalara bomba yağdırıyorlar. Bu demektir ki, Türkiye resmen bu kirli savaşın
içindedir! Koca bir ülkeyi, kendisine ait olmayan bir savaşa sokmak, bu kadar
basittir işte! Nasılsa karşı tarafta yabancı ajanlar cirit atıyorlar. Bize
doğru bir iki füze veya bir kaç havan mermisi attılar mı, savaşın
içerisindeyiz!.. Bu son tümce size de bir şey anımsattı mı acaba?..
1 Mart 2003 tarihinde reddedilen tezkereye inat, 11 yıl
sonra bu defa sınırlarımızı korumak üzere yabancı askerlerin topraklarımıza
çağrılmasına izin veren bir tezkere TBMM'nden geçti. 4 Temmuz 2003 günü
Süleymaniye'de askerlerimizin başına geçirilen çuval ise henüz çıkarılmış
değil!..
DİPNOTLAR:
http://sozcu.com.tr/2014/gundem/turkiye-iside-destek-verdi-ama-simdi-pisman-615534/
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/234-oktayyildirim/53257-oktay-yildirim-stratejik-derinlik.html
Av.Cemil Can - cc1402c@gmail.com