ESP'li erkekler kadına yönelik şiddeti, tacizi,
tecavüzü ve Rize'nin AKP'li belediye başkanı Halil Bakırcı'nın "İkinci
eşlerinizi doğudan alın. Hasım değil, hısım olun" şeklindeki pervasızca
kadınları aşağılayıcı sözlerini Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları basın
açıklaması ile protesto ederek tüm erkeklere insanlaşma çağrısı
yaptılar.
Erkekler adına açıklamayı ESP İstanbul İl yöneticisi
Ersin Sedefoğlu yaptı.
Basın açıklamasının tam metni:
Biz bu gün erkekliğin, erkek egemen devlet ve
toplumsal yapının kadınlara yönelik şiddet, tecavüz,işkence uygulamalarına
karşı tepkimizi göstermek ve erkeklik hallerimizi terketmek üzere toplandık.
Kadınlara yönelik pervassız saldırıların en son örneği, insanlığı utandıran Rize
belediye başkanının sözleridir.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Kürt ve Türk
kadınlarını aşağılayarak “Türk erkekleri Kürt kadınlarını kuma olarak alırlarsa
Kürt Sorunu çözülür” dedi. Elbette bu fikir tek başına Bakırcı'ya ait değildi.
Bu zihniyet onlarca yıldır ezilen Kürt halkını ve Kadınları aşağılayan,
dışlayan erkek egemen zihniyetin ve sömürgeciliğin
yansımasıdır.
Kürt Sorununa inkar ve imha politikası ile yaklaşan
Kürt kimliğini yıllarca inkar eden, sorununun varlığını kabul etmeyen rejimin
resmi politikasıdır. Bu politika, erkek egemen zihniyeti taşıyan bürokratları,
yerel yöneticileri bu türden açıklamalar yapma yönünde cesur kılmaktadır. Rize
Belediye Başkanı, sadece Kürt kadınlarını kuma olarak görüp aşağılamakla da
kalmamış aynı zamanda Türk kadınlarının kumalığı, çok eşliliği kabul etmesini
isteyerek Türk kadınlarını da aşağılamıştır. Rize Belediye Başkanı bu ülkenin
en temel sorunlarından biri olan Kürt sorununa küstahça yorum getirerek Kürt
kadınlarını hor gören zihniyetlerini ortaya koymuştur. Bu politikalar bir
belediye başkanının bireysel görüşleri midir? Yoksa Kürt Sorununda ikiyüzlü
politika izleyen Kadına dönük şiddete yönelik hiçbir politika üretmeyen, hatta
tecavüze uğrayan kadını tecavüzcüsüyle evlensin şeklinde yasal düzenlemelerle
tecavüzü meşrulaştıran,teşvik eden AKP Hükümetinin politikaları
mıdır?
Coğrafyamızda hergün kadına dönük şiddetin çeşitli
boyutlarını gazetelerde okumakta, televizyonlarda izlemekteyiz. Kadına dönük
taciz, tecavüzlerden, kaba dayaktan, kadın cinayetlerine kadar kadınlara
uygulanan şiddetten dolayı biz sosyalist erkekler, erkek olduğumuzdan utanç
duymaktayız. Çünkü kadınlara şiddet uygulayanlar, kadına dönük saldırıları
'erk'eklik adına yapmaktadır ya da yaptığını ifade etmektedir. Toplumumuzda da
“ erkektir, babasıdır, kocasıdır,abisidir “ gibi değerlendirmelerle kadına dönük
şiddet meşrulaştırılmakta, tacize ve tecavüze uğrayan kadınlarla ilgilide
erkekler değil,“acaba nasıl giyindi, nasıl yürüyordu” gibi yaklaşımlarla
kadınlar sorgulanmaktadır. Tecavüz eden erkek değil, tecavüze uğrayan kadınlar
suçlu sayılmakta ailelerinden ve toplumdan dışlanmaktadır.
Erkek egemen toplumsal yapıda kadınlar, erkeğin
mülkiyeti görülmekte, kadınların tüm yaşamları erkeklerin kararları ile
yönlendirilmektedir. Kadının bedeni erkeğin denetiminde yer almakta, 'kadının
namusu erkeğin namusu' olarak sunulmaktadır.
Biz sosyalist erkekler olarak kadınların bedenlerinin
kendilerine ait olduğunu bedeni ve kendisi ile ilgili söz söyleme, karar
hakkının da kadınlara ait olduğu bilinciyle erkeklik zihniyetimizle
hesaplaşıyoruz.
Erkekleri insanlığın bu utanç tablosuna karşı
insanlaşmaya çağırıyoruz!
Coğrafyamızın genelinde her ay onlarca kadın
intiharları yaşanmakta ve yine bir o kadar kadın katliamları
gerçekleştirilmektedir. Baskı altında yaşayan kadınlar korku ve kaygılar sonucu
çözüm olarak intiharlara başvurmaktadır. Kadın intiharlarından kadınların
kendileri değil, onları baskı altında tutan erkekler ile kadın intiharlarına
karşı hiçbir önlem almayan, şiddete ve baskıya maruz kalan kadınlara destek
olmayan devlet de sorumludur.
Bizler sosyalist erkekler olarak kadına dönük her türlü
yapılan şiddeti kınıyor, kadına şiddet uygulayan tüm erkekleri artık hesap
vermeye, kadını aşağılayan her türlü yaklaşımlara son vermeye
çağırıyoruz.