Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Erdoğan'ı koruyan "gizli el"


Açıklama: Gazeteci Soner Yalçın,BirGün gazetesinden Can Uğur'a anlattı
Kategori: Röportaj-Söyleşi
Eklenme Tarihi: 13 Temmuz 2014
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 13:02
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=18354


Erdoğan'ı koruyan "gizli el"

Gazeteci Soner Yalçın'ın, yeni kitabı "Kayıp Sicil'de değindiği, Erdoğan'ın aile üyeleri ve çevresindeki isimlerin malvarlıklarındaki artışın hikayesini BirGün gazetesinden Can Uğur'a anlattı.

"Türkiye'de 17 Aralık ve 25 Aralık 2013 Operasyonları'yla ortaya çıkan gerçekler, Türkiye'deki siyasal İslam adına silinemeyecek bir utanç oldu. Bugün göreceli sandık başarısı bunun üzerini kapatmış görünse de, sonsuzluğun avukatı tarih, bunu unutmaz" diyen Soner Yalçın, Erdoğan'ın sürekli bir "gizli el" tarafından korunduğunu da söyledi.

"Asıl şaşkınlık böyle birinin politik merdiven basamaklarını nasıl hızlı çıktığıdır." diyen Yalçın şöyle devam etti: "Bakınız, rahmetli Erbakan, Erdoğan'ın kim olduğunu ve ne yapmak istediğini 1990'lı yıllar başında keşfediyor ama önüne bir türlü geçemiyor. Belediye Başkanlığı döneminde başta ABD ve İngiliz olmak üzere diplomatlar İstanbul Belediye Başkanlığı'nı yol ediyorlar; niye? Prof. Nurettin Sözen'e niye gelmiyorlardı? Erdoğan'ı hep koruyan "gizli el" var ve bu ilişkiler ağı Belediye Başkanlığı döneminde de başlamıyor; İran İslam Devrimi sempatizanı kimi Akıncılar'ın faili meçhul cinayetlere kurban giderken, Suudi Arabistan'dan gelen paralarla çıkan dergilerde Erdoğan "gençliğin yeni lideri" diye kapak yapılıyordu."

Soner Yalçın'ın söyleşisi şöyle:

»Kitabın başından itibaren bugün Erdoğan'ın yanında duran isimlerin yolsuzluk vb operasyonlarda sürekli isimlerinin geçtiği görülüyor. Bugün AKP içerisindeki 'organik' hal suç ortaklığından mı kaynaklanıyor?

AKP özünde Müslüman Kardeşler örgütüdür. Hasan el Benna'dan bugüne talepleri aynıdır; günlük yaşamı dinin/şeriatın belirlemesi koşuluyla emperyalizme boyun eğmek. Yani dış politika tam bağımlılık ve içpazarı küresel sermayeye sonuna açmak. Düşmanlar ise zaten ortaktı; tam bağımsızlıkçı ulusalcı -devrimci hareketler. Bu nedenle emperyalisder tarafından sol'a karşı dalgakıran olarak kullanıldılar. Küresel sermaye bunlara Ortaçağ'ı verdi; bunlar ise karşılığında insanoğlunun tüm kazanımlarını. Biliyoruz ki, ortaçağ aklın çöküşüdür; bayalığın-yetersizliğin-değersizliğin iktidar olmasıdır. 1980'lerdeh itibaren neoliberalist dalga bu İslama harekette bir büyük kırılma daha yaşattı; amaç dinsel yaşamla birlikte daha da tüketmek, daha zengin olmak yani "paraya tapar" hale gelmekti. Tüketici olmak zorundaydılar. Oldular. Ve "bir lokma bir hırka" diyenler bunun gerekçesini şöyle hazırladı; "parasız siyaset yapılmıyor; iktidara gelmek/ iktidarda kalmak için paraya ihtiyacımız var." Para hiç yetmedi, daha çok, daha çok paraya ihtiyaç duydular! Para bağımlılığı hızla düzenin nimetlerine entegre olmalarına sebep oldu. İktidar lekelidir zaten ve bunlar daha da pisliğe battı. Türkiye'de 17 Aralık ve 25 Aralık 2013 Operasyonlarıyla ortaya çıkan gerçekler, Türkiye'deki siyasal İslam adına silinemeyecek bir utanç oldu. Bugün göreceli sandık başarısı bunun üzerini kapatmış görünse de, sonsuzluğun avukatı tarih bunu unutmaz.

AÇ BİR POLİTİKACI TİPİ

»Erdoğan'ın AKP'nin kuruluş toplantısındaki 'Sadece Genel Başkan yetmez hepimiz mal beyanında bulunacağız' sözlerine rağmen Erdoğan'ın mal beyanı sürekli tartışma konusu. Neden?

Erdoğan'ın "aşil topuğu"/en hassas yeri; para! "Gömlek" değiştirmesinin nedeni buydu; siyaset yapmasının amacı buydu. Yaşanılan kültürel hegemonyanın dışına çıkamayan; sınıf atlamayı hayatının merkezine koyan nefsi aç bir İslamcı politikacı tipi.. Rjlke'nin söylediğini hayata geçiren siyasetçi; "insanın bir tanrı'sı olsun da onu kullanmasın!" Para, Erdoğan için büyük güç ve parasına dokunulsun hiç istemiyor. Bunu kişilik meselesi haline dönüştürüyor! Kitapta yazdım; sürekli "Benim şu kadar param var; benim bindiğim otomobil Mercedes" diyen biri. ve bu nedenle hakkında eksik mal bildiriminden dava açılınca bunu "ötekileştirme" meselesi olarak algılıyor! Rol yapmıyor, gerçekten öyle hissediyor. Erdoğan'ın kafasında onu yok etmek isteyen yığınla düşman var! Ona göre para saygınlığın sembolü! Parasını alarak saygınlığını yok etmek istiyorlar! Ve maalesef yalanına gün geliyor inanıyor! Evet, şizofrenik/ikili bir hayat yaşıyor; ne göründüğü gibi ne de olduğu gibi.

»Erdoğan'ın Albayraklar ile olan ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz? özellikle belediye başkanlığı döneminde neredeyse her yerde varlar. Bundan bahsedebilir misiniz?

Bu bir ortaklık. Erdoğan biraz önce söylediğim gerekçeyle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kendi sermayesini yaratmak için kolları sıvadı. Sosyal demokratların İstanbul'daki İSKİ Skandalı bunların yaptıkları ve yargılandıkları davalar karşısında masum kalır! İnsan hafızası unutuyor; o dava dosyaları üzerinde aylarca çalıştım; Erdoğan'ın kitapta kaç kez "sanık Erdoğan" diye geçtiğini bir sayar mısınız; şaşıracaksınız! Asıl şaşkınlık böyle birinin politik merdiven basamaklarını nasıl hızlı çıktığıdır. Bakınız, rahmetli Erbakan, Erdoğan'ın kim olduğunu ve ne yapmak istediğini 1990'lı yıllar başında keşfediyor ama önüne bir türlü geçemiyor. Belediye Başkanlığı döneminde başta ABD ve İngiliz olmak üzere diplomatlar İstanbul Belediye Başkanlığı'nı yol ediyorlar; niye? Prof. Nurettin Sözen'e niye geliniyorlardı? Erdoğan'ı hep koruyan "gizli el" var ve bu ilişkiler ağı Belediye Başkanlığı döneminde de başlamıyor; İran İslam Devrimi sempatizanı kimi Akıncılar'ın faili meçhul cinayetlere kurban giderken, Suudi Arabistan'dan gelen paralarla çıkan dergilerde Erdoğan "gençliğin yeni lideri" diye kapak yapılıyordu. Türkiye'deki İslamcı hareket içindeki anti-emperyalist anti-kapitalist gençlerin nasıl yok edilip, İslamcı gençlerin şeyhlerin eteklerine çekilip sınıfsal mücadeleyi nasıl tek mezhebe indirgendiğini ayrıntılı kaleme aldım. Para tüm bu ilişkilerin çimentosu oldu.

BEN BAŞBAKAN'A BAKINCA SADECE PARA GÖRÜYORUM

»Bir de Mustafa Albayrak'ın Erdoğan'ı ifadede ele verişi var. Bir şekilde affediyor Erdoğan. Sizce neden? Erdoğan'ın affetmesinin önemi yok; onca ifadeye, belgeye rağmen sihirli bir gücün Erdoğan'ın yargının elinden nasıl koruduğu üzerinde durmamız gerekmiyor mu?

Erdoğan affeder çünkü ortaklık sürüyor. Ya yargı? Erdoğan daha milletvekili olmadan önce "dokunulmazlık" zırhını giyiyor. Yasa gereği ne kurucu olabiliyor ne de genel başkan. Ama hiçbir siyasi unvanı yokken Beyaz Saray'a kabul ediliyor ve Başkan oğul Bush ile görüşüyor! 13 AB ülkesini geziyor, üst düzeyde ağırlanıyor. Şeytani bir hilekarlıkta Erdoğan'ı halkın önüne kimlerin çıkardığı belli değil mi? Yeni bir devlet yeni bir ideoloji için Erdoğan "seçilmiş kişi" yapıldı. Ya da "hizmete sokuldu" demeliyim. Sonra sandıktan çıkarılması kolay oldu. Mustafa Albayrak bu büyük projede önemsiz biridir. Türkiye'de adalet olsaydı ancak o zaman önemli biri olurdu.

»İSEGEV diye bir vakıf var TÜRGEV'in öncülü. Eğitim konusunda da oldukça 'tecrübeliler'. Buradaki devamlılığı neye bağlıyorsunuz? "Arka Bahçe" yaratmanın aracısı İslami vakıflardır. Erdoğanlar özellikle son yıllarda Putin'in gençlik örgütü "Nashi" gibi bir gençlik örgütlenmesi yapmak istedi. Yurtlar, okullar bunun için fırsattı. El attılar. Bir başka nedeni ise, para toplama aracıdır. Cemaat gibi "hizmet" adı altında tüm Türkiye'den milyon dolarlar toplayıp bunu başka amaçlara için kullanırsınız. Yani işin içinde yine para var. Para için her yol mubah. Ben Erdoğan'a bakınca sadece para görüyorum! Baksanıza yiğit-cesur çocuklarımızı öldürmelerinin nedeni Taksim Gezi Parkı'na AVM yapmak istemesi değil mi? Ne yaparlarsa yapsınlar ne kurarlarsa kursunlar gerçek şudur: Berkin eve alınacak ekmeğin simgesidir. Bilal ise, evden çıkarılan paraların simgesidir. Erdoğanlar yeni Bilaller oluşturmak için bu vakıfları kurdular. Biz ise Berkin gibi sokakta uçurtma uçurtmaya devam edeceğiz. Zavallı Bilaller'e de asıl zenginliğin ne olduğunu göstereceğiz, öğreteceğiz.

ONU KORUYANIN BAŞINA TALİH KUŞU KONDU!

»Bir de yolsuzluk iddialarında Erdoğan'ın soruşturmasının önüne sürekli geçen isimler var Hüseyin Karakullukçu gibi. Bunlar da 'başarı basamaklarını' hızlı biçimde tırmandı. Ya da böyle mi?

Omerta, mafyanın suskunluk yasası. 17-25 Aralık Operasyonlarında gördük; Erdoğan'ın bir "örgütü" pardon "havuzu" var! Bu çelik çekirdek kadro içinde yer almanın birinci koşulu, omerta! Buna uyarsan paraya para demezsin, makamdan makam beğenirsin. Erdoğan'la yolu davalarda-soruşturmalarda kesişip, Erdoğan lehine karar verenlerin başına talip kuşu kondu; kitapta ayrıntılı yazdım burada girmeyeyim. Bir de... Buna uymadığın an; hak-hukuk arıyorsan, yaptığını onaylamıyorsan yani biat etmiyorsan kim olursan ol boynun koparılıyor; Idris Naim Şahin gibi. Turhan Çömez gibi...Cemaat'e bugün kin duymasının nedeni de omerta'dır. Erdoğan için kıstas bellidir; bizden olmayan bize karşıdır.

CUMHURBAŞKANLIĞI MESELESİ...

»17 Aralık'tan sonra Erdoğan'ın tavrı Belediye Başkanlığı sürecindeki yolsuzluk operasyonu sonrası gibi olur mu? Birileri yine ihya olur mu?

Erdoğan bitmiştir. 'Düşük'tür. Türkiye'yi yönetememektedir. Uluslararası saygınlığı kalmamıştır; günümüzün yaşayan diktatörlerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Köşeye sıkışmış Erdoğan'a Ekmeleddin İhsanoğlu ile "hayat suyu" ikram edilmiştir. Erdoğan'a denilmiştir ki, "Çankaya Köşkü'ne çık ve otur; artık Türkiye'ye yönetmeye kalkışma!" Bu projeyi hayata geçirenlerin Türkiye'deki uzantıları Abdullah Gül, Bülent Arınç, Cemil Çiçek ve diğerleridir. Kızgınlığım; "Tayyip'den kurtulma sevinciyle" 2001'deki küresel projenin devamına destek veren sosyal demokratlardır. Sorunlarımızı-meselelerimizi kavramlarla değil kişiler üzerinden konuştuğumuz-tartıştığımız için sanıyoruz ki; "kişi yok olunca" sorun sona eriyor! Çocukluk bu. Halbuki vahşi kapitalizm sürmektedir; barışın yerine ırkçı düşmanlık inatla körüklenmektedir; Ortadoğu'dan Kafkasya'ya bölge alev alev yanmaktadır. Oysa Gezi direnişiyle, 2001'de tırmandırılan "Erdoğan dalgası" şiddetli bir kırılmaya neden oldu. Evet, insanlığın uzun yürüyüşü sürecek ve biz ona eşlik etmeye devam edeceğiz. Masabaşı siyaset mühendisliğiyle değil sokak'ın gücüyle Erdoğan'ı mahkeme salonlarına getireceğiz; ihya dönemleri bitmiştir.

Odatv.com


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster