Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: TSK'nın yurt dışına gönderilmesi için hükümete izin verilmesini içeren başbakanlık tezkeresi 298 oy ile kabul edildi
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 03 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 04:33
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19299
Tezkere kabul edildi
Irak ve Suriye'den Türkiye'ye yönelik terör tehdidine karşı
TSK'nın yurt dışına gönderilmesi için hükümete izin verilmesini içeren
başbakanlık tezkeresi 298 oy ile kabul edildi.
Meclis Genel Kurulu, birleştirilen Suriye ve Irak
tezkerelerini oylamak üzere TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı
başkanlığında toplandı. 3 dakika süren elektronik oylamanın ardından 98 ret oyu
alan 'Tezkere' 298 oyla Meclis'ten geçti.
Tezkere'nin kabuln edilmesinin ardından ilk açıklama Milli
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Yılmaz "Tezkere, çözüm sürecini olumsuz
etkilemez" dedi.
AK PARTİ ADINA EMRULLAH İŞLER KONUŞTU
Tezkere oylaması öncesi partiler adına vekiller konuşma yaptı.
AK Parti adına konuşan Emrullah İşler, güvenli bölgenin şart
olduğunu söyledi. İşler "IŞİD'in Süleyman Şah Karakolu bölgesindeki
mevcudiyeti kaygılarımızı artırmaktadır. Türk anavatanının ayrılmaz bir parçası
olan Süleyman Şah karakolunu savunmak Türkiye'nin asli görevidir" dedi.
İşler, "IŞİD cinayetlerine seyirci kalmak kutsal değerlere inananlar için
de kabul edilemez bir durumdur. IŞİD ilk günden itibaren Türkmen kardeşlerimizi
hedef almıştır. Türkmenler 10 asırdır yaşamakta oldukları bölgelerden kaçmak zorunda
kalmışlardır. Bu saldırılar bugüne kadar Türkmen kardeşlerimiz arasında olmayan
Şii-Sünni tartışması riskini de getirmektedir" diye konuştu.
İşler, Suriye'deki kaosun sorumlusunun Suriye rejimi
olduğunu belirterek şunları söyledi: Ülkemiz başından beri vardığı nokta
konusuna gerekli uyarıları yapıp adımları atmıştır. Suriye'deki sorunun yegane
sorumlusu rejimdir. Gelişmeler karşısında topraklarımızI ve halkımızI korumak
görevimizdir. Suriye rejimi, terör örgütleriyle işbirliği yapmaktan çekinmemiştir.
Türk anavatının ayrılmaz bir parçası olan Süleyman şah türbesini korumak, asli
görevimizdir. IŞİD ve Suriye rejimiyle mücadelede güvenli alan şart.
Ülke olarak Irak'ın toprak bütünlüğünün dış siyasetimizin
politikası olduğunu vurguladık defalarca. Terörü ortadan kaldırmak için onu
ortaya çıkartan sebepleri ortadan kaldırmak gereklidir. Çözümün siyasi içerikli
olması gereklidir. Ülkemiz, giderek bölge ülkelerinde kaynaklanan risk ve
tehditleri daha fazla hisseden ülkedir. gerekli tedbirlerin sürdürülmesi ve
çıkarlarımızı korumaya yönelik olan bu tezkerenin lehinde olduğumuz
belirtirim.Bizim telkinlerimizi uymayan Irak ve Suriye'nin geldiği noktayı
birlikte görüyoruz. Demokrasi ve insan haklarından yana olduğumuz hep söyledik.
Biz maceraperest olsaydık uçağımız düştüğünde hemen harekete
geçerdik.
LOĞOĞLU: GÜVENLİ BÖLGE KOMŞUYA SALDIRIDIR
CHP adına konuşan Faruk Loğoğlu, "Güvenli bölge uçuşa
yasak bölge komşuya saldırı anlamına gelir" dedi.Loğoğlu, şunları ifade
etti: Bu tezkere başı sonu olmayan, muğlak ve amacı olmayan bir tezkeredir.
Hükümetin aklına gelen her şeyi içine koyduğu tutarsızlıktan yoksun bir torba
tezkere hazırlanmış.
Hükümetin derdinin IŞİD olmadığı bellidir. Tezkerede bir
defa IŞİD kelimesi kullanılırken Suriye rejimi kelimesi defalarca
kullanılmıştır.
Süleyman Şah türbesine yönelik saldırının gerekçe olarak
gösterilmesi tezkerede, saçmalıktır. Tezkere, askerlerimizi savaş sahalarına
sürülecektir.
TSK, birilerininm uçusa yasaklı ve güvenli fantezilerinin
aleti olmamalı. Oluşturulacak bu bölgeler Türkiye için bir tehdit
oluşturacaktır.
Bu tezkere kabul edilirse Türkiye, bölgenin korsan devleti
olur. CHP,IŞİD'le mücadeleye destek vermektedir. IŞİD'in Türkiye'deki can
damarları kesilmelidir.
Sizi mehmetçiği
bataklığa itmemeye çağırıyorum. Çocuklarınızın geleceğini düşünmeye
itiyorum."
MHP 'EVET' DİYECEK,ŞANDIR BU SORUYU SORDU
MHP adına kürsüye çıkan grup başkanvekili Mehmet Şandır,
tezkereye desteğin partisinin milli hassasiyetlerinden kaynaklandığını
belirterek şunları söyledi. "Milli hassasiyetlerimizinden kaynaklanır
tezkerelere verdiğimiz destek. Ülkemizde bir saldırı ihtimali varsa buna karşı
koymak bir savunma politikasıdır.Bu tezkere çözüm sürecinin bir çözülme süreci
olduğu ve Ortadoğu'nun yanlış okunduğunun göstergesidir. Elinizi vicdanınıza
koyun. Bölgede bu problemlerin yaşanabileceğini öngöremediniz. Bu tezkereyle bu
öngörüsüzlüğü kabul etmeniz gerekir.Barzani ile kucaklaştınız. İmralı'da kapalı
kapılar ardında görüşmeler yaptınız. Avrupalı dostlarınıza PKK ile destek vermediği
için sitem ediyorsunuz.Suriye bir zalimin saldırılarıyla tahrip edildi
maalesef. Sizi müslümanlar affetmeyecek. Müslümanalara yapılanları ne çabuk
unuttunuz.Biz de Ortdaoğu ülkelerinin demokratikleşmesini istiyoruz. Ama dış
mihrakların müdahalesi kaos getirir. Ortadoğu gerçeğini dikkate almadınız.
Suriye'de yaşanan savaş, uluslararası bir soruna dönüşmüş olmanın yanısıra
Türkiye için bir tehdit olmuştur.Yabancı silahlı kuvvetler derken neyi
kastediyorsunuz? Ümit ederim ki bunun cevabı verilecektir. Irak ve Suriye'nin
toprak bütünlüğü bize göre vazgeçilmezdir."
"HEMEN ADIM BEKLEMEYİN"
Bu arada Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, kuliste bir
gazetecinin "Tezkereden sonra hükümetin atacağı ilk adım ne olacak?"
sorusuna, "Tezkereden sonra hemen bir adım beklemeyin" karşılığını
verdi.
HDP'Lİ ZOZANİ: TÜRKİYE BU VAHŞET ÖRGÜTÜNÜN PALAZLANMASINDA
PAY SAHİBİDİR
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Adil
Zozani, TBMM Genel Kurulu'nda Irak ve Suriye tezkerelerinin görüşülmeye
başlamasından önce bir konuşma yaptı. Türkiye'nin bu çetenin palazlanmasında
pay sahibi olduğunu savunan Zozani, "Tezkereyle tekrar bunların bir süre
daha devam etmesini mi sağlamaya çalışacaksınız? Orada bir insanlık kıyımı var.
İnsanlar güpegündüz evlerinde katlediliyor.Bu tezkereyle bir şey daha
yapıyorsunuz: Kendini savunan, meşru savunma hâlinde olan insanlar ile sivil
halk ile IŞİD çetelerini bir tutan bir tezkereyi karşımıza çıkarıyorsunuz.
Kobani halkını IŞİD çeteleriyle, bu insanlık düşmanı vahşet çetesiyle bir tutan
bir tutumu ortaya koyuyorsunuz. Sonra da çıkıp diyorsunuz ki: "Efendim, ya
tezkereye evet diyeceksiniz ya da IŞİD çeteleriyle dirsek teması içerisinde
olduğunuzu ifade etmiş olacağız." Yok öyle bir yağma.Sizin üzerine atılı
ve tespit edilmiş, sabit olan suçu başkasına yamayamayacaksınız. Çıplak
gerçeklik ortadadır. Türkiye, bu çetenin, bu vahşet örgütünün palazlanmasında
pay sahibidir ve günahını ortadan kaldırması için yapabileceği şey bu
değildir" dedi.
BAHÇEKAPILI : DİL SÜRÇMESİ OLDU, ÖZÜR DİLERİM
Gündem dışı konuşmaların ardından Suriye ve Irak'taki tehdit
ve riskler nedeniyle yurt dışına asker gönderilmesine izin verilmesine dair
Başbakanlık Tezkere okundu. Bu sırada HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani
ayağa kalkarak, tezkerenin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve geri çekilmesini
istedi. Bunun Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, "Tezkere Meclis
Başkanlığı'na geldi, gelen kağıtlarda yayınlandı, işleme alındı ve sunuşlarda
yer aldı. Biraz sonra görüşmeye geçeceğiz, oylanacak ve Genel Kurulca kabul
edilecek. Divan olarak böyle bir yetkim yok. Talebinize olumlu yanıt verme
yetkim yok" dedi. Bu sözlere bazı milletvekilleri 'Kabul edileceğini
nereden biliyorsunuz' diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Bahçekapılı, “Kabul
edilecek veya edilmeyecek. Dil sürçmesi oldu, özür dilerim. Ne Meclis
Başkanlığı'nın ne de benim böyle bir yetkim yok" karşılığını verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Refik
Eryılmaz,Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda bir konuşma
yaptı. Sınır güvenliği ile ilgili söz isteyerek konuşan Eryılmaz, Hükümetin üç
buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de savaşan gruplara destek verdiğini savunarak
"Hükûmet "Suriye yönetimini devireceğim." diye üç buçuk yıldır
IŞİD dâhil Suriye'de savaşan radikal, köktenci, selefi gruplara silah dâhil her
türlü lojistik desteği sağladığını, koruyup kolladığını, çatışmalarda yaralanan
militanları devlet hastanelerimizde tedavi ettirdiğini, beş yıldızlı otellerde
ağırladıklarını çok iyi biliyoruz. Şimdi bütün bu iş birliği ve dayanışma
ortada iken, Hükûmet çıkmış sözüm ona "Suriye'de IŞİD'le mücadele
edeceğim." diye önümüze teskereyi getiriyor. Adana'da ve Reyhanlı'da
durdurulan tırlarda Suriye'de savaşan gruplara nasıl füze ve bombaların
gönderildiğine ilişkin hazırlanan iddianamede bununla ilgili mahkeme kayıtlarını
inceleyen oldu mu?" dedi.
"IŞİD DAHİL SURİYE'DE MÜCADELE EDEN SİLAHLI MUHALİF
GRUPLARA DESTEK VEREN AKP HÜKÜMETİDİR"
Tezkerenin kabulü ile geri dönüşü mümkün olmayan bir yola
girileceğini söyleyen Eryılmaz, "Birazdan terör gruplarına karşı mücadele
etme adı altında Suriye ve Irak'a asker göndermek dâhil, bunları da içeren bir
tezkereyi oylayacağız. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bu tezkerenin
kabulü ve askerlerimizin Suriye ya da Irak'a gönderilmesi hâlinde telafisi ve
geri dönüşü mümkün olmayan bir yola girileceğini burada ifade etmek istiyorum.
Küresel güçler bu tezkereyle Büyük Ortadoğu Projesi'nin Türkiye ayağını
gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Türkiye'yi karıştırmak ve bölmek isteyen bu
güçler Türk ordusunu bir şekilde Orta Doğu bataklığına çekmeye çalışmaktadır.
