Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


AKP Sermaye Faşizminin Bir Ürünüdür!


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 08 Ocak 2014
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 20:34
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=16597


AKP Sermaye Faşizminin Bir Ürünüdür!

Bu sözler, REFAHYOL hükümetinde Başbakan’ın ekonomiden sorumlu baş danışmanı Prof Dr. Osman Altuğ’a ait.
REFAHYOL zamanında sermayenin ayağına nasıl basıldığını yaptığımız bir söyleşide bakın nasıl anlatıyor:
 

Faizlerle ciddi bir kaynak dışarıya akıyordu.

Borçlara ödediğimiz faizin geçmiş yıllar ortalaması yüzde 22. Yabancı bankaların bize verdiği faiz yüzde 5.22. Bu durumda yüzde 17 oranında ben dışarıya kaynak aktarmışım.
Bunu önlemek için REFAHYOL hükümeti döneminde benim projem olan “havuz sistemi” uygulandı.
Havuz sistemi esas itibarıyla devletin parasına sahip çıkmasıdır. O dönemde kamu kurum ve kuruluşları Merkez Bankası’ndan yüzde 135 ile borç para alıyordu. Öbür taraftan bu kurum ve kuruluşlar (iktisadi devlet teşekkülleri dahi) kendi paralarını bankalarda tutmaları dolayısıyla yüzde 10 faiz tahsil ediyordu. Buradaki yüzde 125 faiz farkına ne diyeceğiz? Bunu önlemek için “Kamu Tek Hesabı yapalım. Bu kurum ve kuruluşlar havuza para yatırsınlar. Buradan onlara yüzde 50 faiz verelim” dedik ve uygulamaya geçtik. Çok kısa sürede Merkez Bankası faizi yüzde 135’ten yüzde 75’e geriledi. Bu durumda sermayenin sağladığı avanta da gitti. Yani sermayenin ayağına bastık. Buradan tasarruf ettiğimiz parayı memura ve işçiye aktardık. Mevduat faizlerine yüzde 12 gelir vergisi uyguladık. Kulakları çınlasın Tansu Çiller “Hoca hem faizleri indireceğim diyorsun hem de vergi getiriyorsun. Bu nasıl olacak” diye kaygılarını dile getirdiğinde ben de “Bak gör olacak” dedim ve bu gerçekleşti.
 

Sermaye faşizmi bize engel oldu

Bakın Türkiye’de aslında sermaye faşizmi vardır. Bu da REFAHYOL hükümetinin gidişinde etkili oldu. Yeni hükümete de bunu kaldırın dediler ve bu sistem kaldırıldı.
Sermaye faşizmi, sermayenin çıkarının ortadan kaldırılması halinde her yola başvurması demektir.
 

Yeşil sermayenin de ayağına bastık

Başta Almanya olmak üzere dışarıdaki vatandaşların paralarına talip olduk. Yüzde 12 faiz vererek ülkeye çekmek istedik. Ancak karşımızda yeşil sermaye vardı. Onlar bu paralara yüzde 30-40 faiz veriyorlardı. İslami duyguları kullanarak yeşil sermaye oldukça ciddi paralar getirdi. Bu durumda biz ne yapacağız? Bu haksız rekabete rağmen işçilerimizin parasını biz nasıl yurda getirebilirdik? Para da lazım…
Bir kere yurtdışından gelecek paralarda süreklilik sağlamak gerekliydi. Ben de bedelsiz ithalatla bunu sağlamayı düşündüm. Her Türk vatandaşı 12.500 dolar veya 25.000 mark Türkiye’ye getirirse, 100 bin marka kadar otomobilden tutun tarım aletleri, her türlü ekipman, araç ve gereci gümrüksüz olarak getirsin dedik.
Bu bedelsiz ithalatın avantajı ile yeşil sermayenin verdiği yüzde 30 faiz arasındaki farkı gideren bir avantaj olup olmadığını tespit edemiyorduk ve endişeliydik. Ama bu sistemle olağanüstü bir mevduat gelişi oldu. İnsanlar kuyruğa girdi.
İşte bu uygulama ile de yeşil sermayenin ayağına bastık. Üstelik dandik arabaların Mercedes fiyatına satışını da azaltmış olduk. Bu durumda az önce söylediğim gibi bankaların da ayağına bastık. Yeşil sermayeyi kızdırdık. Dış güçlerin hâkim olduğu otomotiv sektörünü zarara uğrattık. Kavgada bu kadar yumruk atarsan karşındakinin gücü yetmezse sana silah sıkar. Nitekim de öyle oldu.
 

28 Şubat darbesi bu uygulamaların sonucudur

28 Şubat darbesi aslında Erbakan hocanın dinsel duruşuna değil, yaptığı bu tasarruflara karşı yapılmıştır. Şeriat meseleleri önde görünen gerekçelerdir.
28 Şubat darbesi askeri görünümlü sivil bir darbedir. Sermaye faşizminin yönetime el koymasıdır.
28 Şubat sürecine gelinceye kadar mümessiller savaşı yaşanmış ve bu savaşta Erbakan’a destek veren askerler bugün içeriye atılmışlardır. Asker o gün doğru yapmış, ama bugün cezalandırılmaktadır.
AKP de işte bu darbenin ürünüdür. Erbakan’ın yanında olanlar, onun yaptıklarının tam tersini şu an yapmaktadırlar. Başbakan’ın faiz lobisini suçlaması da şaka gibi bir şeydir.
 

*** 

Bir dönemin en yakın tanığının ilginç tespitleri böyle.Anlıyoruz ki çıraklar ustasına ihanet etmiş!

Ekonominin gerçekleri ve üç kağıt ekonomisi Prof.Osman Altuğ'dan video

http://www.youtube.com/watch?v=xBOxktGkej4&feature=player_embedded#t=2

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=L4RMMcdDcps#t=2

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster