Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Et - Tırnak Meselesi...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 04 Mart 2013
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 16:53
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=13568


ET-TIRNAK MESELESİ...

 

Hava soğuk, sinirler gergin,dillerin söylediği sözü önce bin düşünüp sonra bir denilecek itinanın gösterilmesi gereken,sessizliğin bile sorun olduğu zamanlardan geçiyor ülke.

Barış adına diyorlar ya bilemiyoruz önünü arkasını,İmralı'nın su yolu yapıldığı bir zaman.

Kimin kiminle yol aldığı,kimin kime yoldaşlık,yandaşlık,soytarılık yaptığının belli olmadığı zamanlar.

Boş mudur dolu mudur bilinmez gelip gidenlerin üzerine yapıştığı bu kavramlar ama ben bu noktada bir ara duygusallığıma yenilerek etnik kimlik tarafsızlığımı da bir yana bırakarak alınganlık yaptım açıkçası,Demirtaş’ın parmak bastığı bir noktaya.

Bu noktaya girmeden önce şunu sormak istiyorum “ATATÜRK TÜRKÇÜLÜĞÜ ETNİK BİR TÜRKÇÜLÜK MÜDÜR?”

Osmanlının bin bir çeşit etnik kökeni içinde barındırdığı,Türkçülüğün esamesinin bile okunmadığı( bana göre elbette ki,bu konuda oldukça da katıyım) bir dönemde mümkün müdür böyle bir direnişe,böyle bir iç ve dış savaşa giren Atatürk’ün etnik Türk anlayışıyla bu yola çıkması.

Ülkede etnik olarak Türklerin olduğu ve çoğunluğu elbette ki bir gerçek ama Türkiye cumhuriyeti anlayışında,Atatürk Türkçülüğü anlayışında etnik Türk anlayışının yatmadığını ne zaman anlayacak gerek türk milliyetçileri,gerek diğer etnik halklar.

Siyaset hangi anlayış üzerinden işliyor,AKP,CHP,MHP hangi etnik kimlik altına sığınıyor,onu bilemem ama siyasetin hararetinden uzaklaşmamak adına her gün bir ters köşeye yattıkları da aşikar.

Millet nedir sizce ?

Bir arada yaşamış ve yaşayan,bir arada yaşamayı hedefleyen ve bu doğrultuda da üzerinde bulunduğu toprağın bütünlüğüne inanan insanlar toplamı değil midir?

Ben Atatürk ilkelerinde TÜRKÇÜLÜK diye bir şey bilmiyorum ve Milliyetçilik ilkesini de Türk etnik kökencilik olarak algılamıyorum.

Siz algılıyor musunuz,ya da neden algılıyorsunuz?

Aslında bu soruyu etnik köken üzerinden siyaset yapan ve kitleleri arkasına takan bütün siyasetçilere soruyorum.

Benim derdim bu başlık altında Atatürkçülüğü savunmak filan değil.

Benim derdim kendi alınganlığım belki de.

Ama Demirtaş’ın sarf ettiği sözün altını amacından çok uzak dolduracak o kadar çok bilinçsiz ve art niyetli insan var ki bu ülkede.

Bana göre söylediği söz amacından çok uzak bir yere düştü.

Biz iki farklı halk olabiliriz bu ülkede,hatta çok çok halk,hani omuz omuza dünden bu güne.

Omuz omuza ve onurlu ne çok halk,fakat biz etle tırnak gibiyiz be azizim,etle tırnak gibi…

Aynı okula gittik,aynı sıralarda oturduk,aynı evi paylaştık,hatta aynı lokmayı,aynı sokağı, aynı oyunda ben ebe oldum mesela seni sobelemek için.

Benim babamın gönderdiği para erken bitti ve senin harçlığının ortağı oldum kimi zaman.

Aynı kıza aşık olduk,aynı şarkıları dinledik,aynı saflarda yerimizi aldık her türlü direnişlerimizde.

Sonra kız aldık mesela sizden ve ben SİZDEN birine hala oldum ya da yenge.

Ben güneydoğuya ilk gittiğimde ortaokuldaydım.

Kendi mahallemden çıkar ve çırçır mahallesine giderdim Kürt olan arkadaşlarımla oynamak için ya da onlar gelirdi bizim mahalleye.Yorulurduk ve annemin yaptığı kekleri,pastaları yerdik birlikte.

Kavgalara birlikte girdik,birlikte duvarların arkasından atladık,birlikte düştük,birlikte kanadı dizlerimiz.

Benim ilk kan kardeşim bir kürt mesela.

Yıllar sonra yine yolum düştü güneydoğuya.

Kimsenin gözlerinin içine bakamadım,kendimi bir tuhaf aitsizlik durumuyla baş başa gibi gördüm.

Bu aitsizliğim korkudan mıydı, üzüntüden miydi, utançtan mıydı bilinmez.

Hepsinin arasında geldim gittim çünkü.

Hiçbirinde duramadım maalesef.

Etle tırnak olmak nasıl bir şey ki?

Nasıl etle tırnak olunur,ne yaparsanız,neleri paylaşırsanız birileriyle de etle tırnak olursunuz?

Ben bu soruyu soruyorum şimdilerde kendime…

Biz omuz omuza,kendi onurlarının dışında ortak onurlarda da birleşen iki farklı halk olabiliriz Sayın Demirtaş,ama biz ETLE TIRNAK GİBİYİZ.

Sadece Kürt/Türk et-tırnaklığı değil bu,bütün etnik kimliklerle beraber yaşanan bir et-tırnak meselesi.

Kürt halkının onuru ve özgürlüğü için savaş verirken Türk etnik kökeniyle bir alakası olmayan ATATÜRK TÜRKÇÜLÜĞÜ’nün altını çizin lütfen.Çünkü bu kavramın içinde yer alıyorsunuz ne kadar kabul etmeseniz de…

Sahip olunmak istenen haklara karşı durduğumdan değil benim bu tavrım.

Zamanın şartlarına göre,birlik be beraberliğin,bir bütün içinde idamesine hizmet amacıyla bazı kavramlar kullanılmışlığı doğrudur.Lakin kavramların içi boşalınca oldu ne olduysa.

Ne kadar sert durursa dursun esnekti aslında ATATÜRK TÜRKÇÜLÜĞÜ VE MİLLİYETÇİLİĞİ.

O nedenledir zaten herkesin bu kavramların farklı kanatlarından tutup tutup çekiştirdiği, eklediği,çıkardığı,sağına soluna yama yapıp,altını üstünü kırptığı.

Üç kuruşluk siyaset anlayışlarının çıkarları doğrultusunda aslını unutup, nesline haksızlık eden,dününe,bugününe ve yarınına hakaret eden,önümüzdeki ışığı kesip bizi karanlıkta bırakan bir sürü hadsizler olmadı değil. Söylemek istediğim şu ki her koşul kendi eylemini ve sonucunu doğurur.

Dönemsel şartlar ışığındaki dönemsel eylemleri günümüze enjekte etmek ne kadar doğru.

Elbette ki herkes kendi kimliğini,kendi dilini ve dinini özgürce yaşayabilmeli bu topraklarda.

Bunun altını her zaman çizdim ben kendimce yazdığım bütün yazılarda.

Bundan söz ettim girdiğim her ilgili sohbette.

Bununla ilgili her imzayı attım ama çocukluk anılarımı,gençlik aşklarımı,davalarımı, ideolojilerimi, hayata baktığım pencereyi gereksiz kurulan bir cümle ile kimseye teslim de etmem.

Bir söylemle bunlardan vazgeçmem.

Sonra küserler bana çocukluğumdan,gençliğimden çıkıp gelen berfinler,narinler,şivanlar ya da dimitriler,agatalar,garineler veya evrolar,ardeler,civaneler…

Kimse sanmasın ki ne koyu bir ATATÜRKÇÜLÜK,ne koyu bir TÜRKÇÜLÜK,ne de koyu bir KÜRTÇÜLÜK yapıyorum.

Yıllardır süren şu çatışmalarda ölen bir Türk gencine üzülmeyen Kürde Kürt demem ben, ölen Kürde üzülmeyen Türke Türk demediğim gibi.

Kimse üzerine alınmasın lütfen.

Bu bir bakış meselesi.

Sen davul zurna halay çekermişsin,o da senin sorunun.

Sadece bu topraklarda yaşamayı hak etmediğini düşünürüm o kadar ve bunu söylerim düşünmekten öte ve bunu bağırırım da söylemekten de öte.

Bundan da beni kimse men edemez.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster