Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: 5 Ekim,Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir. 1994'ten bu yana her yıl, 5 Ekim'de yüzden fazla ülkede Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 06 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 28 Nisan 2024, 17:26
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19326
5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
5 Ekim,Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü
UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir.
1994’ten bu yana her yıl, 5 Ekim’de yüzden fazla ülkede Dünya Öğretmenler Günü
olarak kutlanmaktadır.
Dünya Öğretmenler Günü’nün geçmişi, uluslararası öğretmen örgütlerinin
katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından “Öğretmenlerin
Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”nın alınmasında yatmaktadır. Tüm dünya
öğretmenleri için önemli olan tarihi kararla öğretmenlerin toplumsal statüsüne
yönelik önemli bir adım olmuştur. Öğretmenlerin sadece okul içinde değil,
toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi, uluslararası
düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan ve durumlarını tüm
ayrıntıları ile düzenleyen kararın yıldönümü olması nedeniyle 5 Ekim tarihinin
ayrı bir önemi vardır.
“Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı”, öğretmenlerin
konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlayan, bu
anlamıyla uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği
taşımaktadır. 145 paragraftan oluşan belge, öğretmenlik mesleğinde işe alınma,
işe alınmada seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki
öğretmenlerin meslek sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları,
disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlık gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca
ücret, çalışma süreleri ve koşulları, özel izinler, araştırma izinleri, tatil,
eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak
bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili özel düzenlemeler,
aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal
güvenlik ve emeklilik gibi konular da bu belge kapsamındadır.
“Tavsiye Kararı”, Türkiye tarafından da kabul edilen ve
altına imza atılan bir belge olmasına rağmen atmış olduğu bu imza ile yukarıda
belirtilen konulardaki yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. O tarihten bugüne
kadar geçen zaman dilimine bakıldığında öğretmenlerin ve diğer eğitim ve bilim
emekçilerinin sorunlarını çözmek bir yana daha da arttıran adımlar atılmıştır.
Ülkemizde eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi
olan öğretmenler 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü, bu yıl da diğer ülkelerdeki meslektaşlarına
kıyasla daha mutsuz karşılamaktadır. Türkiye’deki öğretmenlerin toplumsal
statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları geçtiğimiz yıllar içinde sürekli
gerilemiştir. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, siyasi kadrolaşma,
4+4+4 sonrası yaşanan okul dönüşümleri, özür grubu atamalarında yaşanan
sorunlar, eğitim yöneticilerinin sendikal-siyasal referanslara göre
belirlenmesi, eğitimin dini kurallara göre “tek din, tek mezhep” anlayışına
uygun olarak düzenlenmesi gibi olumsuzluklar, yaşanan sorunları daha da
arttırmıştır.
Sorunların çözüm üretileceği yerde her yıl katlanarak
büyümesi tüm eğitim emekçilerini olumsuz etkilemektedir. Öğretmenler yoksulluk
sınırının altında, memur ve hizmetliler açlık sınırında maaş almaktadırlar.
2014 yılında Memur Sen ile Hükümet arasında imzalanan ihanet sözleşmesi
nedeniyle enflasyon farkının ödenmeyecek olması, son olarak elektrik ve
doğalgaza yapılan yüzde 9’luk zamla birlikte yaşanan yoksullaşma süreci diğer
kamu emekçileri gibi eğitim emekçilerini de olumsuz etkilemektedir.
*Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmış,nitelikli öğretmen
yetiştirme politikaları terk edilmiştir;
*Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok
çalışan, en az kazanan öğretmenler arasındaki yerini korumaktadır;
*Öğretmenler, sık sık değişen eğitim politikalarının ve
siyasal iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin mağduru olmuştur;
*Eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında sayısız mağduriyet
yaşanmış, özellikle okul dönüşümleri sürecinde çok sayıda öğretmen tıpkı
öğrenciler gibi başka okullara fiilen sürgün edilmiştir.
*Türkiye’de öğretmenlerin büyük bölümü geçinebilmek için ek
iş yapmak zorunda bırakıldı;
*Öğretmen açıkları gün geçtikçe artmakta, açıklar “ücretli
öğretmenlik” uygulaması ile kapatılırken,
güvencesiz istihdam edilen ücretli öğretmenler 800-1000 TL’ye
çalıştırılmaktadır.
*300 bini aşkın işsiz öğretmen atama beklemektedir. Bugüne
kadar ataması yapılmayan 40’ı aşkın işsiz öğretmen intihar etmiştir;
*Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara
katıldıkları için her yıl çok sayıda Eğitim Sen’li öğretmen soruşturma
geçirmekte, sürgün edilmekte ve çeşitli şekillerde cezalandırılmaktadır.
Öğretmenlik mesleği ve mesleki idealleri özellikle son
yıllarda ciddi bir itibarsızlaştırma ile karşı karşıyadır. Türkiye’de
öğretmenlere yoksulluk sınırının çok altında ücret ödenmesinin, diğer eğitim
emekçilerinin açlık sınırında yaşamaya mahkum edilmesinin sorumluları, eğitimin
ve eğitim emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek yerine, sürekli yeni sorunlar
üretenlerdir. Yüz binlerce eğitim emekçisini açlığın ve yoksulluğun kıskacına
alan, mesleğine karşı küstüren bu sisteme karşı, bilimsel, demokratik,
nitelikli bir eğitim yaratmak için, tüm eğitim emekçilerini ekonomik ve sosyal
açıdan doyuran bir alternatif yaratılmadığı sürece, yaşanan sorunların devam
etmesi kaçınılmazdır. Öğretmenlerimize, hizmetli ve memurlara, üniversitelerde
görev yapan akademisyenler ve diğer üniversite personeline insanca
yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları
yaratılmalıdır. Bunun için de başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük
hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmelidir.
Özellikle AKP iktidarı döneminde artan öğretmenlik
mesleğinin itibarsızlaştırılması yönündeki söylem ve uygulamalara son
verilmelidir. Kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden
kazanılması için, öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarının uluslararası
standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin
ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, bizler için klasik anlamda
sadece “kutlanan” bir gün olmaktan çok, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin
uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi bir
gündür. İçinde bulunduğumuz bütün
olumsuz koşullara rağmen Türkiye’de eğitim ve bilim emekçilerine sistem
tarafından dayatılan politikalara mahkum değiliz. Eğitim sisteminden kaynaklanan
sorunları, ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarımızı ancak tek tek işyerlerinde
örgütlü mücadele içinde birleşerek çözebilir, alternatif bir eğitim sisteminin
oluşturulmasına katkı sağlayabiliriz.
Eğitim Sen olarak, dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, tüm öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.
GİRESUN EĞİTİM SEN ŞUBE YÜRÜTME KURULU