Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Birliklerde İdari Özerkliğe Son Verilirken,Mali Özerklik Devam Ediyor


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 11 Mayıs 2013
Geçerli Tarih: 04 Mayıs 2024, 07:05
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=14358


BİRLİKLERDE İDARİ ÖZERKLİĞE SON VERİLİRKEN, MALİ ÖZERKLİK DEVAM EDİYOR

 

Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın önerdiği “Tarımda Reform Uygulama Projesi” kapsamında 16 Haziran 2000 yılında yürürlüğe giren 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası ile birlikler “Yeniden Yapılanma Süreci”ne tabi tutularak, 01 Mayıs 2000 öncesi borçları yıllar süren çalışmalar sonucunda tahkim edildi.

Bu yasaya konulan geçici bir madde ile “devlet veya kamu tüzel kişilerinden” Birliklere mali destek yapılması yasaklanırken, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF) kapsamında oluşturulan havuzdan ürün alımı için kredi kullanmaları sağlandı. 

Yasa’nın kabulünden sonra Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF) kapsamında o dönemde oluşturulan 250 milyon lira bütçeli havuzdan ürün alımı için birliklerin kredi kullanmaları sağlandı.

Ülke genelinde faaliyet gösteren 17 tarım satış kooperatif birliği bu havuzdan her yıl ürün alımı için kredi aldı ve faizi ile geri ödedi. Birkaç yılda havuz büyüdü.

Yasa ile öngörülen “birliklerin yeniden yapılandırılması” süreci 4 yılda tamamlanacaktı. Ancak 2008 yılı sonunda tamamlanabildi.

Projenin bitimiyle birlikte 2009’dan başlayarak fındık üretim bölgelerinde “ Fındık Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği ve Alternatif Ürüne Geçen Üreticilere Telafi Edici Ödeme Yapılması” projesi uygulamasına geçildi.

Bu süreçte Birliklerin aldığı kredi ve faizin geri ödenmesi ile ilgili sorunlar yaşandı.

Hükümet bu borçları birkaç kez erteledi.

Yasal düzenleme yapılacağı söylendi.

Düzenleme yapılıncaya kadar alınan kredinin ana parası ve faizi 1 milyar TL.aştı.

Bu borcun çok büyük bölümü faizden oluşuyordu.

Son olarak alınan kredinin ana parası ve faizi 1 milyar 285 milyon TL. ulaştı.

Birliklerin ödeyemediği bu para yeniden yapılandırılıyor.

Birliklere borçlarını 15 yılda 15 eşit taksitte ödeme olanağı getiriliyor.

Yasada, yeniden yapılandırılan tutar, bu maddenin yayımını izleyen yıl başlamak üzere eşit taksitler halinde, yılda bir ödemek koşulu ile en fazla 15 yılda ödenmesi öngörülüyor. Ancak borcun tamamının ilk yıl ödenmesi durumunda yeniden hesaplanan faiz tutarında yüzde 25 indirim uygulanacak.

Ayrıca, yeniden yapılandırılan tutara taksit döneminde herhangi bir faiz uygulanmayacak.  

Yine yasada yapılan değişiklik ile; daha önce idari özerklik tanınmış olan birliklere, yeniden Bakanlığın (Hükümetin) müdahale etmesinin önü açılıyor.

Bu husus kanunda “Bakanlık, kanunların emredici hükümlerine ve bu Kanunun amacına aykırı olmamak şartıyla, bu Kanunda örnek anasözleşmeyle düzenleneceği belirtilen hususlar ile kooperatif ve birliklerin çalışmalarına ilişkin gerekli gördüğü konularda düzenleme yapmaya ve kurumsal yönetim ilkeleri belirlemeye yetkilidir.” denilerek İfade ediliyor.

Yasadaki yeni bir hükümle, birliklerde Denetim Kurulları kaldırılıyor.

Bundan böyle denetçiler, yönetmelikte belirlenen şart ve niteliklere sahip, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'na göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan kişiler ile birlik, kooperatif veya bakanlıkta en az 10 yıl denetim elemanı olarak görev yapmış olanlar veya bunların hissesinin en az yüzde 50'sine sahip oldukları denetim kuruluşları arasından genel kurulca seçilecek.

Denetim giderleri ilgili birlik ve kooperatif tarafından karşılanacak.

Denetim yaptırılmadan, genel kurulda ibra kararı alınamayacak.

Bakanlığın yaptığı denetimlerde üst üste üç dönem zarar açıklayan birlik ve kooperatiflerde öncelikle uzmanlardan oluşan bir komitenin kurulması öngörülüyor.

Uzman Komitesi’nin raporuna göre; Genel kurulda, birlik veya kooperatifin varlığını ve faaliyetlerini geliştirip sürdürmesi için gerekli telafi edici tedbirlere ilişkin kararların alınması zorunluğu getiriliyor.

Bu kapsamda belki de, seçimle gelmiş yönetim kurullarının, Bakanlıkça görevden alınması gündeme gelecektir.

Bu durum kanunda;

“Yönetim kurulu, doğrudan ya da Bakanlıkça yapılan denetim veya bu madde kapsamında yapılacak denetim sonucunda bir görüş olarak bildirilmiş ise, birlikte ve bir birliğe bağlı olmayan kooperatiflerde üst üste üç dönemin menfi gelir-gider farkı ile sonuçlanması veya her hâlükârda menfi gelir-gider farkının toplam aktif değerlerin yüzde onuna tekabül etmesi veya borç ödemede ve giderlerin karşılanmasında sorun yaşanması durumlarında, birlik ve ortak kooperatiflerin veya kooperatifin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, gerekli önlemlerin alınması ve riskin yönetilmesi amacıyla derhal uzmanlardan bir komite kurmak ve komitenin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Uzman komitesi raporu, düzenlenmesini takip eden ilk genel kurul toplantısında, gündemde olmasa bile ayrı bir gündem maddesi olarak görüşülür. Genel kurulda, birlik veya kooperatifin varlığını ve faaliyetlerini geliştirip sürdürmesi için gerekli telafi edici tedbirlere ilişkin kararların alınması zorunludur.” şeklinde ifade edilmektedir.

Yine kanunda ; durumlarını en fazla iki yıllık sürede düzeltmeyen kooperatiflere; ya birleşin ya da tasfiye olun denmektedir. 

“Birlik, denetim sonuçlarını da gözeterek, etkinliği ve verimliliği azalmış veya varlıklarının yarısı karşılıksız kalmış ortak kooperatiflerden durumlarının düzeltilmesini ister ve iki yıldan fazla olmamak üzere verilen sürede bir başka kooperatifle birleşme dahil, gerekli tedbirleri almayan kooperatifleri ortaklıktan çıkarır.” Kanunla, bunda sonra ortaklara ek ödeme yükümlülüğü getirilerek, kooperatiflerin sabit ve değişken giderlerin karşılanması tamamen ortakların sorumluluğuna bırakılmaktadır.

Şöyleki;

“ Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla kooperatif ve birliklerin kesinleşmiş en son bilançolarındaki açıkları yedek akçelerden ve fonlardan karşılanamadığı takdirde, bu bilanço açıklarını kapatmak üzere ve bilanço açıklarıyla sınırlı olmak kaydıyla ortaklara, en fazla sermaye taahhüt tutarları kadar, ek ödeme yükümlülüğü getirilir. Ek ödeme yükümlülüğü, ortaklığın çıkma veya çıkarılma nedeniyle sona ermesi hallerinde ödenecek sermaye paylarından düşülür ve ödenmiş sermaye payını aşan ek ödeme tutarı tahsil edilir. Ölüm nedeniyle ortaklık sona ermiş ise, ek ödeme yükümlülüğünün tahsili iade edilecek sermaye payı ile sınırlı tutulur. Ortak başına tekabül eden ek ödeme tutarı; bilanço açığı, değişken ve sabit giderler, ortakların teslim ettikleri ürün miktarları ve ortak sayısı gibi kriterler gözetilerek örnek anasözleşmede belirlenecek usul ve esaslara göre hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan ek ödeme tutarları, her yıl, yine örnek anasözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre güncellenir. Ek ödemelerin tahsili bu güncel tutarlar üzerinden yapılır.” denilmektedir.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster