Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Başbakanlar yargılanmayacak,internette özel hayatlar fişlenecek!
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 13 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 08:58
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19034
Totaliter rejime doğru mu: Başbakanlar yargılanmayacak,
internette özel hayatlar fişlenecek!
Bu memlekette hukuk ölümcül darbeler yemeye devam ediyor.
Bu memleket, en temel hukuk nosyonu olmayanların elinde her
geçen gün bir kaosa doğru sürükleniyor.
Farkında mısınız?
Eğer bu konu ilginizi çekiyorsa, önce aşağıdaki Ahmet
Davutoğlu haberini lütfen bir zahmet okuyun:
"Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da merhum
başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın kabrini ziyaret ettiğini kaydederek, orada
Erbakan’a şu sözü verdiğini anlattı:
“Ne olursa olsun, inşallah bu ülkede bir daha hiçbir
başbakan, herhangi bir mahkeme karşısında hesap vermek zorunda kalmayacak.
Hesap vereceği makam onu o iktidara getiren milletin ta
kendisidir.
Ve Allah’ın huzurudur.
Şu veya bu gerekçeyle, şu veya bu komployla milletin
iktidara getirdiği başbakanları sıradan ve temelsiz mesnetlerle bu şekilde
tahkir edici bir tutumu bir daha bu ülkeye yaşatmayacağız.”
Bunları söyleyen TC Başbakanı
Davutoğlu, 'Bir daha hiçbir başbakan mahkeme karşısında
hesap vermeyecek, Hesap vereceği makam millet ve Allah’ın huzurudur' diyor
Okudunuz değil mi?
Bunları söyleyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı.
Ne diyor?
Bundan böyle başbakanlar yargılanmayacak.
Ne diyor?
Başbakanlar sadece millete hesap verecek.
Ne diyor?
Başbakanlar sadece Allah’a hesap verecek.
Gerçekten akıl alır gibi değil.
Bu memleketin anayasasında Yüce Divan yok mu?
Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan olarak, gerektiğinde
başbakanları yargılamıyor mu?
Yargılamadı mı?
Anayasada iki ayrı sorumluluk yok mu?
Biri siyasi, diğeri hukuki sorumluluk değil mi?
Başbakan da olsan, ilkinden dolayı milleti temsil eden
Meclis önünde, diğerinden dolayı ‘Yüce Divan’ önünde hesap vermen gerekmez mi?
Başka türlü hukuk devleti olur mu?
Kuvvetler ayrılığı olur mu?
Bunların hiçe sayıldığı bir devlet düzeni hiç demokrasi
adını taşıyabilir mi?
Anayasayı ne yapacağız?
Başbakanlar artık yargı önünde hesap vermeyeceklermiş…
Nasıl olacak bu?
Anayasayı ne yapacağız?
Yüce Divan yazan anayasayı…
Hukuk devleti diyen anayasayı…
Bağımsız yargı, kuvvetler ayrılığı buyuran anayasa ne
olacak?
Bir gerçek hızla şekilleniyor.
Erdoğan iktidarı ya da Erdoğan devleti her geçen gün bir
korkunun esiri haline geliyor.
Bu korku, ‘hukuk korkusu’dur.
‘Demokrasi korkusu’dur.
Bunun içindir ki, kendi yargılarını yaratmak için kavga
veriyorlar.
Bunun içindir ki, yargı bağımsızlığını tümüyle gömebilmek
amacıyla 12 Ekim seçimlerinde HSYK’yı tamamen ele geçirmenin planlarını
yapıyorlar.
Şunun bilincindeler:
Yargının tepesine kendi bayraklarını dikmeden onlara rahat
yok.
Erdoğan, TBB Başkanı Feyzioplu'nun konuşmasına 'Edepsizlik yapma' diyerek tepki gösterip, dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ü de dışarı davet ederek geçen yılki Adli Yıl açılış törenini terk etmişti.
Erdoğan, TBB Başkanı Feyzioplu'nun konuşmasına 'Edepsizlik yapma' diyerek tepki gösterip, dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ü de dışarı davet ederek geçen yılki Adli Yıl açılış törenini terk etmişti.
Hedef, yolsuzluk
dosyalarını gömmek
Yargıyı teslim almadan 'Erdoğan devleti' kurulamayacağını
biliyorlar. Hukuktan korkuyorlar. Hedef yolsuzluk dosyalarını gömmek
Yargıyı tümüyle teslim almadan Erdoğan devleti kurulamayacak
çünkü.
Çok iyi biliyorlar:
Rahat uyuyabilmeleri için yargının teslim bayrağını
bütünüyle çekmesi lazım.
Neden mi?
Yolsuzluk dosyaları yine suyun yüzüne çıkabilir de ondan.
Korkulu rüyaları bu.
Bu ihtimal onlar için tam bir kâbus.
Ancak ve ancak ‘yolsuzluk dosyaları’na dokunduğunda paralel
yapı diye feryat etmeye başlayanlar, demokratik hukuk devleti adına ne varsa
yerle bir etmeye koyuldular.
Hedefleri, yolsuzluk dosyalarını yedi kat yerin dibine gömmek.
Hukuk tanımazlıkları asıl bu korkudan kaynaklanıyor.
Şimdi de, sığındığımız
internet dünyası kuşatılmakta
Bu açıdan Ahmet Davutoğlu’nun, “Başbakanlar sadece millete
ve Allah’a hesap verir” sözleri çok çarpıcı bir hukuk tanımazlık örneğidir.
HSYK seferberliği de öyledir.
Yeni torba yasayla çıkan TİB düzenlemesi de farklı değildir.
Şimdi de internet dünyası, yani bizim de sığınmış olduğumuz,
bir buçuk yıldır özgürce yazmakta olduğumuz dünya, Erdoğan devleti tarafından
kuşatılmakta…
Aynen öyle.
Geçen günkü yazımda belirttiğim gibi, (Özgürlüklere ahlaki
tarif ya da etek boyu yasağı!)
Erdoğan devleti, internet özgürlüğünün de kolunu kanadını
malum bahanelerle kırmaya hazırlanıyor:
Özel hayat…
Müstehcenlik…
Kamu düzeni…
Milli güvenlik…
Özel hayatlar fişlenecek
Bundan böyle, kısa adı TİB olan Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığı istediği köşeyi, TBMM'den geçirilen düzenlemeleri kılıf yaparak,
herhangi bir yargı kararı olmadan karartabilecek.
Ayrıca, kim hangi siteye girmiş, hangi dosyalara bakmış,
nerede ne kadar kalmış, bütün bu ‘trafik bilgileri’ni kendinde toplayacak,
depolayacak.
Bir başka deyişle:
Özel hayatlar da fişlenecek!
Bu arada, bunu yapacak olan TİB’in başkanı hakkında herhangi
bir soruşturma açılması da, ilgili bakan iznine tabi olacak.
Evet, akıl alır gibi değil.
Haber : Hasan Cemal T24.com.tr