Bu tezkerenin kabulüyle birlikte Türkiye'nin birtakım provokatif eylemlere de
maruz kalabileceği konusunda Hükûmeti uyarmak istiyoruz. Başbakan Davutoğlu,
CHP'nin tezkereye ret oyu vermesi hâlinde IŞİD'e destek veren bir parti
konumuna düşeceğini buyurmuştur. Hani bir söz vardır: Dinime küfreden Müslüman olsa.
Davutoğlu'nun bu açıklamasını biz hiçbir şekilde ciddiye almıyoruz çünkü üç
buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de mücadele eden bütün silahlı muhalif gruplara
açıkça destek veren bugünkü AKP Hükûmetidir" ifadelerini kullandı.
"SURİYE'DE VE IRAK'TA İŞLENEN SUÇ VE GÜNAHLARA ASLA
ALET OLMAYACAĞIZ"
Hükümetin üç buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de savaşan
radikal, köktenci, selefi gruplara destek sağladığını savunan Eryılmaz,
"Davutoğlu'nun bu açıklamasını biz âcizliğin ve tükenmişliğin bir dışa
vurumu olarak değerlendiriyoruz. AKP Hükûmeti özellikle son üç buçuk yılda
uyguladığı yanlış dış politikanın günahlarına ve yanlışlarına Cumhuriyet Halk
Partisini ortak etmenin çabası içindedir. Biz, bu kirli politikalara, Suriye'de
ve Irak'ta işlenen suç ve günahlara asla alet olmayacağız. Hükûmet "Suriye
yönetimini devireceğim." diye üç buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de savaşan
radikal, köktenci, selefi gruplara silah dâhil her türlü lojistik desteği
sağladığını, koruyup kolladığını, çatışmalarda yaralanan militanları devlet
hastanelerimizde tedavi ettirdiğini, beş yıldızlı otellerde ağırladıklarını çok
iyi biliyoruz. Şimdi bütün bu iş birliği ve dayanışma ortada iken, Hükûmet
çıkmış sözüm ona "Suriye'de IŞİD'le mücadele edeceğim." diye önümüze
teskereyi getiriyor. Adana'da ve Reyhanlı'da durdurulan tırlarda Suriye'de
savaşan gruplara nasıl füze ve bombaların gönderildiğine ilişkin hazırlanan
iddianamede bununla ilgili mahkeme kayıtlarını inceleyen oldu mu? Bize şunu
söylüyorlar: "Hükûmetin Suriye'de mücadele veren ya da savaşan terör
gruplarına destek verdiğine ilişkin elinizde belge var mı?" diyorlar, biz
de "var" diyoruz. Bu belgelerin tamamı da resmîdir. Gidin Reyhanlı'da
ve Adana'da durdurulan tırlarla ilgili hazırlanan iddianamede ilgili
tarafların, şoförün ve diğer tanıkların beyanlarını bir okuyun. Orada bu
tırlarda füzelerin taşındığı açıkça mahkeme kayıtlarına girmiştir" diye
konuştu.
"GELDİĞİMİZ NOKTADA TÜRKİYE ÇOK CİDDİ BİR TERÖR
TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA"
CHP'li Refik
Eryılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdi, bu, sadece mahkeme
kayıtlarına girmedi. Hatay Valisi, şu anda Emniyet Genel Müdürü yaptığınız
Celalettin Lekesiz'in İçişleri Bakanlığına göndermiş olduğu bir rapor var. Bu
rapor basına yansıdı ama bu raporu bugüne kadar ne Sayın Valimiz ne hiçbir hükûmet
yetkilisi reddetmedi. Bu raporda IŞİD'in bölgemizi ve ülkemizi nasıl açıkça
kullandığını, nasıl organize olduğunu hangi sınırımızdan hangi köyümüzden giriş
yaptığını ve ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu raporunda açıkça ifade
etmiştir. Biz bunları söylediğimizde bizi Baas'çı ilan ettiler. Oysa geldiğimiz
noktada Türkiye'nin çok ciddi bir terör tehdidiyle karşı karşıya kaldığını
ifade etmek istiyorum"
HAMZAÇEBİ: TEZKEREDE IŞİD SADECE BİR YERDE GEÇİYOR AMA DÜNYADA
IŞİD TERÖRÜNDEN BAHSEDİLİYOR
CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, TBMM Genel
Kurulu'nda Irak ve Suriye tezkerelerinin görüşülmesine başlanmadan önce bir
konuşma yaptı. Hamzaçebi, " Tezkerede IŞİD sadece bir yerde geçiyor. Bir
yerde bir kelimeyle PKK geçiyor, bir kelimeyle de IŞİD geçiyor. Sokağa çıkalım,
bütün dünyayı dolaşalım, televizyonlara bakalım, her yerde IŞİD teröründen
bahsediliyor. IŞİD'in kafa kesen, vahşi, insanlık dışı uygulamalarından herkes
rahatsız, bütün kamuoyu rahatsız. Buna gerçekten "Dur." demek gerekiyor.
Türkiye'nin uluslararası koalisyonda yer alarak IŞİD'in bu terörüne son vermesi
lazım, bertaraf etmesi lazım" dedi.
"ŞAM YÖNETİMİNİN GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMASI ERDOĞAN'IN
VE DAVUTOĞLU'NUN HEDEFİDİR"
Hamzaçebi, "Şunu ifade etmeliyim ki Türkiye'nin
komşularıyla, özellikle de Suriye'yle yaşamış olduğu sorunlarda,
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin yürütmekte olduğu "Komşularla sıfır
sorun" politikasının çok büyük rolü vardır. Maalesef, bu politika
Türkiye'yi bugün komşusuz bırakmıştır ve dış politikada bir açmazın içine
sürüklemiştir. Dış politikada, Avrupa Birliğine tam üye, demokratik ve
özgürlükçü bir Türkiye hedefi yerine, mezhepsel bir anlayışla İslam dünyasının
liderliğine oynama ve bu anlayış çerçevesinde komşu ülkelerin yönetimlerine
müdahale etme, onları devirme çabası, Türkiye'yi çok büyük sorunların içine
sokmuştur. Bugün görüşeceğimiz tezkerenin gerisinde yatan temel neden budur.
AKP'nin komşu ülkelere, Suriye'ye yönelik olarak bu ülkenin yönetimine müdahale
etme, onu devirme çabasıdır. Bunu dün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın bu
kürsüden Başbakan sıfatıyla yaptığı konuşmada kullanmış olduğu bir cümle çok
açık bir şekilde ortaya koymuştur. Erdoğan'ın dün kullandığı cümle şudur:
"Şam yönetiminin derhâl uzaklaştırılması önceliğimiz olmaya devam
edecektir." Tezkerenin özeti buradadır. Şam yönetiminin derhâl görevden
uzaklaştırılması Erdoğan'ın ve Davutoğlu'nun öncelikli hedefidir. Hiç kimse
başka bir şey aramasın. Tezkere metni burada" dedi.
"TEZKEREDE IŞİD SADECE BİR YERDE GEÇİYOR"
Hamzaçebi, "2007
yılından bu yana her yıl Irak'ın için getirilen bir tezkere vardır burada, her
seferinde yenilendi; 2012 yılından bu yana da Suriye ile ilgili gelen bir
tezkere vardır, 2013'te yenilendi, şimdi iki tezkere birleştirildi, her iki
ülkeden Türkiye'ye yönelen tehdit aynıdır gerekçesiyle birleştirildi ve tek bir
metne dönüştürüldü. Tezkere metni burada. Toplam 12 paragraftan oluşuyor. İlk 2
paragraf genel değerlendirme, son paragraf Türkiye Büyük Millet Meclisinden
istenen yetkiyi tarif ediyor. Geri kalan 9 paragrafın 1 paragrafı Irak'ın
toprak bütünlüğüne vurgu yapıyor, Irak'ın toprak bütünlüğü, onun millî
birliğinin korunması, istikranın korunması Türkiye'nin öncelikli hedefidir
değerlendirilmesi yapılıyor. Kalan 8 paragrafın 7'sinde Suriye'deki Esad rejimi
eleştiriliyor. Hedef Esad, Esad yönetimi. Esad'la Cumhuriyet Halk Partisinin
bir alıp veremediği yok. Esad, demokratik olmayan, halkına baskı uygulayan,
zulüm uygulayan bir devlet başkanıdır. Tezkerede IŞİD sadece bir yerde geçiyor.
Bir yerde bir kelimeyle PKK geçiyor, bir kelimeyle de IŞİD geçiyor. Sokağa
çıkalım, bütün dünyayı dolaşalım, televizyonlara bakalım, her yerde IŞİD
teröründen bahsediliyor. IŞİD'in kafa kesen, vahşi, insanlık dışı
uygulamalarından herkes rahatsız, bütün kamuoyu rahatsız. Buna gerçekten
"Dur." demek gerekiyor. Türkiye'nin uluslararası koalisyonda yer
alarak IŞİD'in bu terörüne son vermesi lazım, bertaraf etmesi lazım. Modern
dünyadaki bu koalisyonda elbette Türkiye Cumhuriyeti de yer almak zorundadır
ama Sayın Erdoğan'ın dün ifade ettiği "Şam yönetiminin derhal
uzaklaştırılması bizim öncelikli hedefimizdir." cümlesi doğrultusunda
hazırlanmış olan bu tezkere IŞİD'le mücadeleyi değil, emperyal yayılmacı
hedeflerle, Suriye'de Türkiye'nin işgalci bir politikasının olacağını bize
anlatmaktadır. Bunun gerçeği budur. Hiç kimse başka bir şey aramasın değerli
arkadaşlar" diye konuştu.
"HAYATINI KAYBEDENLER İÇİN GIYABİ CENAZE NAMAZLARI
KILINMAKTADIR"
Hamzaçebi, "IŞİD neden bu duruma geldi? Türkiye
Suriye'nin iç işlerine müdahale etmiştir, Suriye'de açıkça taraf olmuştur,
Suriye'deki rejim muhaliflerinin yanında yer almıştır, onları silah, mühimmat
ve lojistik yönden desteklemiştir. Suriye'deki rejim karşıtı örgütlerin,
oluşumların, silahlı güçlerin Türkiye'de kampları vardır. Bu insanlar, bu
birlikler, kuvvetler Türkiye'de eğitilmekte, Suriye'ye gidip savaşmakta, geri
gelmektedir. Türkiye bunlara silah desteği yapmıştır, mühimmat desteği
yapmıştır. Oraya giden silah dolu tırlar yakalanmıştır, bu tırların aranması
engellenmiştir ve Türkiye'nin vermiş olduğu silahlar IŞİD'in eline geçmiştir.
Bu iddianın aksi bugüne kadar Hükûmet tarafından kanıtlanabilmiş değildir.
Şimdi, Hükûmet IŞİD'den şikâyet ediyor görünüyor. IŞİD'e asker sevkiyatı
Türkiye üzerinden yapılıyor. Daha bir hafta önce beni Trabzon'dan bir büyüğüm
aradı, tanımadığım bir ağabeyim. "Benim torunum Almanya'dan Trabzon'a
uçakla geldi, onu buradan aldılar, daha evine bile uğramadan Suriye'ye, IŞİD'e
götürdüler." dedi. İstanbul'da camilerde, IŞİD'in hedefi doğrultusunda hayatını
kaybedenler için gıyabi cenaze namazları kılınmaktadır."
"TÜRKİYE'Yİ ATEŞE SÜRÜKLEMESİNE İZİN VERMEK
İSTEMİYORUZ"
Hamzaçebi,
"Sayın Davutoğlu dün diyor ki: "Sayın Kılıçdaroğlu bugün sınavdan
geçecek." Sayın Davutoğlu, siz IŞİD için demiyor muydunuz ki: "Bunlar
öfkeli, dışlanmış gruplardır. Yani, öfkeli ve dışlanmış gruba ne yapmak lazım?
Bunlara anlayışla yaklaşmak lazım." Siz bu anlayışı ortaya koydunuz; bizim
sınava gireceğimizden söz ediyorsunuz. Biz bu sınavın bir benzerini 1 Mart 2003
tarihinde burada onurla verdik, alnımızın akıyla verdik bu sınavı. Bugün
Cumhuriyet Halk Partisinin tutumu yine tarihe onurla geçecektir. Biz bu
mücadeleyle, bu tutumumuzla onur duyacağız. Sayın Davutoğlu'nun,
Davutoğlu-Erdoğan ikilisinin emperyal, yayılmacı, İslam dünyasının liderliğine
oynama uğruna Türkiye'yi ateşe sürüklemesine izin vermek istemiyoruz. Niyet
tamamen budur, tamamen budur. Erdoğan suçüstü yakalanmıştır. Dünkü konuşmasıyla
"Şam yönetiminin derhâl uzaklaştırılması bizim hedefimizdir." diyor.
Nerede bu tezkerede IŞİD, nerede? Suriye'deki rejimin meşruiyetini kaybettiğini
tartışıyorsunuz. "Irak'ın toprak bütünlüğü, ulusal bütünlüğü, istikrarı
bizim için önemlidir." diyorsunuz, aynı cümleyi Suriye için
söyleyemiyorsunuz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, istikrarı, ulusal bütünlüğü
Türkiye için önemli değil mi arkadaşlar? "Kitlesel göç." diyorsunuz
gerekçeye. Elbette göç önemli. Peki, bugüne kadar Suriye'den Türkiye'ye 1,5
milyon insan geldi; bu neden bir müdahale nedeni olmadı o zaman, madem "Şimdi."
diyorsunuz?"
"BU,TEZKERENİN GEREKÇESİ OLAMAZ,KİMSEYİ
KANDIRAMAZSINIZ"
Hamzaçebi,
"Süleyman Şah Karakolu'na, oradaki Saygı Karakolu'na yapılacak
saldırı." diyerek millî duygulara oynayamazsınız; bunu kimse yutmayacak.
Sayın Arınç öyle söyledi, dedi ki: "Süleyman Şah'a saldırı yakınlaştı,
tehlike var." Sayın Erdoğan dün akşam Türkiye Büyük Millet Meclisinde dedi
ki: "Nereden çıktı? Yok böyle bir şey." Esasen Süleyman Şah'ı buraya
niye yazıyorsunuz? Orası Türkiye Cumhuriyeti toprağıdır. Oraya bir saldırı
vukuunda hiç tezkereye gerek yok, Türk Silahlı Kuvvetleri gider, oraya müdahale
eder. Genelkurmay Başkanı Sayın Necdet Özel bugün bunu söyledi. Bu, tezkerenin
gerekçesi olamaz, kimseyi kandıramazsınız. Samimiyseniz, getirin, IŞİD terörünü
hedef alan gerekçenizi buraya koyun, bununla sınırlayın. Bakın, o reddedilen 1
Mart tezkeresinde bile o zamanki Hükûmet daha onurlu bir duruş sergilemişti,
demişti ki: "Şu kadar -62 bin- Amerikan askeri, şu kadar uçak, şu kadar
helikopter ve Irak'ın kuzeyinde olacak." Burada bölge ayrımı yok, silah
ayrımı yok, yabancı silahlı kuvvet ayrımı yok. Yabancı silahlı kuvvetler
Türkiye'ye gelecek, konuşlanacak, gidecek. Türkiye'nin nerede duracağı belli
değil. Türkiye'yi maceraya sürüklemeye, Mehmetçik'in kanı üzerinden bu ülkeyi
felakete sürüklemeye hakkınız yoktur" dedi.
KÜRKÇÜ'DEN 'PROMPTER' TALEBİ
HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü,tezkere görüşmeleri
sırasında söz alarak kürsüye çıktı ve konuşmasını yapmak için 'prompter'
istedi. TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ise gülerek, “Daha önce talep
etseydiniz yerine getirirdik” yanıtı verdi
TBMM Genel Kurulu'nda 'Suriye ve Irak'taki tehdit ve riskler nedeniyle yurt dışına asker gönderilmesine izin verilmesine dair Başbakanlık Tezkeresinin' görüşülmesi sırasında HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, söz alarak kürsüye çıktı. Kürkçü'nün sesi kısık çıkınca TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, “Bir rahatsızlığınız varsa mikrofonun sesini açabiliriz” dedi. Bunun üzerine Kürkçü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni yasama yılı açılış konuşmasını prompter'den yapmasına gönderme yaparak, “Prompter istiyorum” dedi. Bunun üzerine Bahçekapılı gülerek, “Daha önce talep etseydiniz yerine getirirdik” yanıtı verdi.
haberler