Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 12 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 18:42
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19391
BATAKLIK
İngilizlerin çok bilinen bir stratejisi vardır. Ya sorunu istediği gibi kendi çıkarına çözer, ya da sorunu çözemez ise yeni sorunlar eker.
Gelecekte o yeni sorunlar üzerinden çıkar elde etmeye çalışır.
I.Paylaşım Savaşı ile İngiltere Ortadoğu enerji kaynaklarına egemen olmak istemiştir. Almanya ile mücadelesinin temelinde bu egemenlik mücadelesi vardır.
Paylaşım Savaşını kazanan İngiltere liderliğindeki devletler, Sevr ile bölgeyi paylaşmaya kalktılar. Sevr planını ise Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bozduk!
Lozan Anlaşması bunun göstergesidir…
Türkiye Cumhuriyetine olan öfkede buradan kaynaklanmaktadır…
Orta Doğu’da istediği sonucu alamayan İngiltere, bölgeyi sorunlu hale getirmeyi başarmıştır. Cetvelle çizilen sınırlar, kurdurulan devletler ve tohumu ekilen sorunlar bu duruma işarettir.
1948 yılında İngiltere desteğinde İsrail Devletinin kurdurulması da aynı planın parçasıdır.
Bir gelecek hesabının varlığına işarettir.
Soğuk savaş süreci ile iki kutuplu dünyada, bölgenin enerji kaynakları yeni mücadelelere neden oldu.
Arap-İsrail savaşları, Baascı yönetimler bu sürecin göstergeleridir.
Saddam yönetimindeki Irak’ın Kuveyt’i işgali,
İran- Irak savaşı,
Körfez harekâtı ve çekiç güç uygulaması,
PKK yapılanması ve 1983 den bugüne süren terör tehdidi,
Irak’ın Kuzeyinde devlet yapılanmasının gerçekleştirilmesi,
Irak merkezi hükümetinde yaşanan karmaşa, Şii ve Sünni gerginlikleri,
Esat politikaları, ÖSO oluşumu, IŞİD ve faaliyetleri…
Ve diğer pek çok olay bölgenin yıllardır istikrarsız kalması amaçlıdır. Bölgeyi karıştırmak ve bulanık suda balık avlamak amaçlıdır.
Büyük Ortadoğu projesi (BOP) içinde aynı değerlendirme yapılabilir. Enerji kaynaklarına sahip olması Arap ülkelerinin başının beladan kurtaramamasına nedendir!
Orta doğunun her zaman bir bataklık olmasının nedenidir.
Aktörler değişir, ülkeler değişir ama manzara değişmez… Bu bataklıkta da her zaman yeni sivrisinekler üretilir!
ÖSO ile başlayan ve IŞİD ile devam eden dönemde, bu bataklıkta yeni sivrisineklerin ürediğine(üretildiğine) işarettir.
Şimdi o bataklığa bizi de çekmek istiyorlar.
Bölge iyice karışsın ki, bulanık suda balık avlayalım istiyor enerji kaynaklarına göz dikenler!
Kendileri havadan, bizim askerlerde karadan girsin istiyorlar…
Bizim başkomutan ve “stratejik derinlik” ustası başbakan, bu işe dünden razı olacak, koşulları ise hedefe Suriye lideri Esat’ı devirmek konulursa…
Küresel güç, ‘yok olmaz’ diyor.
Bize Ayn-El Arap (Kobene) kentini işaret ediyor.
Biz, “güvenli bölge” diyoruz. O ‘olmaz’ diyor.
İmralı işaret ediyor, HDP lideri Demirtaş dillendiriyor sokaklar hareketleniyor. Adeta bir “sivil isyan” tatbikatı ile emir-komuta testi yapılıyor!
Sonra da işareti veren, Demirtaş ile watsap üzerinden haberleşerek “evlerinize dönün, sokakları boşaltın” çağrısında bulunuyor!!!
Biz de öğreniyoruz ki bataklığın eskilerinden, şimdinin İmralı sakininde cep telefonu da var!
Hatta “açılım” sorumlusu bakan Yalçın Akdoğan, kendisini ziyaret eden HDP’li vekil Pervin Buldan ile görüşme sırasında da, telefonla İmralı bağlantısı kurulduğu söylenmektedir…
Geldiğimiz nokta ilginç.
Sürüklenmek istediğimiz bataklık ise düşündürücüdür.
O bataklıkta bizi patinaja zorluyorlar.
Her patinaj bizi daha da bataklığın içine çeker. Stratejik alan olan Orta Doğu’nun derinliklerinde boğulmak, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak var…
Sevr yerine Lozan ile nefes almışken yeniden Sevr tehlikesi de var!
“Sivil tatbikat” aslında bir uyarı idi…
Bataklığa çekildiğimiz an devreye ana plan girecektir. “Açılım”, “çözüm” derken; çok açıldık boğulma riskimiz var ve çözülme tehlikesi ile de karşı karşıyayız.
Bu bataklığa ve çok cepheli küresel siyaset oyunlarına karşı uyanık olmak durumundayız. “stratejik derinlik” amaçlı politikaların tam bir sığlık olduğu ortadadır.
Evdeki hesabın çarşıya her zaman uymadığını da unutmayalım…