Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Alla Beni Pulla Beni...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 30 Eylül 2013
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 21:44
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=15641


Alla beni pulla beni..
Halk arasında bir söz vardır.Der ki halkımız “aman çok fazla açılma boğulursun”
Nedense Başbakanın dilinde uzun süredir “açılım” sözü var.
12 Ağustos 2005 den bu güne başbakan açılıp duruyor!
“Kürt açılımı”…
“Demokratik açılım”…
Ve başka isimlerle yapılan açılımlar…
Son ‘açılım’ 30 Eylül Pazartesi günü yapıldı.
Bu sürece gelene kadar; Devlet adına çeşitli görevliler İmralı ile defalarca görüştü. Başka heyetlerde İmralı’ya gittiler. Heyetlerin aldığı mesajlar kamuoyu ile paylaşıldı.
Devlet adına gidenlerin görüşmelerine ait bilgiler ise doğrudan Başbakana iletildi. Başbakan, her ne kadar “pazarlık yok” dese de, bu görüşme trafiğine başka bir anlam yüklemek de olmaz! Görüşmelere anlaşılan konular olmuştur. Kimi konularda anlaşılamamıştır. Bilinen ise, görüşme trafiğinin varlığıdır.
(Oslo görüşmeleri ve İmralı görüşmeleri) İmralı’nın son mesajı ne idi?
“Yeni bir format ile sürece devam edebiliriz” Acaba neden sürecin formatlanmasına gerek duyuldu?
Yoksa sürece virüs mü bulaşmıştı?!
Başbakanın, açıklamayı 30 Eylül gününe ertelemesi acaba bu format çalışmaları nedeniylemiydi?
Ya cezaevinden kaçan PKK’lıların biri hariç topluca yakalanması, sürece zarar verilmemesi için miydi?
Habur görüntülerinden ders mi alındı?
Halkın tepkisi olmasın diye mi terör örgütü çekiliyor-muş gibi yaptı?
‘Bak ne güzel şehit cenazeleri gelmiyor’ söylemleri ile kamuoyu desteği sağlamak amaçlı olarak mı çekiliyor-muş gibi yapıldı?
Silahlar sustu!
‘Düz ovada siyaset başladı’…
Yani pazarlıklar başladı. 
Ankara, İmralı, Diyarbakır ve Kandil arasında zaman zaman trafik tıkanıklıkları olsa da… Anayasanın içeriğinden, Anadilde eğitime kadar pek çok konu bu süreçte masaya yatırıldı.
Yer adları da tartışmaya açıldı.
“Norşin” açılımı ile başlayan yer adları açılımı, şimdi daha ileri bir aşamaya gelmiş bulunuyor.
Her şey planlı ve her şey adım adım…
Halkımıza sindire sindire uygulamaya konuluyor.
Tıpkı dünün Kürt Teali Cemiyeti ile İslam Teali Cemiyet işbirliği gibi bir süreç var.
Ve tıpkı dünün İngiliz’i gibi bugünün Anglo-Sakson ittifakı var!
Amerika var.
İngiltere var.
İsrail var.
Damat Ferit rolünde olanımızda var…
Ne diyordu Başbakan, ‘açılım’ın ilki olan 12 Ağustos 2005 tarihli Diyarbakır konuşmasında;
“ Daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha fazla refah…”
“Büyük devlet, güçlü millet kendisi ile yüzleşmelidir”
Odur budur kendimizle ‘yüz’leşiyoruz!
Nerdeyse yüz isteyene elli daha veriyoruz…
İmralı’nın her isteği adeta ‘başüstüne’ denilerek yerine getiriliyor.
BDP sürekli taleplerini dillendiriyor. Kandil de… DTK eş başkanları da…
Bizimkisi ise halkın gazını almak için hâlâ “tek bayrak, tek vatan, tek dil” açıklamaları yapıyor!
Bir zamanlar ‘ayaklar altına’ aldığı milliyetçilik üzerinden gaz alma siyaseti yapıyor.
Kamuoyunu allıyor, pulluyor.
Yandaşlaşmayan bir ikisi dışında gazeteler de kendisine yardımcı.
TV ekranları da aynı amaç için kullanılıyor.
Muhalefet etkisiz. Kendi içinde parçalı…
Hatta kimi muhalefet vekilleri, Başbakanın “açılım” değirmenine su taşıma gayreti içindeler.
“Tunceli’nin adı Dersim olsun” çalışması başlatmışlar! “Norşin” , “Dersim” derken süreç başka yer isimlerine doğru gideceğe benzer…
Anlaşılan birileri dersine iyi çalışmış.
Dersini almış ki “Dersim” diyor.
Allanan pullanan “açılım” ile ülkemiz yeni bir sürece doğru yol almaya başlamıştır.
Bir kez daha halkımızın sözünü anımsatmakta yarar var.
‘Aman fazla açılmayın boğulursunuz’!!!
Olan da ülkemize olur.
Lozan gider Sevr gelir.
Zaten amaç da bu değil miydi?
Kürt Teali Cemiyetinin de, İslam Teali Cemiyetinin de, İngiliz Muhipleri Cemiyetinin de, Wilson İlkeleri Cemiyetinin de, Damat Ferit Hükümetinin de, Ve diğer işbirlikçilerinin de… (Babıâli medyası dâhil) Temel amaçları ne idi? 
Sevr’e hizmet etmek değil miydi?
Onların uzantıları boşuna mı yılardır Lozan için ‘hezimet’ dediler… Şimdi o uzantılar büyük bir fırsat yakalamış iken, bu fırsat kaçar mı?
Elbette kaçmaz.
Alla pulla sun halka!
Nasılsa uyur iken uyaran yok...
Baksanıza Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin devamı olan partiye! Kafaları karışık. Kendi içinde ayrışmış… Taşıdığı ilkelerden ve kuruluş felsefesinden uzaklaştırılmış… İçinden bazıları bu değirmene su taşıma peşinde…
Bundan daha iyi zamanlama mı olur?
Elbette olmaz…

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster