Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


At Gözlüğüyle Olaylara Bakmak


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 19 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 12:36
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19120


At Gözlüğüyle Olaylara Bakmak...

Bir ülkenin aydınları, gazetecileri ve söz sahibi olan kişilerin ilk görevi eleştirileri objektif olarak yapabilmekten geçmektedir.

Şu son günlerde kaleme alınan yazılar ,altına yazılan yorumları büyük bir şaşkınlıkla hatta deyim yerindeyse saçımı başımı yolarak okumaktayım. Artık herkesin yorum yaparak, yazı yazarak eleştirme hakkı bulunmaktaysa benimde bir hakkım bulunmakta ve o hakkımı kullanmaktayım.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, herkeste bir veryansın, bir veryansın…Yorum, yazı kalabalığından ortalık toz duman olmuş. At izi, it izine karışmış durumda...

Konu sosyal demokrat partinin gösterdiği aday “efendim o dinci”. Tamam size göre dinci,peki dinci ile dindarın ayrımını yapar mısınız. “Efendim aday yanlış” ona da tamam herkesin görüşüne saygı duyarım. Efendim RTE’yi de “AB-D getirdi,bunu da”… “Efendim parti sağa kaymamalı” hemen ardından “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları… Ya da 10.yıl marşı…

Her şey iyi güzel de, şimdi hayalimizdeki Türkiye’den gerçek Türkiye’ye dönecek olursak;

Bir ev aldınız, evinizde nişan yapıldı ya da bir yakınınızı, sevdiğinizi kaybettiniz. Evde Kur’an ya da  mevlüt okutmaz mısınız. Herhangi bir adağınız var ya da Kurban Bayramı… Büyük çoğunluğunuz kurban kestirmez mi. Herhangi bir konuşma sırasında,yapmayı düşündüğünüz herhangi  bir iş ya da benzeri bir durum için “Allah nasip ederse, İnşallah…” demez misiniz. Sokağa çıkarken, yeni bir işe başlarken, içinizden ya da yüksek sesle besmele çekmez misiniz. Büyük bir çoğunluğumuz bunları yapmaktadır. O zaman bunları yaptığınız için rahatlıkla  size de  x kişisi sağa kaydı ya da dinci denilmez mi.

Bir söz vardır. Yanlış hatırlayabilirim. “Doğduğum yer değil, ekmek yediğim yer memleketimdir” diyen. Ben İstanbul doğumluyum, ama Eskişehir’de okudum ve Ankara’da yaşamaktayım. Bu durumda pek çok kişi bulunmakta. O zaman yaşadığım şehirdekilerin bana “Sen İstanbullusun ne işin var burada” demesi ne denli doğru bir yaklaşım olur.

Gelelim gerçek yaşama,birkaç örnekle hayalinizdeki değil gerçek ülkeyi anlatmaya çalışacağım.

Çocuklar anne,babaların yanında,bir yere giderken,dolmuşta ne söyler… Çocuk şarkısı değil mi… Siz öyle zannedin…Son zamanlarda bindiğim dolmuşta ezan okuyan çocuğa bile rastladım ki bu çocuk ana okulu çağında bir çocuktu. İlahi okuyanları yazmıyorum bile…

Bebeğini, kucağında sağ omzundan sol omzuna alırken sürekli besmele çeken genç anneye rastladım. Bunun dışında metroda yolcu koltuğuna otururken besmele çeken kişilere, ellerinde bulunan dua kitaplarını, küçük Kur’anları okuyan, cep telefonundan dua dinleyen kişilere rastladım. Evinin içinde başı örtülü dolaşan, erkeğinin, çocuklarının yanında bile başörtülü oturan kadınlar gördüm. Kendi evinin balkonunda çarşaf içinde sırtı dönük, sözüm ona temiz hava almaya çalışan kadınlar gördüm. Küçük yaşta başı kapatılmış kız çocuklarına rastladım. Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim. Ama tüm bu yaşadıklarım ve gördüklerim ne yazık ki küçük bir azınlık değil çoğunluk. Artık asansöre binerken bile besmele çekenlere rastlamaktayım. On bir ay her türlü çirkinliği yapıp Umre’ye giden, dönünce de tam gaz yaptıklarına devam eden “Umre’ye gittim günahlarımdan arındım” diyen bir sürü kişiyle karşılaştım.Dinin böylesine çarpıtılarak kullanıldığı  bir ülke de yaşamaktayız. Gençler iş bulmak için kapanmakta ya da namaza başlamakta. Her kesim yaklaşık böyle…Örnek vermekle bitmeyecek kadar çok…

Durum böyle olunca sadece slogan ötesine geçmeyen göstermelik Atatürkçülükle işler ve sorunlar çözülmemekte, çözülememekte. İnsanlar aç, ekmek derdinde, para derdinde böyle olunca da bazı teorik yaklaşımlar pratikte cevabını bulamamakta.

İş bu duruma geldiğinde biraz esnemek zarar getirmez. “Atatürk ilke ve inkilapları”… Araba arka pencerelerinde yazılı “Atam İzindeyiz” sözünden ileri gitmemekte. Atatürk’e bu kadar değer veriyorsunuz da niye pantolonunuz biraz çamur olduğunda çığlık atmaktasınız. Sonuçta yıkanır geçer. İşte bu ve daha pek çok örnek, gerçek Türkiye ve Türk halkı. Bu gerçekleri halen daha görmemekte ısrar edip olaylara at gözlüğüyle bakmakta iseniz yapılacak bir şey yok. Bu şartlar altında gösterilen aday doğruydu. Tabii bu at gözlüğüyle ülkeye bakmayanlar için geçerli.

Haydi, şimdi kumda oynayın, Kurultay… Alt kurultay…Üst kurultay ne yapacaksanız yapın…Kendi toplumunuzla kopuk halinizle. Ortalığı karıştıranlar kime hizmet etmekte. Bir seçim sonrası da basın önünde değil de kendi içinizde tartışın, sizlerin ucuz kahramanlıklarından sıkıldım, bunaldım. Böyle yaparak yine hükümetin ekmeğine yağ sürdünüz. Ayrıca at izi, it izi birbirine karışmış iken yakınınızdaki tehlike gözlerden kaçırılırken siz tepişmeye, ucuz kahramanlıklar yapmaya devam edin.

Siz, asıl tehlikenin farkında mısınız. NATO’nun yaptığı “IŞİD Türkiye’yi tehdit ederse gereken müdahaleyi yaparız” açıklamanın arkasındaki gizli ve ince mealin farkında mısınız…

Neyse…Size ne bunlardan, siz tepişmeye ve at gözlüğüyle olaylara bakmaya devam edin…

Işın Çavdar - miliyet


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster