Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Onu kaybettik ama sesi hala bizimle
Kategori: Kültür-Sanat-Edebiyat
Eklenme Tarihi: 19 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 06 Mayıs 2024, 02:36
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19107
Ruhi Su’yu Saygıyla Anıyoruz
Onu kaybettik ama sesi hala bizimle…
Yurtsever,devrimci halk sanatçısı ve ozan Ruhi Su’nun bugün
29.ölüm yıldönümü.
Ruhi Su deyince akıllara 12 Eylül'ün zulmü gelir.Kanser
hastası olan Su,tedavisi için yurtdışına çıkması gerekiyordu.Ama Maalesef 12
Eylül yönetimi buna izin vermedi; Tedavisi yapılamayan Ruhi Su 20 Eylül 1985'te
hayatını kaybetti.
"Arılarda konmaz olmuş pürene
Şükür olsun bu sevdayı verene"
Türküsü ile halk
müziğini bana sevdiren ve her konserinde Trabzon'dan beş parasız Kamberoğlu
otobüsüne binip Ankara'ya geldiğim büyük ozan Ruhi Su'yu saygıyla anıyorum.
Onun sesinden korkanlar,tedavi edilmemesi için elinden geleni yaptılar.Yurtdışına çıkışını engellediler.Pasaport vermediler.Yakalandığı sinsi hastalıkla birlikte,dönemin faşist cuntası ile de mücadele etti.Fakat şairin dediği gibi haziranda ölmek zor da diğer aylarda kolay mı?
Yurtsever Aydın Halk Sanatçısı Ruhi Su'yu Saygıyla Anıyoruz.
Kazım Demir
Bilmem Şu Feleğin Bende Nesi Var - Ruhi SU
Ruhi Su Kimdir? (1912 – 1985)
Ruhi Su, tam adı Mehmet Ruhi Su’dur. 1912 yılında van’da
doğmuştur. Daha küçükken I.Dünya Savaşı sırasında babasını ve kısa zaman sonra
da annesini kaybetti. 10 yaşına kadar yoksul bir ailenin yanında yaşadı. Daha
sonra Adana’daki Öksüzler Yurduna yatılı olarak yerleştirilerek orada okudu.
Müzik öğretmeni Mehmet Tahir’in okula keman aldırması
üzerine İlkokul 4. sınıfta keman çalmaya başladı. 1925 yılında İstanbul’da bir
askeri okula gönderildi. Askeri okula giderken adı sadece Mehmet iken Ruhi
adını ekledi ismine. Askerlik yapmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle okuldan
ayrıldı. Askeri Liseden Adana Öksüzler Yurdu’na dönüp, oradan da Adana Öğretmen
Okuluna geçtikten sonra, aşık olduğu ebe–hemşire olarak çalışan bir hanımla
evlenir. Bir oğulları olur, adını Güngör koyarlar. Daha sonra kemanıyla
katıldığı sınavla son sınıfın bir altından Ankara Musiki Muallim Mektebi’ne
alındı. Okulun son senesine geldiğinde 1934 yılında “Su” soyadını aldı, ve adı
Mehmet Ruhi Su oldu.
1935-36 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda
görev aldı. 1936 yılında Musiki Muallim Mektebi’ni bitirdi ve kemanı bırakarak
şana geçti. Ankara Devlet Konservatuarı şan bölümüne girdi ve konservatuarın
opera yüksek bölümünü 1942 yılında bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci
İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği
yaptı.
1942’de Ankara Devlet Operası’na girdi ve Maskeli Balo,
Figaro’nun Düğünü, Madam Butterfly, Tosca, Satılmış Nişanlı, Bastien-Bastienne,
Fidelio gibi operalarda sahneye çıktı. Operada çalışmaya başladığı yıllarda ilk
evliliği de anlaşmazlık sonucu sona erdi.
Opera çalışmaları sırasında Türk halk müziğine ilgi
duydu.1943-1945 yılları arasında Ankara Radyosu’nda türküler söyledi.1944’te
Ankara Halkevinde başlattığı ilk türküler resitalini 1983’e kadar sürdürdü.
12 Kasım 1952’de tutuklandığından operadan ayrılmak zorunda
kaldı. Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü nedeniyle Türkiye Komünist Partisi üyesi
olmaktan 1952-1957 yılları arasında Beş yıl hapiste, 20 ayda Konya Çumra’da emniyet
gözetiminde kaldı. 1957'de hapisteyken söylediği Mahsusmahal adlı türküsüyle
ünlendi.
Opera yaşamı,1952’de son bulunca, türkülere ağırlık verdi.
Çocukluğunda başladığı türkü söyleme işine Öksüzler Yurdu’nda, Öğretmen
Okulu’nda, Müzik Öğretmen Okulu’nda, Askeri Lise’de, Konservatuar’da ve
Opera’dayken de hep devam etmişti. Operayı çok seviyordu ama türkü söylemekten
de hiçbir zaman vazgeçmedi.
Bu istenmeyen suskunluk döneminden sonra cezanın bitiminde
yönetmen Atıf Yılmaz sayesinde Karacaoğlan,Barbaros ve Lale Devri adlı
filmlerde türkü söyledi.
1960’da İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye
çıktı. Türk halk edebiyatının çok sayıda şiirini besteledi. Bu arada radyoda da
'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı
yaptı.
1975'te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978'den sonra ürettiği
kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Aydınlara
türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir.
Çağrıldığı Almanya, Hollanda, İsveç ve Bulgaristan’da
şenliklere katılarak konserler verdi. Birçok ülkenin radyolarında bantlarda ve
plaklarda geniş yığınlara sanatını dinletti.
Son dinletisini 6 Şubat 1983’te Abdi İpekçi Dostluk ve Barış
Haftası’nda sundu. Yaşamı boyunca 16 tane 45’lik plak, 12 tane de uzunçalar
yapan Ruhi Su, ölümünden önce “Dadaloğlu” uzunçaları üzerinde çalışıyordu.
1978 yılında romatizma şikayeti ile gittiği hastanede kemik
iliği kanseri başlangıcında olduğunu öğrendi. Askeri yönetim zamanı uzun süre
yurt dışına tedavi için gitmesine izin verilmedi. Bir defaya mahsus olmak üzere
pasaport çıkarıldı. Almanya'ya gittiğinde yapılan tedavi sonuç vermedi.
Kendi şiirlerinin yanı sıra Nâzım Hikmet‘ten, Türk halk
ozanlarından ve diğer şairlerden çeşitli şiirleri besteledi. Şiir, yazı ve
konuşmalarını “Ezgili Yürek” (1985) adlı kitapta toplandı.”Ruhi Su’ya Saygı”
adlı kitap 1988’de yayımlandı.
Ruhi Su, 1952 yılında Sıdıka Su ile evlendi, “Ilgın Ruhi Su”
(d.1959) adında oğlu vardır.
Ruhi Su, 20 Eylül 1985 tarihinde kemik iliği kanseri nedeni
ile 73 yaşında öldü.
Eserleri: Seferberlik Türküleri, Kuvayi Milliye Destanı,Yunus Emre,Karacaoğlan,Pir Sultan Abdal, Şiirler Türküler,Köroğlu,El Kapıları,Sabahın Sahibi Var, Semahlar.