Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


"Kedidir kedi!"den isyana Gezi Direnişi


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 25 Temmuz 2013
Geçerli Tarih: 16 Mayıs 2024, 07:01
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=14946


“Kedidir kedi!”den isyana Gezi Direnişi - BÜLENT CAN

 

Taksim Gezi’de yaşanan olaylar bir parkın savunulması olayı değildir sadece.

Bu,AKP’nin yürüttüğü,ekonomide neoliberal,siyasette otoriter ve sosyal yaşamda muhafazakâr politikalara uzun bir süre sessiz kalan insanların,içlerinde biriktirdikleri öfkenin dışavurumudur.

Bu,“Bu ülke babanızın çiftliği değil,istediğiniz gibi at koşturmanıza artık dur diyoruz!” diyen ve AKP politikalarına karşı yapılan sesli bir itirazın,büyük bir isyanın ifadesidir.

Ama bu,bir isyan olduğu kadar,kendine gelen bir halkın sessiz özeleştirisidir de aynı zamanda.

On bir yıllık iktidarı boyunca herkesçe bilinen basit bir taktikle iktidarını perçinlemeyi bugüne kadar başarmıştı AKP.

Elinden geldiğince toplumu Alevi – Sünni, Türk – Kürt,laik – muhafazakâr,ulusalcı – küreselci,statükocu – yenilikçi gibi kategorilere ayırmaya çalışmış,kendisine karşı olan muhalefeti bu kategorilerden birine hapsedip,onu itibarsızlaştırma yoluna gitmişti.

Ve bugün “Artık yeter!” deyip ayağa kalkan bu halk,uzun yıllar bu tuzağa düşmüştü yazık ki.

AKP’nin bu on bir yıllık iktidarında isyan edilmesi gereken onlarca,hatta yüzlerce vaka oldu.

Lakin hırsızı görmek istemeyen bir ev sahibi gibi “Kedidir, kedi!” deyip geçiştirmiştik çoğu şeyi.

Önce birer dosyaya indirgendi insanlar. Binlerce sayfalık klasörlere sıkıştırılıp tıkıldılar mahpushanelere… O dosyalardaki kimi “kirli isimleri” görünce karardı gözlerimiz, aralarındaki masumları göremez olduk.

‘Düşmanımız da olsa bir kişinin bile uğradığı hak mahrumiyeti bizim için önemli’ olması gerekirken görmezden geldik, “Kedidir, kedi!” deyip geçiştirdik.

Sonra insanlık çiğnendi ayaklar altında.

Kuddisi Okkır’la simgeleşen cesetler çıkmaya başladı mahpushanelerden…

Cesetlerle birlikte aile dramları saçıldı ortaya.

Örgütün kasası diye mimlenenlerin cenazelerini alacak paralarının olmadığını öğrendik mesela.

Görmezlikten geldik yine de, “Kedidir, kedi!” deyip geçiştirdik onu da.

KCK adı altında on binlerce Kürt’ü,tek sıra dizip gözümüzün önünde,tıktılar içeriye. ‘Kürt değildik’ ne de olsa, aidiyetimiz demir bir perde gibi kapladı gözlerimizi, göremedik toplu tutsaklıkları…

İmdada yetişti yine o nankör dört ayaklı…

“Kedidir,kedi!” deyip geçiştirdik.

Muhalefetin en dinamik yapılarından biri olan KESK’i susturmak için çeşitli düzmece isimlerle üyeleri atıldı mahpushanelere…

‘KESK’li değildik’ sonuçta,“Kedidir,kedi!” deyip geçiştirdik bunu da.

Hasta hükümlü solcular salıverilmeyip,birer birer ölüme mahkûm edildi mahpushanelerde…

‘Solcu kavramından bile ürker olduğumuz’ bu ülkede nasıl görebilirdik ki onları…

“Kedidir, kedi!” deyip rahatlattık vicdanları.

Aleviler yuhalatıldı seçim meydanlarında.

Soy,sop,mezhep seçim malzemesi yapıldı.

‘Alevi değildik’ gerçi…

Kulaklıklardan kulağımıza aktarılan o ‘yalancı özgürlük namelerinin’ çınlayışı engel oldu, duymadık.

Ankara’da Başbakanın sabrı taşınca, genç yaşlı,çoluk çocuk demeden dövüldü,yerlerde sürüklendi TEKEL işçileri…

O kış gününde sığındıkları çadırları başlarına yıkıldı.

İşlerinden,aşlarından oldular…

Bizler sıcak yuvalarımızda yanı başımızdaki çocuklarımızla avunduk,kediye vurduk işi, görmedik.

İşçiler,emekçiler dövüldü,Dilan’ların beynini parçaladılar 1 Mayıslarda… ‘

Emekçi de değildik’ ne de olsa…

“Kedidir,kedi!” deyip geçiştirdik onu da.

Doğa katliamının eş anlamlısı üçüncü köprünün temelini attı hükümet.

Ve köprünün isminin Alevi katliamlarıyla özdeşleşmiş bir ismin olacağını açıkladı.

Alevi olmayanımız ses çıkarmadı…

Alevilerimiz ise köprüyü bırakıp isme takıldı.

Hatta en başta bu projeye karşı çıkması gerekenler isim önerme yarışına bile başladı.

Kediye bile gerek kalmadan AKP bir kez daha amacına ulaştı,köprüyü tartıştırtmadı.

Yaşam tarzımıza müdahaleler başladı bu sefer de.

Belli bir saatten sonra alkol satışı yasaklandı mesela.

Açık yerlerde içkimize karışır oldular.

‘İçki içmiyor oluşumuz’ köreltti gözlerimizi.

Bunun özgürlüklere vurulmuş bir darbe olduğunu görmedik.

“Kedidir, kedi” deyip onu da geçiştirdik.

Ev sahibinin bu ruh halinden faydalandıkça faydalanmıştı ‘hırsız’.

Büyüttü işi.

Yaşam alanlarımıza,oksijen depolarımıza getirdi sırayı.

Rant uğuruna nefessiz bırakmaktı amacı.

Ama unuttuğu bir şey vardı: Ağacın Kürt’ü,Türk’ü; Alevi’si, Sünni’si; sağcısı, solcusu; ulusalcısı,küreselcisi; statükocusu,yenilikçisi olamazdı.

Bunca zamandır öfkesini içine biriktirip, “Kedidir, kedi” diyen ev sahibi de uyumuyordu aslında.

Her şeyin farkındaydı.

Farkındaydı ama “Ya sabır!” diyormuş meğer ki.Sabır taşı çatladı sonunda.

Tutup ayaklarından ‘hırsızı’ “Topunla, tüfeğinle, copunla, suyunla, gazınla gel, senden korkmuyorum” diye haykıran milyonlar meydan okudu.

Bu sadece bir ağaç meselesi değildir şüphesiz.

Kendini bir kesimin başbakanı, diğerlerini düşman gören bir anlayışa isyandı.

AKP’nin buyurgan ve otoriter politikalarına karşı bir başkaldırıydı.

Yaşam tarzlarına karışmaya bir itirazdı.

İnsanların aşağılanmasına, onurların çiğnenmesine karşı bir haykırıştı.

Demagojilerle, manipülasyonlarla insanların beyinleriyle alay edilmesine karşı bir çığlıktı. 

Bu, on bir yıllık iktidarları boyunca hem içte hem de dışta AKP’nin uygulamış olduğu yanlış politikalarının ve “küstah” üslubunun yarattığı bir sonuçtu.

Bu, biraz Roboski’ydi, Reyhanlı’ydı, Suriye’ydi…

Bu, biraz nükleer enerjiye, neoliberal politikalara, toplum mühendisliğine, aşağılayıcı üsluba, işsizliğe, emek düşmanı politikalara karşı ortak bir çığlıktı.

Farklı sorunların, farklı sıkıntıların ortaklaşmasıydı.

İstedikleri kadar yaşananları karalamaya çalışsınlar hükümet yanlıları…

İstediği kadar yok saysın, görmezden gelsin kimi televizyon kanalları…

Türkiye Mücadele Tarihine altın harflerle çoktan yazıldı yüreğimizi aydınlatan bu apak günler.

Ve herkes bilsin ki artık hiçbir silah tesir etmez korku eşiğini aşan bu halka.

Ve hiçbir şey bu ülkede eskisi gibi olamaz bundan sonra...


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster