Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


70 bin dev işçi


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 16 Haziran 2014
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 07:11
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=18098


70 bin dev işçi – Can Şafak

Tarihsel 15-16 Haziran direnişinin etkileri sendika hareketiyle de sınırlı olmamıştır. Direniş solu/sosyalist solu derinden etkilemiştir

15 Haziran 1970. İstanbul’un Anadolu yakasında Kartal İlçesi’nden başlayan işçi yürüyüşü Ankara Asfaltı boyunca, yol üzerindeki fabrikalardan katılanlarla birlikte ilerledi. Yürüyüş akşam saat 17.00′ye kadar sürdü. Bir başka yürüyüş kolu Beykoz ve Paşabahçe’den Üsküdar’a doğru örgütlendi. Avrupa yakasında ise işçiler Bakırköy, Topkapı, Sağmalcılar güzergâhında yürüdüler. 16 Haziran günü Gebze’den başlayan işçi yürüyüşü, Kartal’dan katılan işçilerle birleşerek Bağdat Caddesi üzerinden Kadıköy İskele Meydanı’na ulaştı. Karşı yakada ise Topkapı dışındaki kesimlerinden gelen yürüyüş kolları birleşerek Aksaray üzerinden Sultanahmet’e, oradan da Cağaloğlu’ndan geçip Eminönü’ne geldiler. Valilik Haliç üzerindeki köprüleri açtırarak eylemcilerin Beyoğlu tarafına geçmesini ve Levent, Beyoğlu çevresindeki küçük yürüyüş kollarıyla buluşmasını önledi. Gösterilere çeşitli işkollarından ve fabrikalardan 70 bine yakın işçi katıldı. DİSK üyelerinin yanında gösterilere Dev Genç ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri ve toplu halde Türk-İş üyesi işçiler de katıldılar. 15 Haziran akşamı Bakanlar Kurulu 60 gün süreyle sıkıyönetim ilan etti. Kadıköy’deki çatışmalarda üç işçi, bir polis ve bir esnaf öldü. 16 Haziran’da Kocaeli, Sakarya, Ankara, Adana, Bursa ve İzmir’de de gösteriler yapıldı.

DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandılar ve yargılandılar. 15-16 Haziran olayları sonrasında 5 binden fazla işçi işten çıkarıldı ve kara listeye alındı.

15-16 Haziran direnişinin fitilini yakan, sendika yasalarında değişiklik öngören tasarının Adalet Partisi (AP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) işbirliğiyle önce Millet Meclisi ardından Senato’dan geçirilmesiydi. İşçilerin sendika seçme özgürlüğünü kısıtlayan -esas olarak Türk-İş’ten DİSK’e işçi akışını önlemeyi amaçlayan- değişiklik tasarısı 11 Haziran 1970′te cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın onaylamasıyla yürürlüğe girmişti. Türkiye İşçi Partisi (TİP) yasa değişikliğine karşı çıktı ve Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmıştı. Olaylar üzerine daha önce yasa değişikliğine destek veren CHP de TİP’den ayrı olarak Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapacak ve değişiklik bu başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecekti.

15-16 Haziran kendiliğinden bir eylem değildi. DİSK tarafından örgütlenmiş, DİSK’in öncülüğünde başlamış ancak, DİSK’i aşmıştı.

Türkiye işçi sınıfını 15-16 Haziran’a taşıyan yolda sendika yasalarının yayınlanması için 31 Aralık 1961 günü yapılan tarihsel Saraçhane mitingi, 1963 Kavel direnişi/grevi, Kozlu direnişi, 1966 tarihsel Paşabahçe grevi, 1968, 1969 ve 1970 yıllarında birbiri ardına örgütlenen pek çok direniş, işyeri işgali vardır. DİSK bu mücadele süreci içinde doğmuştur.

15-16 Haziran, işçi sınıfının tek tek fabrikalarla sınırlı ve ağırlıklı olarak ücret talepleri/işyeri sorunları ya da, sendika rekabeti/sendika seçme özgürlüğü temelinde örgütlenen eylemleri aşan; çeşitli illerde, pek çok işkolunda ve farklı fabrikalarda çalışan işçilerin birlikte koydukları ve siyasal hedeflere -parlamentoyu etkilemeye- yönelen ilk büyük ölçekli eylemdi. Ve gözden kaçırılmaması gereken bir nokta da bu karşı çıkışın, farklı siyasi görüşlere sahip işçilerin ortak “sınıf çıkarları” temelinde birleştikleri bir eylem olmasıydı. 15-16 Haziran, “tarihsel” kavramıyla birlikte anılacak olan bir karşı büyük çıkıştı.

Tarihsel 15-16 Haziran direnişinin etkileri sendika hareketiyle de sınırlı olmamıştır. Direniş solu/sosyalist solu derinden etkilemiştir. İşçi sınıfı solu eylemde buluşturmuş, sola kendi varlığını hissettirmiştir. Bu etkiler, dönemin öğrenci gençliği liderlerinin sonraki yıllarda kaleme aldıkları otobiyografi/anı belgelerinde açıklıkla ortaya konmuştur.

Tarihsel 15-16 Haziran direnişi/genel grevi, sendika rekabetinden ve devletin bu noktadaki müdahalesinden çıkmış olsa da sonuçlarıyla bunu da aşan, sendika hareketine yön veren ve hatta genel olarak solun şekillenmesinde de etkili olan bir eylem olarak emek tarihinde derin izler bırakmıştır.

44 yıl önce, yine bir Haziran’da, işçi sınıfı ayağa kalktı...

15 Haziran 2014

“Bizler Demirdöküm işçileri olarak, karar verdik ve and içtik. Bizim namusumuz gibi koruduğumuz sendikaları kapatabilirler, ama bizim kafamızdaki bilgileri asla kapatamayacaklar”

Bundan 44 yıl önce, yine bir Haziran’da, Türkiye işçi sınıfı ayağa kalkmış sandıktan aldığı güce yaslanarak istediğini yapabileceğini sanan iktidara sokakta haddini bildirmişti.

“Türkiye’de işçi sınıfı zayıf, sınıf mücadelesi yok” diyenlerin suratına bir tokat vururcasına işçiler ayağa kalkmış ve bu eylem, Türkiye sosyalist hareketinde de işçi sınıfının rolü ve devrimci mücadelenin güncelliği konusundaki tereddütleri gidererek 1970′lerdeki devrimci atılımlara giden yolda önemli bir işaret fişeği olmuştu.

15-16 Haziran 1970

Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihi açısından en önemli günlerden ikisi, 15 ve 16 Haziran 1970 günleri yaşandı. Başta İstanbul ve İzmit olmak üzere Ankara, İzmir, Adana, Sakarya gibi illerin sanayi bölgelerinden, üniversitelerinden 150 bin kişi alanlara çıkarak gücünü ortaya koydu.

AP ve CHP’nin oylarıyla Meclis’te kabul edilen Sendikalar Kanunu ile DİSK kapatılmak isteniyordu. Kırdan kente göçen ve işçileşen kitlelerin çalışma koşulları her gün daha da vahşileşirken, yüzde 100′lere varan zamlarla yaşam koşulları zorlaştırılıyordu. İşçilerin tek dayanağı olan sendikalarının da ellerinden alınmaya kalkılmasına işçi sınıfı büyük bir direnişle engel oldu.

Bir sabah makineler durdu

15 Haziran sabahı makinelerin susturulmasıyla başlayan direniş, 115 fabrikadan 75 bin işçinin yollara dökülmesiyle devam etti. İlk olarak Ankara asfaltı üzerindeki Otosan Fabrikası’ndan 2 bin 700 işçi, “Yaşasın işçi sınıfı, zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” sloganlarıyla yürüyüşe geçti. Haliç’ten yürüyüşe geçen işçiler fabrika fabrika gezerek arkadaşlarını yanlarına çağırdılar. Saat 9.00′dan sonra bütün İstanbul-İzmit karayolu ve İstanbul sanayi bölgeleri işçi kafileleriyle doldu. İşçileri eylemleri 16 Haziran’da da devam etti. İşçiler karşısında çaresiz kalan hükümet sıkı yönetim kararı aldı. 162 işçi tutuklanırken yüzlerce işçi işten atıldı. 4 işçi polis tarafından öldürüldü.

DİSK’li işçilerin sendikalarına sahip çıkmak için başlattıkları direnişe Türk-İş üyesi işçiler de destek verdi. İşçi sınıfı başlattıkları direnişle sendikalarına ve emeklerine sahip çıkarak sermaye sınıfının oyununu bozguna uğrattı. 15-16 Haziran Türkiye sosyalist hareketi açısından bir dönüm noktası oldu.

Sendika.Org


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster